TCMB, 2018 yılı para ve kur politikasını açıkladı. Açıklamalarında ilgimizi çeken birçok konu var; sizlerle paylaşmak istedik.
TCMB, fiyat istikrarına odaklı para politikası duruşunun korunduğu bir çerçeveyi esas alıyor. Enflasyon hedeflemesi temel para politikası rejimi olmaya devam edecek. Para politikası kararları, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak oluşturulacak. Enflasyonun hedefle uyumlu seviyelerde tutulması amaçlanırken finansal istikrar da gözetilecek. Ayrıca TCMB, enflasyonun düşürülmesine engel olan yapısal unsurları ortadan kaldırmak için diğer kurumlarla işbirliği içinde çalışmaya devam edecek. TCMB’nin temel amacı, fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir.
Peki, 2017’de bu söylenenlerde ne kadar başarılı olundu, ona bakalım…
- Yurtiçi ÜFE 2016 Eylül ayında yıllık bazda yüzde 1.78 iken 2017 Kasım ayında yüzde 17.30 olarak gerçekleşti.
- Dolar/TL kuru 2016 yılında 2.80-3.03 bandında iken 2017 yılında 3.98 seviyelerini gördü.
- EUR/TL kuru 2016 yılında 3.19-3.40 TL bandındayken 2017 yılında 4.70 TL’nin üzerine çıktı.
- Saatlik işgücü maliyet endeksi Temmuz-Eylül 2017 döneminde yıllık toplam yüzde 12.3 arttı. (enflasyon oranının altında)
- Saatlik kazanç endeksi aynı dönemde yıllık toplam yüzde 12.4 arttı. (enflasyon oranının altında)
Kısacası artan kur ve enflasyonu yakalayamayan kazanç ve işgücü ücret artışları bize daha önceki kur seviyelerine göre daha az kazandığımızı açıkça gösteriyor. Bu kadar büyük dalgalanmada, enflasyon artışında uygulanan politikaların başarılı olduğunu söylemek imkansızdır.
“TCMB’nin nominal ya da reel herhangi bir kur hedefi bulunmamaktadır. TCMB, döviz kurundaki hareketlerin fiyat istikrarını kalıcı olarak etkilemesi durumunda, sahip olduğu araçlarla gerekli tepkiyi verecektir” şeklinde yapılan açıklamaya yorumumuz, enflasyon hedefini gerçekleştirmek için TL değerinin istikrarlı olmasının sağlanmasının şart olduğu şeklindedir. Kurların yükselmesi ara malı girdilerinde fiyat artışına neden olduğundan enflasyonu tetikler. Bu durumda enflasyon hedefinin tutamayacağı bellidir.
Bu durumda kurları dizginlemek için “Döviz mi satmalıydı?” diye sorabilirsiniz. Açıkça bunun gerekli olmadığını söyleyebiliriz. Kaldı ki, faizleri yukarı çekmesi de çözüm olmayacak. Çünkü hareketin sebebi ekonomik değil. Bunun yanında faizlerin yükselmesi vadeli döviz fiyatlarının da artması demek olduğundan spot piyasada döviz alımını tetikleyebilir.
Böyle ortamlarda TCMB’nin başka etkili silahları uygulamaya alması gerekirdi. Mesela TL bulmayı zorlaştırabilirdi. Manüpilatif amaçlı işlemlere TL akışının önünü kesebilirdi.
TCMB’nin açıklamaları maalesef bizi tatmin etmedi. ‘Aynen yola devam‘ tarzında bir açıklama yukarıda belirttiğim başarısız sonuçlara da aynen devam anlamını taşıyabilir. Bu konuda daha proaktif ve yaptırımı daha fazla hissedilecek doğru politikalar şart. Bu zamanında yapılmadığı için yakında bol bol faiz artırımı beklentilerine yönelik yorumlar göreceğiz.
Kısacası piyasayı kontrol edecek gücün, piyasa ruhunu ve oyunun yeni kurallarını iyi biliyor olması, piyasayı iyi okuması şart.
11 Aralık 2017 Pazartesi