tatil-sepeti
Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

Son zamanlarda kurlarda çok ciddi hareketlenmeler görüyoruz. Bu hareketlenmeler bir yandan enflasyonu, bir yandan da faizleri yukarı itiyor. Bu hareketlilik ekonomik gereklerin de önüne geçince bu yazıyı yazma ihtiyacı duyduk.

Dolar yılbaşında 3.7946 Türk Lirası ediyordu. 9 Ağustos 2018 günü 5.46 seviyelerinden işlem görerek yılbaşına göre yüzde 48’e yakın değer kazandı. Euro ise yılbaşında 4.55 Türk Lirası seviyelerindeyken 9 Ağustos 2018 günü 6.34 TL seviyelerinden işlem gördü. Burada da dönemsel artış yüzde 40 civarında. Yıllık faizlere göre karşılaştırdığımızda dönemsel artış oranını yıllık orana çeviriyoruz.
Doların artış oranı yüzde 80, Euro’nun artış oranı yüzde 68 seviyelerine yakın oluyor. Bu, çok yüksek bir artış oranıdır.

Kurdaki bu oynaklıklar ister istemez faizleri de olumsuz etkiledi. Kredi faizleri yüzde 17 seviyelerinden yüzde 27 seviyelerine kadar yükseldi.
Döviz kredisi maliyetleri ciddi kur zararlarıyla beraber şirketlerin belini büküyor.

Hal böyle olunca enflasyon da hem kur artışı hem de faiz artışı nedeniyle yükselişe geçti.

Tabloda görüleceği üzere 2018 Ocak ayında yüzde 12.14 olan Yurtiçi ÜFE, Temmuz 2018’de yüzde 25 seviyelerine kadar yükseldi. Son zamanlardaki hareketlere bakarsak ağustos ayında yüzde 25 oranının daha da yükselmesi pek de sürpriz olmayacak.

Kurdaki yükselişler ekonomiye bu kadar zarar verebildiğine göre, kurlar neden yükselir ona bakalım. Öncelikle dış ticaret dengesi rakamları bu konuda önemli verilerdir. Dış ticaret açığının artması dövizin yükselmesi için bahane olarak kullanılabilir.
Ancak nihai denge çok önemli.
Çünkü dış ticaret ödemeleri dışında dış borç ödemeleri, transferler de kuru yukarı itebilir.
Yabancı yatırımcı veya dış borçlanma girişi de yükselişi törpülüyor.

Son zamanlarda konu ekonomik olmaktan çıktı. Daha çok iç işlerimize müdahale, ekonomik bunalım ile siyasi tabloyu değiştirmeye yönelik hamleler gibi görünüyor. Bu işleri de daha çok spekülatör ve manipülatörler yapıyor.

Bu tür dalgalanmalar belirsizlikleri artırdığı için firmalar ya fiyatlarını revize ediyor ya da bir süre beklemeyi tercih edebiliyor. O zaman da ekonominin dinamikleri zorlanıyor; şirketler nakit akışlarını tutturamıyor.

Bizler ne yapmalıyız?

Döviz cinsi varlık ve yükümlülüklerimizi önümüze koymalıyız. Bunları zaman yönünden birbirlerini karşılayacak duruma getirmeliyiz. Döviz eksiğimiz varsa, yani döviz cinsi varlıklarımız döviz cinsi yükümlülüklerimizden azsa aradaki farkı satın alım opsiyonlarıyla dengelemeliyiz.
Eğer para durumu müsaitse forward veya futures piyasalarla kur riskini kaldırmalıyız.
Aksi takdirde evdeki hesap çarşıya uymayabilir.

14 Ağustos 2018 Salı