Dünyada ve ülkemizde şirketlerin çoğu aile şirketleridir. Aslında bu, ticaret hayatının doğasından gelen bir süreçtir. Biri kalkar bir iş kurar, daha sonra son derece başarılı bir şekilde yürüttüğü ve büyüttüğü işini aileden birilerine yönetmek üzere devretmek durumundadır. Aksi halde ya tasfiye edecek ya da şirketi elden çıkaracaktır.
100 ŞİRKETTEN SADECE 3’Ü
Tüm dünyada da benzer istatistikler mevcut. Her 100 aile şirketinin sadece 3’ü üçüncü nesile başarılı bir şekilde aktarılabiliyor. Demek ki daha sonra sisteme dahil olan aile fertleri aynı hedefe iyi şekilde motive olamıyor.
Bunun birçok nedeni var. Bunlardan en önemlisi şirketi kurarak tırnağıyla kazıya kazıya bir yerlere getirmeye çalışan kişi, görevi devretmekte aşırı isteksiz kalabiliyor. Hatta sistemin kendisi dışında çalışamaması için geriden gelenlere gereken tecrübeyi kazanmaları amacıyla fırsat vermiyor ya da sistemin bütününü öğretmiyor. Dolayısıyla tek yönlü bakanın da hata yapma potansiyeli artıyor. Birçok olayda, “Onlar başarılı olsun yeter ki” diye açıklama yapanların, “Bensiz burada hiçbir iş olmaz” diyerek bilinç altında olayı nasıl kurguladığını da itiraf ediyorlar.
BAŞARI POTANSİYELİ DAHA YÜKSEK
Birçok vaka çalışmasında şirket kurucusunun düşündüğü şeylerin yerine tam tersini uygulayarak bilinç altının etkisinde kaldığını, kendini de kandırdığını gözlemleyebiliyoruz. Bu durumda güvenilir bir arabulucu kaçınılmaz oluyor.
Şirketi kuran ve belli seviyeye kadar götüren kişi hedeflerini değiştirmeli ve şirketin daha ileriye başarılı bir şekilde taşınması için yerine geçecek kişileri eğitme görevini üstlenmeli. Burada iş ahlakı ve sorumluluk sahibi olma konusu son derece hassas bir hal alıyor. Çünkü bu konuda samimi olunmaması, eğitimi alan kişinin bocalamasına ve sorumluluk almaktan kaçınmasına neden olabiliyor.
Dünyada başarılı şirketlerin büyük çoğunluğu aile şirketleridir. Bunun da sebebi,
hedefe kilitlenmiş ve şirketine sahip çıkan bir aile daima başkalarından daha başarılı olabilecek potansiyele sahiptir. Öncelikle buna inanılması gerekiyor.
AİLE ANAYASASI OLUŞTURULMALI
Aile şirketlerini ileriye taşıyabilmek için olmazsa olmaz koşullardan biri, şirketin yapısına uygun kurumsallaşmasıdır. Yani kurallar herkesin iştirakiyle oluşturulmalı; görev, yetki ve sorumluluklar hiçbir soru işaretine neden olmayacak bir şekilde bilinmeli. Daha sonra aile fertlerini bir amaç altında toplayacak aile anayasası oluşturularak şirketin gelecek nesillere aktarılmasının önü de açılabilir. Yeter ki samimiyet, empati ve hoşgörü hakim olsun.
15 Mayıs 2017 Pazartesi