tatil-sepeti
Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

2017 ekonomik büyümesinde sürükleyici, önemli ölçüde ihracat oluyor. Yıl genelinde net ihracatın büyümeye katkısı 1.3 puan olarak gerçekleşecek. Böylece 2017 ekonomik büyümesi, büyük ölçüde üretime ve ihracat dayalı sağlanmış olacak. Türkiye, ithalata bağımlı olmadan ihracatını artırdıkça daha sağlıklı büyüme sergiliyor. Bu çerçevede Yeni Orta Vadeli Program’ın ihracat hedeflerini değerlendirelim:

1 - ORTA VADELİ PROGRAM’IN İHRACAT HEDEFLERİ OLDUKÇA TEMKİNLİ

Yeni açıklanan Orta Vadeli Program, önümüzdeki üç yıl için ihracatta temkinli hedefler oluşturuyor. Yeni programda ihracatın 2017’de yüzde 9.8 büyüyerek 156.5 milyar dolar olacağı, 2018’de yüzde 8 artarak 169 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Daha sonraki iki yıl ise ihracat artışları yüzde 7.7 ve yüzde 7.1 olarak bekleniyor. Türkiye daha yüksek ihracat hedefleri gerçekleştirebilecek koşullara sahip bulunuyor.

2 - DÜNYA EKONOMİSİ VE TİCARETİNDE BÜYÜME HIZLANIRKEN TÜRKİYE İHRACATINI DAHA HIZLI ARTIRABİLİR

Dünya ekonomisi ve ticaretindeki toparlanma da ihracat artışını destekleyecek. Nitekim dünya mal ticareti de de iki yıl üst üste yaşadığı daralmanın ardından 2017’de yüzde 7 büyüme gösteriyor. İlave olarak Dünya Ticaret Örgütü, eylülde açıkladığı dünya mal ticareti büyüme öngörülerinde 2018’e ilişkin beklentilerini yükseltti. Muhtemelen 2018 dünya mal ticareti, yüzde 9-10 arasında genişleyecek. Türkiye’de bundan en az 1-2 puan daha yüksek büyüme gösterebilecek.

3 - İHRACATTA TEMKİNLİ YAKLAŞIMIN NEDENİ DIŞ POLİTİK VE JEOPOLİTİK RİSKLER OLABİLİR

İhracat artışına temkinli yaklaşılmasının nedeni, muhtemel dış politik ve jeopolitik riskler olabilecek. Türkiye en büyük pazarı Avrupa Birliği ile ilişkileri yeniden tarif etme sürecine giriyor. Öte yandan yakın ve komşu ülkeler ile ticarette sıkıntılar sürüyor. Bu nedenle ihracat artışında temkinli iyimser hedefler belirlendi.

4 - NET İHRACATIN BÜYÜMEYE KATKISI YENİDEN AZALACAK

Net ihracat uzun süreden sonra ilk kez büyümeye 1.3 puan ile 2017’de önemli bir katkı veriyor. Ancak ihracat artışlarına temkinli yaklaşılması nedeniyle net ihracatın büyümeye katkısı 2018’de 0.8 puana, izleyen iki yıl ise 0.7 puana düşüyor. Türkiye finansal istikrarı koruyarak yüzde 5.5 büyüme hedeflerine ulaşmak istiyorsa net ihracatın büyümeye katkısı mutlaka daha yüksek olmalı. Aksi takdirde hızlanan büyüme ile cari açığın büyümesi finansal istikrarı tehdit edecek.

5 - ORTA VADELİ PROGRAM’IN DÖVİZ KURU BEKLENTİLERİ İHRACATI SINIRLAR

Orta Vadeli Program’ın hazırlanılması aşamasında kullanılan yıllık ortalama dolar kurları ise 2018 için 3.81, 2019 için 3.96 ve 2020 için 4.02 Türk Lirası. Kullanılan döviz kurları, bir hedef veya taahhüt olmamakla birlikte ekonomi yönetiminin beklentilerini yansıtması açısından önemli. Önümüzdeki üç yıl için öngörülen birikimli yüzde 19 enflasyona karşı kurlardaki artış yüzde 11.7’de kalıyor ve Türk Lirası üç yılın sonunda yüzde 6.5 değerlenmiş olacak. İhracat da Türk Lirası’ndaki bu değerlenmeden olumsuz etkilenecek. İhracattaki temkinli artış hedeflerinin bir nedeni de Türk Lirası’ndaki değerlenme beklentisi olabilecek.

6 - İHRACATA YENİ DESTEKLER GELİYOR

İhracatın desteklenmesine yönelik de programda yeni unsurlara yer veriliyor. Bunların başında döviz kuru riski sigortası geliyor. İhracatçıların kur riskini azaltmak amacıyla İhracatta Döviz Kuru Riski Sigorta Sistemi kurulacak ve kullanımı yaygınlaştırılacak. Ayrıca Türk Lirası ile ticaretin toplam ticaret içerisindeki payının yükseltilmesi teşvik edilecek. İhracatçıların kur riskinin en aza indirilmesi, ihracat artışını en çok destekleyecek teşvik olacak.

Son Söz: Dış politik ve jeopolitik riskler azaltılır ve Türk Lirası’nın değerlenmesine izin verilmezse ihracat artışları daha yüksek gerçekleşebilecek.

17 Ekim 2017 Salı