tatil-sepeti
tatil-sepeti
Giriş: 14.05.2018 - 00:00
Güncelleme: 24.10.2022 - 13:13
CAN GÜRLESEL

CAN GÜRLESEL

Uluslararası kurumların dünya ekonomisinde 2018’e ilişkin büyüme beklentileri yukarı yönlü güncelleniyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), 2018’de dünya ekonomisinde yüzde 3.4 büyüme gerçekleşeceğini bekliyor. 2018’de gelişmiş ülkelerde büyüme yüzde 2.5 ve gelişen ülkelerde ise yüzde 4.9 ile geçen yılın da üzerinde bekleniyor. Dünya ekonomisindeki olumlu gelişmeler, büyüme konusundaki iyimserliği artırıyor. Dünya mal ticaretinde de yılın ilk üç ayında yüzde 9 büyüme gerçekleşti. Dünya ekonomisi ile ticaretindeki bu iyimser beklentiler ve gelişmeler karşısındaki üç risk ise olası ticaret savaşları, jeopolitik riskler ve ABD’de daha hızlı faiz artışları olarak kalmaya devam ediyor. Bu üçlü arasındaki öncelik giderek İran özelindeki jeopolitik risklere doğru kayıyor.

1 - TİCARET SAVAŞI ENDİŞELERİ AZALIYOR

Martta ABD’nin başlattığı ithalatta ilave gümrük vergileri uygulaması kısa sürede ABD ile Çin arasında karşılıklı bir ticaret savaşına dönme riski oluşturdu. Ancak nisan sonunda ABD ve Çin karşılıklı olarak ikili ticaret görüşmelerine başlayarak süreci yumuşatmaya başladı. İki ülke arasında Pekin’de gerçekleşen ilk tur müzakereler, görüşmelerin devam etmesi üzerinde anlaşmaya varılmasıyla sona erdi. İlk tur görüşmelerde iki tarafın ticarete ilişkin bazı konularda anlaşmaya vardığı, bazı konularda ise itilafın devam ettiği açıklandı. İlerleme sağlanmış olması ve müzakerelerin devam edecek olması oldukça olumlu. ABD, AB’ye ise 1 ay daha ilave muafiyet süresi verdi ve kalıcı muafiyet için görüşmelerin sürmesi kararlaştırıldı.

2 - DOLAR FAİZİNDEKİ ARTIŞ KÜRESEL BÜYÜMEYİ ENGELLEYECEK SEVİYEDE DEĞİL

Küresel ekonomi önünde bir diğer önemli risk, dolar faizlerinin beklenenden hızlı artması ve büyümeyi frenlemesi. Dolar faizlerinde yükselme 2018’in ilk dört ayında daha kuvvetli hissedilmeye başlandı. Ekonomide hızlı büyüme ve enflasyona ilişkin beklentiler nedeniyle ABD Merkez Bankası’ndan 2018’de dört faiz artışı bekleniyor. Bu beklenti çerçevesinde piyasadaki dolar faizleri de fiilen yükseliyor. Üç ay vadeli LIBOR faiz oranları dört ayda yüzde 1.7’den nisan ayı sonunda yüzde 2.4’e yükseldi. ABD, 10 yıl vadeli tahvil faizleri nisan ayında yüzde 3.0’ı da aştı, sonrasında sınırlı ölçüde gevşedi. ABD Merkez Bankası’nın bilançosunu küçültmesi de faiz artışında etkili oluyor. Dolar cinsi borçlanmaların maliyetleri de yükseliyor. Ancak bu gelişmeler henüz dünya ekonomisi ve ticaretindeki büyümeyi sınırlamaktan oldukça uzak kalıyor.

3 - KUZEY KORE KONUSUNDA BEKLENMEDİK İYİLEŞME

Ticaret savaşlarında yumuşama ve ABD dolar faizlerindeki kontrollü ve kademeli artış bu iki önemli riskin etkisini azaltırken jeopolitik riskler öne çıkıyor. Bunlardan ilki olan Kuzey Kore konusunda beklenmedik ve hızlı bir iyileşme yaşanıyor. Bu konuda Güney Kore ile Kuzey Kore arasında yapılan görüşme ve yarımadanın nükleer silahlardan arındırılması ve bir barış adasına dönüştürülmesi konusunda mutabakata varılması çok önemli bir gelişme. Dünya ekonomisini de tehdit eden Kuzey Kore’nin nükleer silahlanması böylece kontrollü olarak sona erdirilecek.

4 - ABD İLE İRAN GERİLİMİ EN ÖNEMLİ RİSK; PETROL FİYATLARINDA BİR SIÇRAMA OLABİLİR

Bir diğer jeopolitik risk alanı olan ABD-İran ilişkileri ise giderek öne çıkıyor ve önemli riskler barındırıyor. ABD, İran ile yapılan nükleer anlaşma ile ilgili olarak diğer Batı ülkelerinden bazı iyileştirilmeler yapılmasını istedi ve 12 Mayıs’a kadar zaman verdi. Almanya, İngiltere ve Fransa; ABD’nin değişiklik taleplerini karşılamadı ve İran ile en iyi çözümün mevcut anlaşma olduğunu açıkladılar. Fransa, ABD’ye anlaşmanın yeniden müzakere edilmesi önerisini götürdü, ancak hem ABD hem de İran bu öneriyi ret etti. 12 Mayıs’a kadar bir sonuç alınamazsa ABD anlaşmaya taraf olmaktan çekilecek ve İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başlayacak.
Bu adım Ortadoğu’da yeni riskler yaratacak. Ticari açıdan ise İran pazarının yeniden kapanmasına ve sermaye hareketlerinde kısıtlamalara yol açabilecek. Petrol fiyatları da ABD-İran kaynaklı bu jeopolitik risk nedeniyle artış eğiliminde. 12 Mayıs sonrası petrol fiyatlarında yeni bir sıçrama daha olabilecek.

Son Söz: Düşük bir ihtimal de olsa ABD-İran gerginliği de yumuşama sürecine girerse seçime giden Türkiye için küresel kaynaklı riskler en aza inmiş olacak.