2024'te şirketler, finansmana erişimde ciddi zorluklarla karşılaştı. Sadece yüksek faiz oranları değil, düzenlemelerle kredi büyüme hızına getirilen sınırlamalar da kredi piyasasında daralmaya yol açtı.
KOBİ'ler, faizlerin yeniden düşüş trendine girmesini bekliyor. Merkez Bankası, aralık ve ocak aylarındaki toplantılarında art arda 250'şer baz puanlık indirimlerle politika faizini yüzde 50'den yüzde 45'e indirdi. Ancak bu düşüş henüz piyasa faizlerine tam olarak yansımış değil. Önümüzdeki haftalarda ticari kredilerde ortalama yıllık faizin yüzde 55'in altına inmesi öngörülüyor. Merkez Bankası'nın TL bazlı ticari kredilerde yüzde 2 olan aylık büyüme sınırını KOBİ'ler için yüzde 2.5'e çıkarması ile krediye erişimin biraz daha rahatlaması bekleniyor.
FAİZ ORANLARI
Bu gelişmelere rağmen mevcut faiz oranlarıyla iktisadi ve ticari faaliyetleri sürdürmek oldukça güç. Bununla birlikte enflasyonla mücadeleden taviz vermemek adına faizlerde agresif indirimlere gitmek de mümkün görünmüyor. Eğer bu yıl enflasyondaki düşüş trendi Merkez Bankası'nın öngörüleriyle uyumlu seyrederse, yıl sonunda politika faizi yüzde 30 seviyelerine yaklaşabilir. Piyasa faizlerinin kademeli olarak gerileyecek olmasına rağmen yılın ilk yarısı kredi kullanarak iş yapmak için elverişli bir ortam sunmayacak gibi görünüyor. Bu nedenle yılın ikinci yarısını beklemek daha akılcı bir strateji olabilir.
Para politikasının etkileri faiz oranlarıyla sınırlı değil. Şirketler açısından döviz kurlarına olan yansımalar da hayati önem taşıyor. Geçtiğimiz yıl bu açıdan da şirketler için zorlu geçti. Enflasyonla mücadele kapsamında TL'nin reel bazda değer kazanmasına izin verilmesi, düşük kâr marjıyla çalışan, emek yoğun sektörlerdeki ihracatçıları olumsuz etkiledi. TL'deki reel değerlenme sadece ihracatı yavaşlatmakla kalmıyor, aynı zamanda ithalatı da cazip hale getiriyor.
DÖVİZ KURLARI
2025'te döviz kurlarının enflasyon oranıyla daha uyumlu bir seyir izlemesi bekleniyor. Piyasa beklentileri ve OVP tahminleri, dolar/TL kurunun yılı ortalama olarak 42 seviyesinde kapatabileceği yönünde. Bu seviyeleri görmek zor olabilir, ancak Merkez Bankası'nın rezerv yönetimini daha etkin kullanarak 2025'te TL'nin geçen yıla benzer bir değerlenme eğilimine girmesine izin vermemesi daha olası gibi duruyor. Euro/dolar paritesinin bu yıl Avrupa'ya ihracat yapan şirketler aleyhine seyredeceği beklentisi de göz önüne alındığında, para politikası ile döviz kurları arasındaki etkileşimin bu yıl kritik önem taşıyacağı açık.
Sonuç olarak, para politikası tercihleri, reel sektör tarafından hem faiz oranları hem de döviz kurları açısından çok yakından takip edilecek bir gündem maddesi olmaya devam edecek.