tatil-sepeti
Hüseyin ÖZTÜRK

Hüseyin ÖZTÜRK

Diğer Yazıları

Hüseyin Öztürk

Dünyanın incisi İstanbul’un iki yakasında da ismiyle hâlâ yaşayan hayırsever İstanbullu hanımlardan, doğru ismi ‘Mihr ü Mah’ (1522-1578) olan ama günümüzde ‘Mihrimah’ adıyla anılan hanımdan söz edelim.

Malum, günümüzde ekonomiden siyasete, sanattan sosyal hayata hemen her noktada, kimi zaman sevindirici kimi zaman üzücü pek çok meselede kadınlarımızdan söz ediliyor. Geçmişe yolculuk ederek farklı bir hanım portresini paylaşalım istedik.

İstanbul’a hayırseverliği ile damgasını vurmuş ve tarihin her döneminde adından söz ettirmiş, halen de ettirmekte olan Mihr ü Mah Sultan, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın kızı, Rüstem Paşa’nın eşidir.

Mihr ü Mah Sultan, İstanbul’un Anadolu ve Avrupa yakasıyla birlikte, Devlet-i Aliye’nin geniş sınırları içerisindeki çeşitli bölgelere hizmet etmiş bir hayırsever hanımdır.

Biz önce İstanbul’daki eserlerine uğrayalım.

Geçmişte Avrupa kıtasını, bugün ise Edirne’yi İstanbul’a bağlayan sultan yolunun Edirnekapı girişindeki külliyesi; cami, şadırvan, medrese, sıbyan mektebi, namazgâh, çifte hamam ve bir arastayı kapsar.

DONANMAYA 400 KADIRGA

Ayrıca Edirnekapı’daki hayratına su temin etmek için Zincirli suyu da denilen Mihrimah suyu tesisini yaptırır.

Anadolu yakasının son durağı Üsküdar’dır ve yine geçmişte sınırı Mekke’ye kadar uzanır. Bu sebeple Üsküdar’a ‘Harem toprağı’ denilir ve Harem ismi bu sebeple verilir.

Çin, Arap yarımadası, Ortadoğu, Uzak Asya ve Kafkasya’dan İstanbul’a, Doğu’dan gelen kervan yollarının son bulduğu Üsküdar iskele meydanında biblo gibi duran ve her göreni hayretle kendisine çeken cami, çeşme, mihman sarayı, günümüze kadar gelmemiş olan sıbyan mektebi, medrese ve kervansaraydan oluşan külliye de Mihr ü Mah Sultan’a aittir.

Mihr ü Mah Sultan’ın büyük hayır hizmetlerinden biri de donanmamıza yaptığı yardımdır. Kendi servetinden 400 kadırga yaptırıp donanmamıza hediye eder. Öte yandan, yine donanmanın ihtiyacı olan 192 kantar işlenmiş demir bağışlar.

Mihr ü Mah Sultan’ın Üsküdar’da ve Edirnekapı’da iki mektebi bulunur. Kaynaklara göre özellikle Edirnekapı’daki mektebe fakir çocukların alınmasını ister.

Burada muallimlik edeceklerin şefkatli insanlar olmalarını ve çocuklara öğretecekleri şeylerde sabırla hareket etmelerini öğütler ve takipçisi olur.

Öte yandan; bu mekteplerde okuyan fakir öğrencilere günde ikişer akçe verilmesini de yine vakfiyeye yazdırır. Bir başka vakfiyesi de ihtiyaç sahibi kimsesizlerin öldükleri zaman kimseye yük olmadan defnedilebilmeleri için 100 akçe ayırmasıdır.

İmaretlerini de denetleyen Mihr ü Mah Sultan, imarethanede neler pişirilmesi ve kimlere dağıtılmasını detaylarına kadar vakfiyesine yazdırır; aç ve açıkta hiç kimsenin kalmamasını ister. Ayrıca sokak hayvanları için her türlü tedbiri aldırarak, onların da birer canlı olduklarını ve insanlara emanet olduklarını kayıt altına aldırarak hizmet eder.

***

AYNİZÜBEYDE SU YOLU

Mihr ü Mah Sultan’ın büyük hayırlarından bir diğeri de bugün halen kullanılan Mekke’deki ‘Aynizübeyde su yolunun’ tamiri için 50 bin altın göndermesidir. 12 yıl süren tamir ve bakım çalışmaları esnasında tahminlere göre 1000 kişi çalıştı.

Mihr ü Mah Sultan, sadece bu hizmetle kalmaz, Mekke ve Medine için çeşitli vakıflar kurar. Surre emini vasıtasıyla her yıl 2 bin 500 altın Mekke’ye, 2 bin 500 altın da Medine’ye göndererek orada görev yapan kadılar ve dört mezhebin imamları tarafından fakirlere dağıtılmasını sağlar.

Mihr ü Mah Sultan, hayır vakıfları yoluyla mülklerinden gelen gelirlerinin 3 bin sikkesinin Mekke ve Medine’deki fakirlere, ihtiyaç sahiplerine, miskin ve düşkünlere eşit şekilde dağıtılmasını ister ve takipçisi olur.

08 Ocak 2021 Cuma