Giriş: 02.05.2025 - 09:53
Güncelleme: 02.05.2025 - 09:53
CAN GÜRLESEL

CAN GÜRLESEL

Mart ayındaki finansal dalgalanmaların ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikasındaki ilave sıkılaşması reel sektörü zorlayacak.


Mart ayındaki finansal dalgalanmaların ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikasındaki ilave sıkılaşması reel sektörü zorlayacak. TCMB, finansal şokların ardından Türk Lirası’ndaki değer kaybını durdurmaya öncelik verdi. Enflasyonun düşürülmesi hedefi korunmakla birlikte dezenflasyon programında kısa vadeli hedef, TL’nin değerinin korunması haline geldi. Bu çerçevede TCMB, iki aşamada parasal sıkılaşmasını artırdı. Bu ilave sıkılaşmaların reel sektör üzerindeki olası etkilerini değerlendirelim.


1. PROGRAM TL’YE GÜVEN KAZANDIRMIŞTI

TCMB, 2023 haziran ayından itibaren uygulamaya başladığı politikalarla TL’ye yeniden güven sağladı ve TL varlıklara yurt içi ve yurt dışından talep arttı. TL bu süreçte reel olarak değerlendi. Dezenflasyon programının başarısı için TL’de değerlenme olumlu iken, reel sektör TL’nin değerlenmesiyle içeride ve dışarıda rekabet gücünü kaybettiği için şikayetlerini artırmıştı. Buna rağmen reel sektör, enflasyon ve faizlerde kademeli düşüş ve işlerin 2025 ikinci yarısında toparlanmaya başlayacağı beklentisiyle programı büyük ölçüde destekledi. TCMB de TL’de sağlanan güven ve talebi arkasına alarak kademeli bir faiz indirim sürecine girmişti.


2. TL’DE DEĞER KAYBI

Mart ayında yurt içinde ve yurt dışında yaşanan gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan finansal şoklar, TL’de ciddi bir değer kaybına yol açtı. Enflasyonist beklentiler yükseldi ve Türkiye’nin risk primi 375 puana kadar yükseldi. Nisan ayı ortasına kadar dövize talep devam etti. Bu gelişmeler karşısında TCMB iki aşamalı olarak para politikasında sıkılaşmayı artırdı. En son olarak politika faizi yüzde 46’ya, gecelik borç verme faiz oranı da yüzde 49’a yükseltildi. TCMB, TL’nin değerini korumak için 45 milyar dolara yakın döviz satışı gerçekleştirdi. Brüt ve net döviz rezervleri azaldı. TCMB, diğer yandan Türk lirası likiditesini de neredeyse sıfırladı ve hatta piyasadan alacaklı duruma geldi.


3. DEZENFLASYON PROGRAMININ HEDEFLERİ ÖTELENDİ

TCMB, uyguladığı dezenflasyon programında 2025 sonu için en son şubat ayındaki güncellemesi ile yüzde 24 yılsonu TÜFE hedefini açıklamıştı. TÜFE, mart ayı sonunda yıllık yüzde 38.1 oldu. Ancak nisan ve mayıs aylarında enflasyon muhtemelen önceki beklentilerin üzerinde olacak. Haziran ayı sonunda yıllık TÜFE yüzde 40 seviyesinde gerçekleşebilecek. Finansal şokların etkisiyle enflasyon beklentileri yükseldi. Bu gelişmelere bağlı olarak yılsonu TÜFE beklentisi de arttı. TCMB piyasa katılımcıları anketinde yılsonu TÜFE beklentisi ortalama yüzde 29.98 oldu. TCMB politika faizi 2025 sonu beklentisi ise yüzde 32.5’tir. Enflasyon ve faiz beklentilerinin yükselmesi, merkez bankasının işini zorlaştıracaktır. 


4. YAZ AYLARINDA NORMALLEŞME  

Dezenflasyon programı hedeflerinin ötelenmesi ve parasal sıkılaşmanın uzaması reel sektörü zorlayacaktır. Reel sektör, finansal şoklar öncesinde enflasyon ve faiz oranlarındaki gerilemeyle yılın ikinci yarısında toparlanma ve finansal koşullarda gevşeme bekliyordu. Ancak koşullar değişmiş olup reel sektörün işlerde toparlanma ve gevşeme beklentileri de ötelendi. İlave sıkılaşmalar, TL’ye güvenin yeniden sağlanmasıyla normalleşmeye başlayacak. Bu da yaz aylarını bulacaktır. TCMB faizleri ile piyasa faizleri yaz aylarında da yüksek kalmaya ve işleri caydırmaya devam edecek. İşlerde toparlanma ümidi, yılın son aylarına ötelenmiş gibi duruyor. 


İçeride işlerde toparlamanın ötelenmesi yurt dışındaki ticaret savaşları kaosuyla birleşince reel sektörün satışlarda ve nakit akışında daha da zorlanacağı görülüyor. Diğer yandan, artan kredi faiz oranları reel sektörün finansman maliyetlerini artırırken, kârlılıkları daha da azaltacak. Faiz oranlarındaki artışların yanı sıra TL likiditesinin kaybolması da kredi faiz oranlarını ve vade farkı oranlarını önemli ölçüde yükseltecek. Reel sektör, finansal açıdan sıkıntılı iki çeyrek yaşayacak.



Son Söz: İlave sıkılaşma koşulları altında reel sektörde ana öncelik şirketleri finansal olarak yaşatabilmek haline geldi. Diğer hedefler ikincil kalacaktır.