TÜFE’de (2003=100) 2015 yılı temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 0.09, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 4.85, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6.81 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 8.07 artış gerçekleşti.
TÜİK tarafından hazırlanan bu verilere göre enflasyon oranında önemli bir düşüş gerçekleşmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi yıllık ortalamalarda yüzde 8.07 artış bizim için çok önemli. Bu durumda mevcut tahvillerin reel faizi de yükselmiş oluyor.
2014 yılı temmuz ayında USD 1.94 TL civarındaydı. 2015 temmuz ayında ise 2.77 seviyelerinden kapanış yaptı. Artış oranı yüzde 43 civarında. Görüldüğü gibi kur artışının enflasyona önemli bir katkısı olmamış durumda. Bunun da sebebi global piyasalarda düşen emtia fiyatlarıdır. Özellikle petrol ve altın gibi emtiaların fiyatlarında meydana gelen bariz düşüşler kurun enflasyonist etkisini de azaltmış durumdadır.
Bu durum sürdürülebilir mi bilinmez ancak FED faiz artırımlarıyla emtia fiyatlarının aşağı yönde hareketinin devamını beklemek pek de yanlış olmaz. Böylece doların uluslararası piyasalarda değer kazanma potansiyeli düşen emtia fiyatlarıyla dengelenecek gibi görünüyor.
Bu durumda işsizlik ve üretim gibi konular daha da büyük önem kazanmaktadır. Global durgunluğun avantajının yaşandığı bu dönemde iç siyasi belirsizliğin yurt içerisinde de reel sektörü durgunluğa itebileceği korkusunun ağır bastığını unutmamak lazım.
En önemli sorun kurların dengeli hareket etmemesi nedeniyle geleceğe yönelik fiyatlama yapılamaması. Bu durumda uzun vadeli projelere verilen tekliflerde belirlenecek kur seviyesi oldukça yüksek riskler içermektedir
07 Ağustos 2015 Cuma