Nüfus tetkikleri sadece istatistiksel bir çalışma mıdır? Aile yılında ailenin bugün geldiği noktayı önceden kim haber verecek? Ülkemizde üniversite mezunu olan kitlenin sayısını, niteliklerini ve fazlalığını nasıl bileceğiz? Meslek lisesi mezunlarının nicelik olarak yeterli olup olmadığını kim belirleyecek? Kamu politikaları belirlenirken hangi nüfusu dikkate alacağız? Nüfus yoğunluk haritaları bize ne anlatır? Bir afet durumunda nüfus bilgisi ne ifade eder? Nüfus bilgisi ülkede sadece kaç kişinin yaşadığını bilmek midir? Demografik güvenlik nedir ve ülke için ne kadar önemlidir? Göç ve iskân politikalarında ne esas alınır? Dijital alt yapı nüfus bilgisini anlamsız kılar mı? Nüfusun çoğunluğunu şehirlere yığmanın hesabını kim neye göre yapacak? Nüfus stratejik güce hangi dinamiklerle dönüşür?
Bu soruları dilediğimiz kadar çeşitlendirebiliriz. Maksat; nüfusun ayrıntılı analizi ve değerlendirilmesini başta kamu yöneticileri ve siyaset yapıcılar için ne ölçüde önemli olduğunu anlatmaktır. Hakikaten nüfus etütleri sadece istatistik çıkarmak amacıyla yapılmaz. Her üst düzey kamu yöneticisi kendi alanı ile ilgili politikasını bu analiz sonucu yapar. Yani nüfus etütleri herkes içindir. Genel geçer kural budur. Ve netice itibariyle birbirlerini ilgilendiren kamu yöneticileri kendi aralarında ciddi bir koordinasyon yapmalıdırlar.
Sözgelimi gençler neden geç evleniyorlar, neden çocuk sayısı istenen düzeyde değil, neden evlilik müessesesi itibar kaybediyor ve neden boşanma sıradan bir mesele haline geldi soruları birbirlerinden bağımsız konular değildir ve çözümü de ciddi bir koordinasyon gerektirir. Ülkenin hangi alanlarda ne kadar üniversite mezununa ihtiyacı var konusu Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖK tarafından koordineli olarak çalışılması gereken bir meseledir. Mesleki eğitim-evlilik-çocuk sayısı konusu birbiriyle ilgili olup yine bir koordinasyon gerektirir.
İşte bunların tümü ve benzeri konular nüfus tetkikleri üzerinden anlaşılabilir. Bu çerçevede veri stratejik güçtür ve iktisadi, ticari, siyasi ve güvenlik stratejilerinde ulusal çıkarların temel dayanaklarındandır. Özellikle günümüzde dijitalleşen dünyada nüfus artık sadece bir istatistiksel faaliyet değil; akıllı devlet yönetimi, sürdürülebilir kalkınma ve toplumların geleceğe hazırlanması için bir stratejik istihbarat alanına dönüştü.
Bu nedenle nüfus tetkikleri, daha kapsamlı, entegre ve proaktif bir yapıya evrilmekte geleceğin politikaları, teknolojileri ve toplum düzenleri büyük ölçüde bu tetkiklerin nitelikli ve stratejik yorumlanma yeteneği üzerinden şekillenir. Araştırma ve analiz kısmını da ihtiva eden nüfus tetkikleri, bir ülke açısından son derece önemli ve çok boyutlu etkiler doğurabilecek bir yaklaşım haline geldi. Yaklaşık her türden kamu hizmetinin planlanmasına, projeksiyonuna da temel teşkil eder. Nüfusu dikkate almayan tüm öngörü ve planlamalar yanlış netice verebilir ve açıkçası bu kadar önemlidir.
Sözgelimi en basitinden söyleyecek olursak; bir bölgede yaşlı nüfus artışı varsa sağlık hizmetleri, genç nüfus yoğun ise okul yatırımları öne çıkar. Her türden demografik eğilimlerin erken tespiti, sürdürülebilir sosyal politikaların zamanında yapılmasını sağlar. Eğitimle ilgili her türden planlama ve eğitimin başarısı nüfus tetkikleriyle izlenebilir. Devletler her türlü politik kurgularını demografik durum ve analizlerine göre yaparlar, tarihteki iskân politikalarına baktığımızda bunları net olarak görürüz.
Demografik güvenlik ulusal bekadır aslında. Nüfusun yaşı, büyüme hızı, göç hareketliliği gibi göstergeler: iç güvenlik stratejileri, göç politikaları ve sınır güvenliği, kırdan kente göçün dengelenmesi gibi konular için kritik önemdedir. Nüfus tetkikleri, günümüzde artık yalnızca istatistiksel değil, jeopolitik ve sosyopolitik bir strateji aracıdır. Bu nedenle nüfus tetkikleri artık sadece vatandaşları değil; göçmenleri, mültecileri, geçici işçileri, dijital göçebeleri de kapsayan çok katmanlı yapılarla ele alınmak durumundadır. Yalnızca saymak değil; öngörmek, senaryo üretmek ve strateji belirlemek anlamına gelir.
Aslında ülkemiz bu konuda çok öngörülü davranmış, 1926 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü’nü kurmuş, Hacettepe Nüfus Etütleri Enstitüsü ise Hacettepe Üniversitesi bünyesinde 1967 yılında kurulmuştur. Fakat politika yapıcılar ve kamu yöneticileri sonuçlardan hareketle bakıldığında nüfus etütleri üzerinden koordinasyon yapıp öngörülü davranmakta gereken başarıyı aynı oranda gösterememişlerdir.