Hüseyin Öztürk
İstanbul, dünya tarihinin müzesi konumundadır. Dünya tarihi yazılıp da İstanbul’dan söz etmeyen tarih yoktur. Bütün medeniyetlerin ana hattı İstanbul’dan geçer.
İstanbul, 8 bin 500 yıllık geçmişiyle zaten ‘tarihi açıkhava müzesidir’. Bu arada 8 bin 500 yıllık tarihi daha eskilere götürenler de var ama bilinen tarihin geçmişi bu kadar. Yalnız şehrin ilk kurucusunun Hz. Süleyman olduğu da söylenir.
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da adeta bir tarih okulu, bir tarih akademisi hüviyetinde olan ülkemizin en büyük tarihi resim müzesi açıldı.
Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar İdaresi’ne bağlı Dolmabahçe Resim Müzesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yerli ve yabancı ziyaretçilerin istifadesine sunuldu.
Resim müzesiyle ilgili bilgileri paylaşacağım ama şu kadarını söylemeliyim. Özellikle Osmanlı dönemine dair bilgileri olmayan yerli-yabancı ziyaretçiler müzeyi gezip, tabloların altındaki kısa bilgileri okuduktan sonra bir tarih bilgisiyle donanmış olarak dışarı çıkabilirler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış konuşmasında, tarihimizin ve kültürümüzün bugüne ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için müzelerin birer öğretmen olduğunu ifade ettikten sonra şunları söylemişti:
“Toplumların asıl zenginliği, medeniyete yaptıkları katkıyla ölçülür. Mimarımızın, yazarımızın, ressamımızın başarısına göre dünyada yer edinebilir, ses getirebiliriz. Başımızı dik, yüzümüzü ak edecek bir birikime sahibiz. Dünyada siyasi ve ekonomik güç dengelerinin yeniden biçimlendiği bir döneme girerken, üzerinde en çok durmamız gereken hususların; kültür, eğitim ve aile olduğuna inanıyorum. Kültür ve sanat, ülkelerin ele geçirilmesinde görülmeyen ordular olarak kullanılmıştır. Tarihi ve
kültürüyle bağı koparılmak için içeriden ve dışarıdan bu denli uğraşılmış başka bir devlet var mıdır, bilmiyorum.”
***
EN ZENGİN TABLO KOLEKSİYONU
Cumhurbaşkanının da ifade ettiği gibi tarih ve tarihe bağlı ‘devlet idaresi’, ‘millet idaresi’ ve bunların bütünü olan ‘millet iradesi’, geçmişin tecrübesiyle elde edilen bilgilerle ve donanımlarla mümkün.
Müzeler, tarih bekçiliği ve anlatıcılığı yaparlar. Milli Saraylar Müzesi’nde sergilenen tarihi tablolar, birer tarih hocası olarak ziyaretçilere her devri ayrı ayrı anlatır.
Sözün burasında müzenin genel durumu hakkında bilgi veren Milli Saraylar İdaresi Başkanı Dr. Yasin Yıldız’ın aktardığı bilgileri paylaşalım:
“Milli Sarayların tarihi tablo ve resim koleksiyonu, 3 bin eserden oluşan zenginliği ile ülkemizin en önemli tablo koleksiyonudur. Bu büyük koleksiyonun ziyaretçilerle Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi’nde buluşması ise ayrıca önemlidir. Çünkü Türkiye’nin ilk tablo koleksiyonu, Sultan Abdülaziz’in öncülüğünde burada oluşturulmuştur.
Osmanlı Sarayı ile resim sanatı arasındaki ilişki çok eskilere dayanır. Osmanlı Devleti’nde padişah portre geleneği, Fatih Sultan Mehmet ile başlar; Sultan III. Murad döneminde ise Nakkaş Osman’ın eliyle padişahların resimlendiği ‘Şemailname’ gibi dünya çapında şaheserler ortaya çıkar.
19. yüzyıldan itibaren ise Osmanlı resim sanatı, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid’in bu sanata verdikleri destekle gelişir. Bu çerçevede Şeker Ahmet Paşa bu dönemde ülkemizdeki ilk resim sergisini düzenler ve tablo koleksiyonunun temellerini atar.
Yine aynı dönemde Osmanlı Sarayı için resim yapmak üzere istihdam edilen Fausto Zonaro, Stanislaw Chelebovski, Luigi Akuryone gibi ressamlar, ‘Ressam-ı Hazret-i Şehriyâri’ unvanıyla taltif edilirler.
Osmanlı sarayları arasında işlevi bakımından yegâne örnek olan resim müzesi, üç kat üzerine inşa edilmiş, toplam 11 bin metrekare kapalı alana sahiptir ve 34 farklı sergi mekânında, toplam 553 adet tarihi tablo yer almaktadır.”
Evet, müze pazartesi hariç her gün saat 10.00 ila 16.00 arası gezilebilir.
22 Ocak 2021 Cuma