Ulusal Hesaplar Sistemi’nde tahmin edilen temel büyüklüklerin en önemlisi ve odak noktası Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’dır (GSYH). GSYH, bir ülkedeki belirli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerden dolayı oluşan katma değere ilişkin standart bir ölçüdür. Türkiye İstatistik Kurumu 12 Aralık 2016 günü 2016 yılı üçüncü çeyreği (Temmuz-Eylül dönemi) Gayrisafi Yurtiçi Hasıla rakamını açıkladı. Bu veri darbe girişiminin olduğu dönemi içermesi nedeniyle diğer verilere göre büyük önem arz etmekteydi.
Veriye göre; Gayrisafi Yurtiçi Hasıla tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2016’nın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1.8 azaldı.
Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’yı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; tarım sektörünün toplam katma değeri, 2016’nın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 7.7 azaldı. Sanayi sektörünün toplam katma değeri yüzde 1.4 azaldı. İnşaat sektörünün toplam katma değeri yüzde 1.4 arttı ve hizmetler sektörünün toplam katma değeri yüzde 8.4 azaldı. Veriler ortada. Tarım ve hizmetler sektörü oldukça ciddi şekilde etkilenmiş görünüyor. Çünkü daralma oldukça yüksek boyutta. Hizmet sektörünün olumsuz etkilenmesi son derece doğal. Sonuçta turizm sektörü doğrudan güvenle alakalı ve Batı yangına körükle gidiyor. Gerginlik de en çok turizmi etkiliyor. Ne zaman bir terörist saldırı olsa hemen rezervasyon iptalleri başlıyor. Bu nedenle de terörizmin en çok mağdur ettiği sektör turizmdir.
Tarım sektörüne bakınca yüzde 7.7 daralma bizi oldukça tedirgin etti. Çünkü mevsimsel bir kuraklık gibi tabiat olayı söz konusu olmadığı halde bu düşüş sıkıntılı. Muhakkak yakından irdelenmesi gerekiyor. Aksi halde tarım sektöründen çıkışlarla karşılaşabiliriz. Bu gelişme bizi tarım ürünleri ithalatına doğru götürür.
Sanayi sektöründeki daralma inşaat sektörüyle karşılanmış görünse de hızlı nüfus artışı olan ülkemizde bu tür daralmalar ciddi işsizlik artışı anlamına geliyor.
2015 başından beri yüzde 3.5 - 7.4 arasında büyümeyi sağlamış olan Türkiye, 2016 üçüncü çeyrekte negatif büyüme ile karşı karşıya kalmış durumda.
Hane halklarının nihai tüketim harcamaları, 2016’nın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 3.2 azalırken, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 23.8 artmış. Bir nevi halkın boşluğu kamu tarafından doldurulmaya çalışılmış gibi bir görüntü var.
Mal ve hizmet ihracatı, 2016’nın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 7 azaldı. Bu durum gelecekte üretim daralmasına yol açar mı bilemiyoruz ama üretimde yavaşlamaya neden olma riski fazla.
Görülüyor ki, darbe girişiminin de içerisinde olduğu çeyrekte büyüme sekteye uğramış. Global daralma da büyümenin olumsuzluğuna tuz biber olmuş durumda.
Reel sektörün en çok ihtiyacı olan şey güven ve geleceği daha öngörebilir olmaktır. Kurlardaki hareketlilikler de önemli sorunlar oluşturuyor.
Hem döviz kredi teminatlarının yetersizleşmesi nedeniyle kredi limit sorunu yaşayan firmalar hem de fiyatlama sorunları piyasanın frene basmasında en önemli nedenler arasındadır.
Fiyatlamasını doğru yapan, nakit dengesini doğru ayarlayan, piyasada tedarikçisinden memnun olmayan bir sürü hedef müşteriyi rahatlıkla portföyüne katarak hızlı büyümeler sağlayabilir. İhtiyaç olan sadece profesyonel yönetim.
19 Aralık 2016 Pazartesi