Geçen hafta S&P görünümü, Fitch ise notumuzu düşürdü. Bu aslında beklenen bir gelişmeydi. Buraya kadar her şey normal. Uluslararası iki rating kuruluşu peş peşe not açıklaması yaptı ve kararlarını açıkladı. Bu kararların doğruluğu tartışılabilir. Bu tamamen ayrı bir konu. Bu yazımızda asıl işlemek istediğimiz konu farklı.
Bir ülkenin notu düşürülünce, o ülke sermaye piyasalarında pozisyon alan yabancı yatırımcılar o ülkedeki risklerini yeniden ayarlarlar ve mevcut artan riske göre de azalttıkları pozisyonlarını dövize dönerek yurtdışına çekerler. Yani normal olarak notu düşen ülkenin borsası düşer, faizi yükselir, kurlar yükselir yani ülke parası değer kaybeder.
PEKİ, TÜRKİYE’DE NE OLDU?
USD/TL paritesi 3.87, EUR/TL 4.1602 seviyelerinden açıldı. Bu açılış not düşüşünün olumsuz etkisiydi. Daha sonra ne olduysa oldu ve sihirli bir el piyasalara geldi. Önce dövizi düşürerek Türk Lirası’na değer kazandırdı, akabinde de borsayı hızla yukarılara taşıdı. USD/TL 3.77 seviyelerine, EUR/TL 4.02 değerine kadar gevşedi. Borsa 83 binlerden 86 bin seviyelerine yükseldi. Kısacası notumuz düşünce döviz girdi ve borsaya alım geldi gibi bir durum var.
Bu normal bir durum değil. Kısacası piyasalardaki hareketlerle gelen veriler örtüşmüyor.
Daha önce de gelen makro verilere göre özellikle kurlardaki hareketler örtüşmüyordu. Gelen veriler, lehimize oldukça kurlar yukarı itildi. Anayasa görüşmeleri başladığında kurlarda da agresif yükseliş baş göstermişti. Bu hareket kurlardaki hareketin ekonomiden çok başkanlık sistemi ile alakalı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Kaldı ki global piyasalardaki kur hareketleriyle alakası olmadığını zaten sizlerle bir önceki yazımızda paylaşmıştık.
Artık önemli olan başkanlık istemi ile gelişmelere duyarlı bir piyasamızın olması, kurların da başkanlık sisteminin gerçekleşme olasılığı arttıkça yukarı itilmesi. Ortada adeta bir dalaşma var. Bu şekilde başkanlık sisteminde vazgeçirmeye çalışıyorlar gibi bir hava görünüyor. Bu hareketin yapılış şekli nedeniyle ciddi bir manipülasyon koktuğu ortada.
Bu durumda makro verilere veya global verilere bakarak önümüzü nasıl göreceğiz? Zira diğer değişenlerin şu ara hiçbir etkisi bulunmuyor. Varsa yoksa Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi. Bu konuyla ilgili restleşmeler bittikten sonra resim son derece farklı olabilir. Şimdilik izleyeceğiz.
06 Şubat 2017 Pazartesi