tatil-sepeti
Bu cihaz işitme engellilerin hayatını kolaylaştırıyor

HABER: AYŞE BAŞAK Konuşmaları yazıya dönüştüren programlar var. Ancak şimdiye kadar kimse bunu işitme engellilere yardımcı olacak bir cihaza dönüştürmedi. Dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olan MIT’nin laboratuvarına 14 yaşındayken kabul edilmiş olan genç dâhi Daniil Frants, New York’lu birkaç arkadaşıyla birlikte bir proje geliştirdi. LTCCS adını verdikleri cihaz, işitme engellilerin hayatını kolaylaştırmak için tasarlandı. Sistem üç parçadan oluşuyor. Kullanıcının kıyafetine iliştirilen küçük bir mikrofon. Bir cep telefonu büyüklüğünde mikro bilgisayar. Google Glass’ı anımsatan bir yansıtıcı cihaz. İNSAN SESİNE ÖZEL Mikrofon, ortamdaki insan sesini almaya özel olarak ayarlanmış. Çevrede gürültü dahi olsa gürültünün içinden insan sesini ayırarak konuşmaları bilgisayara aktarıyor. Bilgisayar bu konuşmaları anında yazıya dönüştürüyor ve kablosuz olarak gözlüğe takılan yansıtıcı cihaza aktarıyor. Yansıtıcı, bu konuşmaları kullanıcının görüşüne mani olmadan gözünün önüne getiriyor. Konuşmalar anında yazıya dönüştüğünden kullanıcının olanları takip etmesinde hiç bir gecikme olmuyor. FİYATI 650 DOLAR İnternet üzerinden topladığı fonlarla üretime geçmeyi planlamış olsalar da genç dahi Daniil Frants ve ekibi, projeye yeterince destek bulamamanın sıkıntısını yaşıyor. Şayet ürün seri üretime geçerse fiyatının 650 dolar olması bekleniyor.

06 Ocak 2016 Çarşamba

2016’da bu teknolojileri çok konuşacağız

HABER: AYŞE BAŞAK Dünyada neler oluyor diye sormak, merak etmek, yeni keşiflerden haberdar olmak çok önemli ve bu değişimin hızını yakalamak, her yeni keşfi takip etmek özel ilgi ve zaman istiyor! Bu sayfada sizleri mümkün olduğu kadarıyla gelişmelerden haberdar etmeye, teknoloji ve inovasyonun baş döndürücü hızına yetişmeye çalışıyoruz. 2015’in sonuna gelirken bu yılın dikkat çeken ve 2016’da da çok konuşacağımız teknoloji ürünlerini derledik… Light L16 Artık cep telefonlarıyla çok kaliteli fotoğraflar çekmek mümkün. Pek çok insan fotoğraf makinesi taşımayı bu yüzden bıraktı. Light L16 fotoğraf makinesi ise bildiğiniz fotoğraf makinelerine hiç benzemiyor. Tek makinede aslında 16 ayrı fotoğraf makinesi var. Ayrıca bu makine sayesinde her resimde 10 farklı lens kullanmak mümkün. L16 farklı ayarlarla çektiği kareleri bir tek fotoğrafta ideal bir biçimde birleştiriyor. Böylece resim çekildikten sonra bile alan derinliğini değiştirmek mümkün olabiliyor. Şaşırtıcı değil mi? Little Bits Gizmos&Gadgets oyun seti Bilim, teknoloji ve matematik alanlarında kimi zaman zorlanan ebeveynlerin imdadına yetişen Little Bits Gizmos&Gadgets seti renk kodlu devrelerden ve kablolardan oluşuyor. Çocukların bütün gün oynadıkları cep telefonu, oyun konsolu gibi cihazların nasıl çalıştıklarını anlamalarını sağlarken, onlara farklı düşünmenin kapısını açıyorlar. Samsung 16 TB SSD Samsung’un piyasaya sürdüğü bu SSD bellek inanılmayacak kadar büyük bir hafızaya sahip. Tam 16 terabayt! Garmin Varia Her yıl yüzlerce bisiklet sürücüsü otomobil çarp-ması neticesinde ölüyor. Garmin Varia ise sıradan bir bisiklete radar teknolojisi ekliyor. Böylece sürücüsü yaklaşan araçlara karşı uyarılıyor. Microsoft’un Holo Lens’i Sanal gerçeklik son yıllarda giderek önem kazanıyor olsa da Microsoft piyasaya “karışık gerçeklik” ürünü ile çıktı. Holo Lens’i taktığınızda gerçek dünyadan, bulunduğunuz noktadan kopmuyorsunuz. OnePlus 2 Çin’in iddialı cep telefonu markası OnePlus, kocaman bir piyasanın içinde küçücük kalsa da, hızla büyüyen bir marka. OnePlus2 telefon piyasasının devleri ile rekabet edebilecek düzeyde ve bugün bir telefonda aranan en ileri özellikleri 329 dolar fiyata sunan bir model. Şimdiden üzerine yazılıp çizilenlere bakılırsa 2016’da da ondan çok bahsedeceğiz gibi görünüyor. Inspire DJI’nın Phantom serisine ait bir model olan Inspire 2015’te en çok satan insansız hava araçlarından biri. Uzaktan kumandalı cihazın kullanımı çok kolay. Google’ın sürücüsüz arabası Google’ın araştırmalarının içinde en çok dikkat çeken sürücüye ihtiyaç duymayan otomobili. Elbette bu sene de teknoloji meraklılarını peşinden sürükledi. Bu teknolojinin ne zaman yaygınlaşacağı ise hâlâ bir soru işareti olarak duruyor. Kendi dengesini kendi sağlayan scooter’lar Bu ilginç buluşun ilk örneklerine bu köşede yer vermiştik. Sürekli gelişen modellerle gündemde kalmayı başarıyorlardı ama 2015’te şarkıcı Justin Bieber bunlardan birine binerken görüntülenince işler büyük bir ivme kazandı ve dünyada peynir ekmek gibi satmaya başladı. 2015’te piyasayı vuran ürün kendi dengesini sağlayan iki tekerlekli akıllı scooter oldu. New Horizons NASA’nın New Horizons (Yeni Ufuklar) isimli araştırma roketi hiç şüphesiz 2015’in en önemli teknoloji olaylarından biriydi. Pluto’nun çok yakınından geçerken resimler çekti. Bu çok uzak komşumuza dair pek çok bilginin yanında şaşırtıcı bir netlikte resimler de dünyamıza ulaştı. 2015 ve inovasyon deyince uzun yıllar boyunca hatırlayacağımız bir gelişme olarak hafızalarımıza kazındı.

30 Aralık 2015 Çarşamba

İnsansız hava robotu

HABER: AYŞE BAŞAK Farklı sektörlerde faaliyet gösteren bir çok firma iş çözümleri için artık insansız hava araçlarına başvuruyor. Bu ürünleri profesyonel çözümler için alanlar kadar tamamen eğlence maksadıyla kullananlar da var. Askeri alandaki çok yönlü kullanımı zaten malûm. Gün geçtikçe yaygınlaşan İHA’lar gelecekte nasıl var olacak? Bu sorunun cevabına ilişkin öngörüde bulunmakiçin “Fleye” adlı yeni teknolojinin prototipine yakından bakmak yeterli. LINUX İLE GELİŞTİRİLİYOR Fleye, tasarımcılarının iddiasına göre dünyanın “en güvenli” İHA’sı. Uçan bir futbol topuna benzeyen Fleye etraftaki hiçbir insana veya nesneye zarar vermeyecek şekilde tasarlanmış. Ayrıca bir yere çarpması durumunda aynı tasarım sayesinde kendisi de zarar görmüyor. Çift çekirdekli Linux ‘beyni’yle yazılımcılara da üzerinde serbest bir şekilde çalışma ve hatta isteyen kullanıcıya kendisi üzerinde değişiklik yapma imkânı veriyor. HAYALLER YARIŞIYOR Peki geleceğin İHA’larını nasıl hayal ediyoruz? Öncelikle bugün kullanımda olan İHA’lar kumanda ediliyor. Yani İHA’lar kullanıcının çabasını, eforunu gerektiriyor, pek çoğunda pilotaj önem taşıyor. Fleye’nin tasarımcıları ise uçan bir robot hayal ediyorlar. Sizi her yerde takip edebilen, ona görevler verdiğinizde bunları yerine getirebilen, yardımcı bir robot. Fleye elbette sizin yerinize markete ‘uçup’ poşetlerinizi taşıyacak seviyede değil. Ancak geleceğin dünyasına hazırlık olması için düşünülmüş, tasarlanmış bir İHA. Geliştirilmesi ise sadece üreticilerinin değil, kullanıcılarının da katkıda bulunabileceği bir teknoloji. ALGILAMA GELİŞİYOR Fleye tasarımcıları, “Bir makinenin robot olması için etrafını algılaması ve yapay zekâsı ile çevresine uyum sağlaması, gerekli kararları kendi kendine alabilmesi ile mümkün” diyor. Fleye, işte böyle bir proje. İsteyen kullanıcı onu geliştirebilir ve dilerse bu yeni halini diğer kullanıcılarla da paylaşabilir. GİZLİ PERVANE Belçika merkezli firmanın tasarladığı İHA piyasadakiler gibi çok pervaneli değil. Tek pervanesi var. Bu pervane de saklanmış olduğundan cihaza dokunmak, onu sağa sola itmek tamamen güvenli. Özellikle iç mekânda, insanlar ile beraber çalışmaya uygun yapısı bu ürünü diğerlerinden ayırıyor. Diğer İHA’larda olan tüm özellikler elbette onda da mevcut. Android veya IOS bir işletim sistemi ile mobil bir cihaz tarafından yönetilmek üzere tasarlanmış. Wi-Fi bağlantı ile kontrol ediliyor. Piyasaya henüz çıkmayan ürün için verilen erken siparişlerin önümüzdeki yıl, eylül ayında müşterilere ulaştırılması bekleniyor. BU PATEN BAŞKA PATEN Paten deyince aklınıza ne gelir? Gözünüzün önünde nasıl bir hayal belirir? Taşıması güç, hantal bir ürün değil mi? Peki ayakkabınızla bir terlik giyer gibi giyebileceğiniz, kolayca takılıp çıkarılabilen, hafif bir patene ne dersiniz? Cardiff Skate Company patenle kaymayı sevenler için farklı bir ürün tasarladı. Walk Wing, bildiğiniz patenlere benzemiyor. Ayakkabınızı çıkarmadan ayağınıza geçiriyorsunuz. İsterseniz rahatlıkla yürüyebilirsiniz; çünkü tekerlekleri devreye sokmak için ayrıca bir müdahale gerekiyor. Tek bir hareketle çıkıveren lastik tekerlekler üzerinde kaymaya başlıyorsunuz. Eğer bir engelle karşılaşırsanız, örneğin bir merdivenden çıkmanız gerekirse tek bir hareketle tekerleri kaybedip normal yürüyüş moduna geçiyorsunuz. Erken siparişler için 90 dolar olan fiyatının ürün piyasaya çıktığında 200 dolar olması bekleniyor.

23 Aralık 2015 Çarşamba

‘Canlı yayın’ herkesin cebine girdi

HABER: İLKER BAŞÖZ Türkiye’de 4.5G’ye geçiş aşamasında olduğumuz bugünlerde mobil internet kullanımıyeni uygulamalarla birlikte hızla artıyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar trafiğe takılıp kaldıklarında, kaçırmak istemediği bir maçı veya diziyi izlemek isterlerse; cep telefonlarını tercih ediyor. Ya da uzun zamandır göremediği akrabaları ile anlık olarak bir fotoğraf-video paylaşıyor veya görüntülü haberleşiyor. Bu uygulamaların gelişmesiyle mobil internetin hızı da ayrı bir önem kazanıyor. PERISCOPE’LA BAŞLADI Son bir senede yeni trendlerden biri de mobil cihaz üzerinden canlı yayın yapabilme özelliği. Birçok genç yaşadığı bir heyecanı, komik bir anı ya da önemli bir toplantıyı canlı olarak cep telefonlarından milyonlarla ya da sadece kendi arkadaşlarıyla paylaşıyor. Başta iPhone uyumlu bir uygulama olan Periscope’un öncülerinden olduğu cepten canlı yayın yapma akımı kısa bir sürede popülaritesini artırdı. Zamanla bir çok ünlü isim de bu medya organını kullanmaya başlayınca web üzerinden amatör canlı yayın yapan programların kullanıcı sayısında patlama oldu. ANDROID VE YOUTUBE İŞBİRLİĞİ Başlarda Periscope’un IOS uyumlu çalışması Andoid işletim sistemi kullanan Samsung’u harekete geçirdi. Samsung’un yeni cihazlarına youtube üzerinden canlı yayın yapma özelliği eklemesiyle rekabet ortamı da oluştu. Böylece 1-2 sene öncesine kadar profesyonel ekipman ve yazılımlar gerektiren internet üzerinden canlı yayın herkesin tek tuşla yapabileceği bir şey haline geldi. Tabi anlık görüntülerin bu kadar kolay gerçek zamanlı paylaşılabiliyor olması bir takım güvenlik açıklarını da beraberinde getiriyor. Fakat uygulamaların yöneticileri bu tip suç içerikli yayınların engellenmesi için yoğun çaba harcıyorlar. YAYINCILAR PERİSCOPE KULLANICILARI İLE MÜCADELE EDİYOR Canlı yayın uygulaması Periscope her geçen gün çığ gibi büyüyor. Birçok kullanıcı yasal yayınlar yapsa da maç gibi korsan içerikler de Periscope’ta yer alabiliyor. Türkiye Süper Ligi, Avrupa veya hazırlık maçlarını evlerinden izleyen bazı Periscope kullanıcıları, akıllı telefonlar üzerinden canlı yayın yaparak diğer kullanıcıların da maçı canlı olarak izlemesini sağlıyor. YÖNETİCİLER İŞBİRLİĞİ YAPIYOR Yapılan bu yayınlar maçları yasadışı olarak diğer kullanıcıların da izlemesini sağlıyor. Özellikle son zamanlarda artan bu sorun için yayıncı kuruluşlar harekete geçti. Periscope ve Periscope’u satın alan Twitter yöneticileriyle iletişime geçen Türkiye’deki yayıncı kuruluşlar, maç saatlerinde bağlantılı olarak çalışıyor. Bu sayede Periscope üzerinden maç yayını yapan kullanıcıların hesapları 90 dakika içinde kapatılabiliyor. CANLI YAYINA FACEBOOK DA EL ATTI Dünya çapında yaklaşık 2 milyar kullanıcısı bulunan sosyal paylaşım sitesi Facebook, canlı yayın uygulaması başlattı.Şirket yeni uygulamayla ilgili bir duyuru yayınladı. Facebook duyurusunda, kullanıcılarının yaşamlarını görmelerini sağlayacak canlı video akışı ve kolaj resim hizmetini tanıttı. Yapılan açıklamada, “Artık Facebook üzerinden paylaştığınız fotoğraf ve videolara canlı video ve kolaj resimler sayesinde hayat verebilirsiniz. Bu uygulamayla arkadaşlarınız ve ailenizin sizinle aynı anı yaşamalarını hissetmelerine yardımcı olabilirsiniz” denildi. ÜNLÜLER İLK SIRADA Sosyal medya sitesi, geçen ağustos ayında sadece ünlüler için sunduğu bu hizmetten, bundan böyle her kullanıcının faydalanabileceğini açıkladı. Uygulama önce ABD’de, teknoloji firması Apple tarafından üretilen cep telefonu iPhone sahibi sınırlı sayıda kullanıcıyla başlayacak. GERÇEK ZAMANLI YORUM Yeni uygulama sayesinde kullanıcı, yayın sırasında, canlı izleyici ve katılan arkadaşlarının isim ve yorumlarını gerçek zamanlı olarak görebilecek. Yayını bitirdiğinde tüm etkileşimler diğer videolarda olduğu gibi zaman tünelinde kaydedilecek. Kullanıcılar, zaman tünelindekileri isterse silebilecek veya daha sonra arkadaşlarının izlemesi için saklayabilecek. TV KANALI OLMAYAN KALMAYACAK Yerli girişimolarak karşımıza çıkan web.tv uzun süren bir geliştirme sürecinden sonra ortaya çıktı. Mobil uygulaması ise bir süredir hayatımızda. Öyle ki jenerik ismi ve başarılı mobil uygulamasıyla Türkiye’nin başarı hikâyesine dönüşmüş durumda. Uygulama sayesinde herkes hem TV kanallarını canlı izliyor hem de kendi kanalını inşa edebiliyor. Düzenli aralıklarla video yükleyen ve canlı yayın yapanlar öne çıkıyor. Kanal oluşturmak ve kullanıcı kimliği yaratmak için Twitter veya Facebook hesabıyla giriş yapılabiliyor. Çok kısa bir süre içerisinde aktif hale getirilebilen TV kanalı kişisel olarak da kullanılabilir. Sitede ayrıca kurumsal olarak bir kanal oluşturup birçok çalışma yapmak mümkün.

21 Aralık 2015 Pazartesi

Elektronik garsonlar

HABER: AYŞE BAŞAK Türkiye’de bilinmese de restoranlarda artık siparişi masada sabit duran tabletler aracılığıyla elektronik olarak vermeyi sağlayan bir sistem ABD’de gittikçe yaygınlaşıyor. Buna e-menu diyorlar. Bu sistemin girdiği restorantın menüleri kağıda basılmıyor. Masaların üzerine yerleştirilen dokunmatik ekranlardan yiyecekleri, içecekleri kolayca seçip, sipariş verebiliyorsunuz. ÖDEME DE YAPILABİLİR Şu anda ABD’de 1.500’den fazla restoranda Dallas merkezli Ziosk firmasının sistemi kurulmuş durumda. Sistemin hem müşteri hem de işletmeci açısından pek çok avantajı var. 7 inç’lik Android tabletler kullanan sistemdeki menü, müşterinin istediği bilgiyi en doğru ve hızlı şekilde alması için hazırlanmış. Fotoğraflar taze ve bilgiler gibi düzenli yenileniyor. Ödemenizi de buradan yapabiliyorsunuz. GARSONLAR İŞSİZ KALIR MI Sistem, garsonların işsiz kalmalarına sebep olur mu? Ziosk tabletleri sizi bekletmiyor. Siparişinizi alırken, mutfağa aktarırken hata yapmıyor. Hesabı alırken de sizi bekletmiyorlar. Üstelik siz yemek yerken çocuklarınızı eğlendirmeye yardımcı oluyor, onlara çizgi film vs. gösteriyor, oyunlar oynatıp bulmacalar çözdürüyor, dilerseniz masanızın fotoğrafını çekip facebook’a gönderiyorlar. Bu durumda insan garsonlara ihtiyaç kalmamış gözüküyor ancak Ziosk tabletlerin size gülümseyen veya somurtan yüzleri yok. “Soğuksa” camı kapatmaları mümkün değil. Müziğin sesini kısmıyorlar. Koşup kapınızı açmıyor, paltonuzu tutmuyorlar. Hâsılı, insan değiller. Peki bundan sonraki aşama nedir? Robot garsonlar mı? Robot garsonlardan sonra robot aşçılar gelir mi? Sizi bilmem ama ben robot aşçının yaptığı yemeği kabul etmem! 30 KAT ARTIŞ Ziosk kullanılan restoranlarda masalar daha hızlı dolup boşalıyor. İstatistikler bilhassa tatlı siparişinde çok büyük bir artış olduğunu gösteriyor. Yine istatistiklere göre, Ziosk kullanıcılarının normalden 10 kat daha fazla düzenli müşteri programlarına yazılma oranları veya normalin 30 katı seviyede müşteri memnuniyeti anketi doldurma temayülleri olması da oldukça ilginç görünüyor. GARSONLAR MEMNUN Hem restoran işletmesini hem de müşterinin tecrübesini oldukça değiştiren bu sistem ABD’de hızla yayılıyor. Garsonların işsiz kalma tehlikesine rağmen sistemden memnun olmaları ise dikkat çekici. Bu şekilde müşteri ile çok daha rahat diyalog kurabiliyorlar ve daha az yoruluyorlar. Müşteriler de memnun olmalılar ki, istatistikler garsonlara verilen bahşişlerin arttığını gösteriyor.

08 Aralık 2015 Salı