ABD Merkez Bankası, Aralık 2008'de sıfıra çektiği faizi nihayet 25 baz puan yükseltti. FED Başkanı Yellen'ın yaptığı açıklamalar da, piyasa beklentilerini karşılar ölçüde. FED sonrasında ilk tepki olarak küresel piyasalarda genel olarak rahatlama olduğunu görüyoruz.
FED açıklaması ve Yellen basın toplantısından çıkan sonuç;
Bundan sonraki dönemde FED açısından en kritik konu enflasyon ve istihdam verileri olacak. Küresel gelişmeler, petrol fiyatındaki düşüş gibi konuları FED geçici olarak değerlendirdiği için enflasyon ve istihdam ile ilgili ABD verileri bundan sonraki dönemde diğer verilerin önünde geçeceğinden piyasalarda oynaklığı artırabilir. Yayınlanan ekonomik tahminlerde ise çok sınırlı güncellemeler yapıldı.
FED açıklamasında öne çıkan ayrıntılar ise şöyle:
- FED faiz oranı için hedef aralığı %0.0-0.25 aralığından %0.25-0.50 aralığına yükseltildi. Karar oy birliği ile alındı.
- Bu karar ile uyumlu olarak atıl rezervlere ödenen faiz (IOER) %0.50, ters repo oranı da %0.25 olarak belirlendi.
- Faiz artışına rağmen, para politikası duruşu gevşek olmaya devam edecek. FED bilançosunun küçültülmesi için ise faiz artışlarında önemli yol katedilmesi beklenecek.
- Üyelerin 2016 faiz tahminleri, %1.375 ile Eylül ayında yayınlanan tahminlerle aynı. Üyeler 2016 içinde 4 faiz artırımı daha yapılacağını tahmin ediyorlar. Piyasa bu tahminlerin bir miktar aşağı geleceğini, böylece faiz artırımına rağmen geleceğe yönelik olarak daha yumuşak bir mesaj verilmiş olacağını düşünüyordu. Öte yandan 2017-2018 tahminlerinde ise sınırlı düşüş söz konusu.
- FED, faiz artımına gerekçe olarak istihdam piyasasındaki dikkat çekici iyileşme ve enflasyonun orta vadede %2 hedefine yükseleceğine duyulan güven gösterildi.
- Bundan sonraki faiz artışları “kademeli (gradual)” olacak. Basın toplantısında Yellen bu sözcüğün tanımı üzerinde oldukça vakit harcadı. Buna göre, daha önceki faiz artırım süreçlerinde olduğu gibi her toplantıya yayılan ve eşit ölçüde yapılan artışlar olmayacak. FOMC verilere bağlı olarak zamanlama ve artış oranına karar verecek. Piyasada şu anda Mart ayındaki faiz artışına tanınan olasılık %40 civarında.
Bir süredir FED’in beklenen faiz artırım kararının piyasalarda olumlu bile algılanacağını, belirsizliğin bir ölçüde ortadan kalkmış olması sebebiyle pozisyonlarda yeniden dengelenmeye gidilebileceğini belirtiyorduk.
FED sonrasında BIST’te pozitif eğilimin sürmesini, faizlerde 20-30 baz puan kadar gerileme görülmesini beklediğimizi söylemiş, USD pozisyon önermemiştik.
Kısa vadede piyasalarda rahatlamanın devam etme ihtimali yüksektir. Bu çerçevede ilk gözlemler şunlar;
BIST:FED'den toplantı sonrasında kısa vadede risk alma iştahını destekleyen açıklamalar gelmesiyle hisse piyasalarında toparlanma çabaları destek buldu. BİST kapanışı sonrasında Gelişmekte Olan Piyasalar ETF'i %1.1, Türkiye ETF'i %1.8 oranında değer kazandı.FED öncesi yayınladığımız görüşümüzde kademeli olarak 73,000-73,500 ve 75,300-76,300 seviyelerini hedeflediğimizi belirtmiştik. Bu aşamada görüşümüzü koruyoruz ve ana destek 71,500, direnç olarak ise 77,500 seviyesini takip ediyoruz. Diğer yandan BİST'te özellikle Kasım seçimleri sonrasında oluşan ivme kaybında sadece FED faktörü etkili değildi. Yurtiçinde jeopolitik riskler, global tarafta ise düşen emtia fiyatlarının enerji sektörü başta olmak üzere hisse fonları üzerinde baskı yarattığını görmüştük. Söz konusu risk faktörlerinin gündemden düşmemiş olması nedeniyle mevcut tepki yükselişi içerisinde bu başlıklar yakından takip edilmelidir.
TL: Karar sonrasında oldukça oynak bir görünüm çizen USDTRY, Asya seansında 2.93 etrafında dengelendi. FED’in beklentiler dahilindeki hamlesini, para politikasındaki belirsizliği azaltması anlamında TRY için pozitif olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada, sadece para politikaları cephesinden bakıldığında, bir sonraki hamle TCMB’nin normalizasyon hamlesi olabilir, yüksek faiz getirisi olan kurların cazibesini korumasını bekliyoruz. Ancak mevcut jeopolitik gelişmeler düşünüldüğünde, TRY üzerindeki risklerin henüz sonlanmadığını düşünüyoruz. Kısa vadede, USDTRY’deki düşüş momentumunun korunabileceğini düşünüyoruz. Orta vadeli USD pozisyonu ise, TL'de TCMB kararından çok küresel risk iştahı ile alakalı bir konudur. Bu durumda global fon akımları takip edilmelidir. Döviz piyasalarda ilk olarak hem JPY hem de AVRO karşısında değer kazanan USD’nın içeride de çapraz parite etkisiyle değerlenme riski ise devam etmektedir.
Faiz:TL'yi takiben faizlerde de verim eğrisi genelinde 20-30 baz puan düşüş gelmesi sürpriz olmaz. Ancak bunun kalıcılığı daha çok global fon hareketleri ile alakalı olacak diye düşünüyoruz. TCMB’nin faiz karşısında FED’e paralel alacağı tedbirler hem döviz sepeti hem de faizler üzerinde etkili olabilir.
20 Aralık 2015 Pazar