Türkiye İstatistik Kurumu aylık bazda tüketici güven endeksleri yayınlıyor. En son 23 Ekim 2017’de ekim tüketici güven endeksinin 67.3 olduğunu açıkladı.
Peki, nedir bu tüketici güven endeksi? Ne işimize yarayacak?
Bu analizde; aylık Tüketici Eğilim Anketi ile tüketicilerin kişisel mali durumları ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ve gelecek dönem beklentileri ile yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerinin ölçülmesi amaçlanıyor.
Burada bizi ilgilendiren en önemli konu, gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimleri. Kısacası tüketici harcamaya mı meyilli yoksa tasarruf etmeye mi? Bu sorunun cevabını mevcut anketle öğrenebiliyoruz.
Bu ankette bazı sorular kişilerin mali durumuna yönelik olup, gelecekte borç kullanma ihtimali gibi konuları sorguluyor. Bazı sorular genel ekonomik beklentilerini ölçerken bazı sorular da harcama ve tasarruf eğilimlerini ölçmek için hazırlanıyor. Örneğin gelecek üç aylık dönemde yarı-dayanıklı tüketim mallarına yönelik harcama düşüncesinden tutun da 12 aylık dönemde yapacağı harcamalara yönelik çerçeveye kadar birçok soru soruluyor.
Bu anketin cevapları bize pazarın durumu hakkında da önemli ipuçları veriyor. Tüketici tasarruf eğilimindeyse daralan ve kolay kredi alıp harcamayan bir tüketici profili görürüz. O zaman kâr marjları düşer. Eğer tüketici harcama eğilimindeyse o zaman piyasa canlı olur ve kolay kredi kullanımlarını görürüz. Üretici ise talebe mal yetiştirmek için uğraşır. Örneğin ABD ekonomisi tüketim odaklı çalıştığından tüketici davranışları ciddi şekilde inceleniyor.
Şimdi gelelim en son açıklanan veriye. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ekim tüketici güven endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2 azalarak 67.3 olarak gerçekleşti. Geçen yılın ekim ayında bu oranın yüzde 74 olduğunu ve son dört aydır düşüş eğiliminde olduğunu düşünürsek son derece önemli bir sorunla karşı karşıyayız demek.
Aşağıdaki grafikte de görüleceği üzere tüketici güveni son üç ayda ciddi bir düşüş göstermiş durumda.
TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ
Bu düşüşün ardında, Kuzey Irak’taki gelişmelerin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde oluşturduğu tedirginliğin, ABD ve AB ile oluşan gerginliğin tüketicinin tedirgin olmasına yol açması nedeniyle harcama eğilimini kısmalarının etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.
Son sözümüz; tedirgin olan tüketici harcama yapmaz. Daralan bir ekonomide tüketici tasarruf da yapamaz. O yüzden ekonominin daralmaması çok önemli.
07 Kasım 2017 Salı