istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi
Giriş: 23.05.2025 - 09:15
Güncelleme: 23.05.2025 - 09:16
NURULLAH GÜR

NURULLAH GÜR

Reel sektör sıkıntılı bir dönemden geçiyor. İçeride yükselen faiz oranları ve düşen kredi limitleri şirketleri zorluyor. İç talep ivme kaybediyor; yeni yatırım için imkanlar daralıyor. Dışarıdaki atmosfer de pozitif değil. TL'deki reel değerlenme ve küresel ekonomideki yavaşlama zaten bir süredir ihracatçıları tedirgin ediyordu. Bu duruma bir de ticaret savaşlarının getirmiş olduğu ilave belirsizlik eklendi. Hem iç hem de dış pazarda faaliyet gösteren şirketler için kolay zamanlar değil.


Şirketlerin sorunları ve kısıtlarını anlamak ve bunlara yönelik çözüm üretmek için reel sektörden gelen bilgileri iyi tahlil etmek gerekiyor. Özellikle nitelikli veriler son derece kıymetli oluyor. Dünya Bankası'nın düzenli olarak belli periyotlarda gerçekleştirdiği anket çalışmaları, ülkelerin iş/yatırım ortamını değerlendirmek için önemli bir kaynak.


Bugüne kadar 168 ülkeden 250 bini aşkın şirket bu anketlere katıldı. Bu çalışma, alanında dünyanın en büyük veri platformlarından biri. Ankette dış finansmana erişimden vergi oranlarına, altyapıdan bürokrasiye kadar iş/yatırım ortamına etki eden birçok farklı unsurun şirketlerin hayatını ne derece zorlaştırdığı ve kolaylaştırdığı ile ilgili sorular bulunuyor. 


Bu çalışmanın Türkiye’ye ilişkin güncel versiyonu geçtiğimiz şubat ayında tamamlandı. Sonuçlar da birkaç hafta önce açıklandı. Türkiye’de şirketlerin en çok sorun olarak gördükleri alan, finansmana erişim. Ne yazık ki, bu konu Türkiye'de kronik bir probleme dönüşmüş durumda. Özellikle sıkı para politikalarının uygulandığı dönemlerde sorun daha da derinleşiyor. Dünya genelinde şirketlerin yüzde 17.3’ü finansmana erişimi günlük işleyişlerindeki en büyük engel olarak tanımlarken, Türkiye'de bu oran yüzde 33.2’ye yükseliyor.


İş/yatırım ortamında en büyük ikinci engel olarak görülen unsur vergi oranları. Türkiye’de şirketlerin yüzde 21.5’i vergi oranlarını iş yapmanın önündeki en büyük engel olarak değerlendiriyor. Buna karşılık, dünya genelinde bu görüşü paylaşanların oranı yüzde 13. Türkiye’de listenin üçüncü sırasında ise kayıt dışı ekonomi yer alıyor. Kayıt dışılığı en büyük sorun olarak görenlerin oranı Türkiye'de yüzde 12 iken, bu oran dünya genelinde yüzde 9.1 düzeyinde. 


Yetersiz eğitim düzeyine sahip işgücü, şirketlerin en çok şikâyet ettikleri dördüncü unsur. Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 7.5’i bu durumu karşılaştıkları en büyük engel olarak değerlendiriyor. Buna karşın, dünya genelinde bu soruna işaret edenlerin oranı daha yüksek. Küresel düzeyde şirketlerin yüzde 12.6’sı nitelikli işgücü eksikliğini en büyük engel olarak görürken, Avrupa ve Orta Asya bölgesinde bu oran yüzde 22.9’a kadar yükseliyor.


İş/yatırım ortamına ilişkin diğer unsurları ise şirketlerimiz çok daha düşük seviyelerde sorunlu görüyor. Genel olarak veriler, Türkiye’de şirketlerin üç alanda çözüm beklentisi içinde olduklarını ortaya koyuyor: (1) Finansmana erişim, (2) vergi sistemi ve kayıt dışılıkla mücadele ve (3) işgücü piyasasında beceri uyumu. Bu üç başlık da kısa vadeli geçici önlemlerle değil, uzun vadeli ve yapısal reformlarla çözülebilecek alanlar.