Musikişinasların üstadı, edebiyat tarihçisi, mutasavvıf İbnülemin Mahmud Kemal İnal, musiki için “ruhun gıdası” der. Ahmet Hamdi Tanpınar da musikinin çeşitleriyle birlikte mehtere vurgu yaparak, askerimizin ve milletimizin milli duygularını coşturan, harekete geçiren, bize mahsus bir müzik dalıdır meyanında düşüncesini ifade eder.
Malum olduğu üzere bütün devletlerin kendilerine ait marşlarıyla birlikte ordularının da marşları, müzikleri vardır. Her devlet, milletinin kültürel tarihini başka milletlere taşımak ve anlatmak için medeniyetlerinin temelini oluşturan değer yargılarından müzik inşa ederler.
Mehter marşları, sözleriyle ve besteleriyle tamamıyla orijinal ve milli bir musikidir. Mehter takımları, Devlet-i Aliye’nin fetih zaferlerinde önemli vazifeler icra eylemişler, halkımızın ve ordumuzun milli gururunu okşamakla birlikte, vatanseverlik duygularını coşturmaya halen devam etmektedir.
Mehterin tarihi geçmişi Göktürklere kadar uzanmaktadır ve uzun bir tarihi yolculuğu vardır. Biz yolu kısaltarak özet bilgiler verip, günümüzde İstanbul’da nerelerde mehter izleyebilir ve dinleyebiliriz ondan haberdar edelim.
Mehterin kelime itibariyle kökeninin Farsça olduğu belirtilir. Farsçada ‘en büyük’ anlamına gelen ‘mih-ter’ kelimesinin Türkçeleşmiş haline “mehter” denilmektedir.
Mehter ismi bir de “Tablhane” (mehterhane, nevbethane, nakkarhane) olarak da bilinmektedir. Bu ismin geçmişi ise Selçuklular devrinde ortaya çıkmıştır. Aynı isimler Osmanlı döneminde de kullanılmış, halen de bu isimle anılmaktadır.
Topkapı Sarayı arşiv belgelerine göre bayram sabahı sarayda düzenlenen merasimlerde mehter takımı, Adalet Köşkü’nün karşısına konuşlanır ve bayramlaşma başlarken çalarmış. Ayrıcı elçilerin saraya girişleri sırasında da mehter hazır olurmuş.
Mehter takımının tam donanımlı olarak teşkilatlanması ise Fatih Sultan Mehmet döneminde gerçekleşmiştir. Mehterhane yahut Nevbethane Demirkapı’da kurulduktan sonra Kasımpaşa, Tophane, Galata, Rumelihisarı, Beşiktaş, Yeniköy, Beykoz, Anadoluhisarı ve Yedikule’de seher vaktiyle, öğle ve yatsı namazlarından sonra da mehter vurulurmuş.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde, devlet sınırlarının genişlemesi ve devlet teşkilatının büyümesiyle vezir ve paşalar da mehter çaldırmaya başlamışlar. XVII ve XVIII. yüzyıllarda mehtere daha çok musikişinas sultanlar ilgi göstermişler.
Resmi mehter takımı dışında bir de “esnaf mehter takımı” varmış. Esnaf mehteri de yine belli kutlama merasimlerinde İstanbullulara konser verir ve aynı zamanda saraya bağlı olarak vazife ifa ederek gerektiğinde savaşa da katılırlarmış.
1826 yılına gelindiğinde II. Mahmud tarafından Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla birlikte mehter takımları da lağvedilmiş ve yerine Avrupa bandosu örnek alınarak ihdas edilen Muzıka-yi Hümâyun getirilmiş.
Uzun bir aradan sonra Ahmed Muhtar Paşa tarafından “Mehterhane-yi Hakânî” adıyla 1914’te Müze-i Askerî-i Osmânî’ye bağlı olarak yeniden kurulmuş.
Cumhuriyet döneminin ilk mehter takımı ise 1952 yılında Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut tarafından kurulmuş ve 29 Mayıs 1953’te düzenlenen İstanbul’un fethinin 500. yılı münasebetiyle yapılan törenlere katılmasıyla büyük ilgi görmüş ve 15 yıl sonra 1968 yılında, Askerî Müze Müdürü Sabahattin Doras’ın teklifiyle dokuz katlı bir mehter takımı kurulmuş.
Bu takım halen Askerî Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı’na bağlı, “Mehteran Bölüğü” adı altında faaliyet göstermektedir.
GÜNÜMÜZDE BAŞKA NERELERDE MEHTER KONSERLERİ İZLEYEBİLİRİZ?
İstanbul Harbiye Askeri Müzesinde Cuma günü 11.00-11.30 ile 15.00-15.30 saatleri arasında; Salı, Çarşamba, Perşembe, Cumartesi, Pazar günleri ise 15.00-15.30 saatleri arasında konser verilmektedir.
Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığına bağlı Dolmabahçe Sarayı’nda Salı, Topkapı Sarayı’nda Çarşamba ve Yıldız Sarayı’nda Perşembe günü de saat 11.00’da mehter gösterileri yapılmaktadır.