Son zamanlarda piyasalardaki manüpilatif hareketler, Türkiye üzerine oynanan oyunlardan ekonomik verilere pek vakit ayrılamamakta, enflasyon, faizli enstrümanlar, kur gibi verilerle de piyasaların beklentileri bozulmaktaydı.
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan gerek büyüme verileri gerekse dış ticaret verileri yüreklere su serperken geleceğe daha da umutla bakmamıza neden olabilecek.
11 Aralık 2017 günü açıklanan Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerine göre;
Gayrisafi Yurtiçi Hasıla üçüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2017’nin üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11.1 arttı. Üretim yöntemiyle gayrisafi yurtiçi hasıla tahmini, 2017’nin üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 24.2 artarak 827 milyar 230 milyon TL oldu. GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2017’nin üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri yüzde 2.8, sanayi sektörü yüzde 14.8 ve inşaat sektörü yüzde 18.7 arttı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise yüzde 20.7 arttı.
Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2017 üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9.6 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.2 arttı.
Cari fiyatlarla hesaplamalar; gerçek değişimlerle birlikte fiyat hareketlerini de kapsıyor. Yalnızca gerçek değişimlerin izlenebilmesi için fiyat değişikliklerinden gelen etkinin giderilmesi gerekiyor. Zincirlenmiş hacim endeksleriyle elde edilen GSYH, bu etkiyi yok ederek; belli bir dönemde yer alan gerçek değişmeleri ölçüyor.
Sonuç olarak fiyatlardan arındırılmış, enflasyonun ve kurların etkisi çıkarılmış haline bakmak için zincirlenmiş hacim endeksini dikkate aldığımızda bile büyüme yıllık bazda yüzde 9.6 gibi oldukça yüksek bir orandır. Bu orana herkesin şapka çıkarması gerekir. Emeği geçen herkese teşekkür etmek lazım.
Bu veri ile gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında birçok kurum Türkiye’nin ileriki yıllardaki büyüme hedeflerini yukarı çekeceklerdir. Burada tek sıkıntı para bulmak daha zorlaşabilir ve faizler yükselebilir. Çünkü hızlı büyüme aynı zamanda yüksek faiz demektir.
13 Aralık günü açıklanan dış ticaret verilerine göre; ihracat miktar endeksi ekimde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5.8 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 14.8, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5, yakıtlarda yüzde 2.9 ve imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 9.8 arttı. İthalat miktar endeksi ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15.7 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 28.6, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 33.4, yakıtlarda yüzde 12.7 ve imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 18.8 arttı.
Burada fiyat, kur etkisi gibi şişirici yönde bir veri bulunmuyor. Miktar endeks değişimi reel durumu yansıttığından son derece önemli. İmalat sanayi (gıda, içecek ve tütün hariç) yıllık bazda yüzde 9.8 ihracat miktar artışı yakalamış durumda. İthalatta ise imalat sanayi artışı yıllık bazda yüzde 18.8 olup iç tüketime giden kısım düşüldükten sonra gelecekte artacak ihracatın da habercisi olabilir.
Bu iki olumlu veriler Türkiye üzerine yurtdışında yürütülen karalama kampanyasına rağmen gerçekleşti.
Bu durum yurtdışında olumsuz etki bırakma çabası olanlar tarafından da değerlendirilerek, çabalarının başarısız olduğu sonucuna varmalarını da sağlayacaktır.
Bu şekilde büyüyen ve bölgesinde ciddi bir ekonomik güç oluşturan Türkiye’yi yanına alan kazanacağından, önümüzdeki günlerde bu yönde açıklamaları duyarsak şaşırmayacağız.
"İTO Başkanımız Sayın İbrahim Çağlar’ın vefatını derin üzüntü içinde öğrenmiş bulunmaktayım. Hepimizin başı sağ olsun.
Allah rahmet eylesin..."
18 Aralık 2017 Pazartesi