Küresel ekonomi 2015 yılını ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımı beklentisi altında ve bu beklentinin yarattığı etkiler ile geçirdi. Bu etkiler ile küresel mali piyasalarda dalgalanmalar yaşanırken gelişen ülkelerde de ekonomiler yavaşlamaya başladı. FED etkilerini değerlendirelim.
1. FED 2015 yılında faiz artıracak
2013 yılı Mayıs ayında küresel kriz sonrası başladığı parasal genişleme sürecine son vermeye başlayacağını açıklayan FED, bu çerçevede 2014 yılı Ekim ayında parasal genişlemeyi sona erdirmişti. 2015 yılına ise olağanüstü düşük tuttuğu faiz oranlarını artırma beklentisi ile girildi. 2015 yılı Mart ayından itibaren FED’in her faiz toplantısı faiz artırma beklentileri ile geçirildi. FED, küresel kriz sonrası sıfıra yakın seviyeye indirdiği faizleri artırma sürecine çok yaklaştı, ancak eylül ayında da yine artırmadı. Bununla birlikte ekim ve aralık aylarındaki toplantılarda faiz artırım olasılığının yüksek olduğunu açıkladı. Şimdi bütün dünya FED’in 27-28 Ekim tarihlerindeki faiz toplantısını bekliyor. Faiz artışı olmazsa aralık ayı beklenecek ve koca bir yılı böylece geçirmiş olacağız.
2. Faiz artırmadı, ancak faiz artırmış gibi etkiledi
FED henüz faiz artırmamış olmakla birlikte dünya ekonomisinde sanki faiz artırmış gibi etkileri yaşanıyor. Öncelikle dolar tüm para birimleri karşısında değer kazandı. Özellikle gelişen ülkelerden bazılarının para birimleri önemli ölçüde değer kaybetti. Bir diğer önemli etki yine özellikle gelişen ülkelerden önemli sermaye çıkışları yaşanması ve bu ülkelerin döviz rezervlerinin azalması oldu. Emtia fiyatları doların güçlenmesi ile gerilerken, gerileme Çin ekonomisindeki yavaşlama ile beklentilerin üzerine çıktı. Gelişen ülkelerin hisse sendi piyasaları zayıfladı. FED’in henüz yaşanmayan tek etkisi kaldı. O da yine özelikle gelişen ülkelerde faiz oranlarının artışı olacak.
3. Belirsizlik uzamamalı
FED 2015 yılının bugüne kadarki dönemini beklenti yönetimi ile geçirdi ve ister istemez herkes için belirsizlik yarattı. Tüm mali fiyatlarda önemli dalgalanmalar oluştu. Örneğin Euro-dolar paritesi yıl içinde genellikle 1.10 etrafında kalmakla birlikte 1.05’e kadar geriledi, 1.17’ye kadar da yükseldi. Çok kısa sürelerde yüksek dalgalanmalar yaşandı. Bu dalgalanmalar içinde mali piyasalar belki kendini yönetebildi, ama bu işten en zararlı çıkan reel kesim oldu. Bu nedenle artık FED’in belirsizliği uzatmaması en iyisi olacak. Eğer faiz artışı 2016 yılına kalırsa, aynı belirsizlikleri önümüzdeki yıl da yaşamak zorunda kalabileceğiz.
4. FED ve seçim süreci
FED’in oluşturduğu belirsizlik ortamı içinde Türkiye 2015 yılında iki genel seçim yaşıyor. Bu nedenle diğer gelişen ülkelere göre gelişmelerden Brezilya ile birlikte daha çok etkileniyor. Yıl genelini yüzde 3’ün altında bir büyüme ile kapatacağız. Böylece son 4 yılın büyümesi ortalaması yüzde 3’ün de altına inecek. Türkiye’nin mutlaka yeniden yüzde 4-5 aralığında bir büyüme temposuna ulaşması gerekiyor. Küresel ticaretin gerilediği, yatırımların durağanlaştığı, sermayenin çekildiği ve üstüne üstlük bir de faizlerin artmaya başlayacağı bir ortamda büyümeyi hızlandırmak için öncelikle toplumsal ve siyasi uzlaşmayı yeniden sağlamayı ve ekonomide kaynakları yeniden dağıtmayı başarmalıyız.
Son söz: 2016 yılını kazanmanın yollarını şimdiden aramalıyız.
05 Ekim 2015 Pazartesi