HİKMET BAYDAR
Reel sektör ürünlerini ya ihraç eder ya da iç piyasaya arz eder. Yurt dışı piyasalarda bölgesel ve ülkesel bazlı farklılıklar olduğu için doğru pazarlama ve satış organizasyonlarıyla ciro fırsatları her zaman vardır.
Son zamanlarda enerji piyasasındaki dalgalanmalar, Rusya-Ukrayna savaşının global ekonomide yarattığı baskı nedeniyle kimi üreticiler hedeflediği üretimi yapamazken, üretim yapabilenlere de pazar açmış oluyorlar. Serbest piyasa ekonomisinde arzın eksikliğini başka bir arz muhakkak doldurabiliyor. Son zamanlarda yaşadığımız ihracat artışı da bu yüzdendir.
DÖVİZ ARZI
Gelelim iç piyasaya… İç piyasada bir yandan hızlı ihracat artışını sağlayacak üretim artışının yapılamaması, diğer yandan global fiyat artışları ve kur kaynaklı TL cinsi fiyat artışları nedeniyle ciddi bir maliyet enflasyonu oluştuğunu ÜFE değerleriyle görüyoruz. Üretici maliyetleri bu kadar artarken fiyatların tüketiciye yansımaması beklenemez. Gecikmeli olarak maliyet enflasyonunun tüketiciye yansımakta olduğunu hep beraber görüyoruz.
Doların 9 TL seviyelerinden hızla 18 TL seviyesine kadar fırlaması, akabinde 14-15 TL bandında dengelenmesi, ciddi bir kur kaynaklı maliyet enflasyonuyla karşılaşmamıza neden oldu. Bunu engellemenin tek yolu da kurları düşürmektir. Kurların düşebilmesi de döviz arzıyla alakalı. Ancak bu arz serbest piyasada olmalı ve dış borç ödemesiyle karşılanmamalı. Aksi halde istenen düşüş gerçekleşmez. Bunun yanında düşük kur seviyelerine gelinse bile güvenin tekrar sağlanması zaman alacak olup kur istikrarının sağlandığından emin olan piyasa, fiyat ayarlamalarını yapacaktır. Kısacası, kur bugün düşse bile enflasyonu düşürücü etkisi aylar alacak.
HARCAMA GÜCÜ
Piyasalarda bu gelişmeler oldukça, yurt içi talep nasıl etkilenmiş bir de ona bakalım.
TÜİK tarafından 21 Nisan 2022’de açıklanan Nisan 2022 Tüketici Güven Endeksi bültenine göre, tüketici güven endeksi nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 7.3 oranında azalarak 67.3 oldu. Bu veri, 2012 yılından bu yana görülen en kötü değerdir.
Endeksin bu kadar kötü çıkmasındaki nedenlere baktığımızda, mevcut dönemde hanenin maddi durumunun bir önceki aya göre yüzde 9.8 azalarak 49.1 endeksine gerilemesinin, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisinin bir önceki aya göre yüzde 8.5 azalarak 63.9’a düşmesinin ve gelecek 12 ayda genel ekonomik durum beklentisinin bir önceki aya göre yüzde 7.2 düşerek 67.3 endeksine düşmesinin büyük rolü var. Böyle bir tablo, özellikle sabit gelirli kişilerin harcama gücünün ciddi erozyona uğramasının sonucunu gösteriyor.
İÇ TALEP DESTEKLENMELİ
İç piyasada beyaz eşya ve mobilya gibi ürünlerin satışlarındaki önemli oranda gerileme de bu nedenledir.
İç talebin artması enflasyonun artmasına neden olma riski taşısa da, global resesyon söylemlerinin arttığı şu günlerde, iç talep desteklenmediği takdirde ciro konusunda yakın zamanda zorluklarla karşılaşma ihtimali arttı.
06 Mayıs 2022 Cuma