HÜSEYİN ÖZTÜRK
“Büyük yolları küçük adımlarla yürüyenlerin
Karşınıza dikildiği akşamlar olacaktır
Birlikte yürüyelim derlerse hayır deyin
Adımları adımlarınıza uymayacaktır.”
Afşar Timuçin
Sultan II. Abdülhamid Han’ın, 1882 yılında kuruluşunu gerçekleştirdiği İstanbul Ticaret Odası’nın 140 yıllık bir geçmişi var.
Kuruluş ismi ‘Dersaadet Ticaret Odası’ olan İTO, bugün artık sadece İstanbul’un değil, tüm Türkiye’nin gururu olarak bütün dünyanın gıpta ettiği ve işbirliği yaptığı bir kuruluştur.
25 Eylül 2022 günü, Haliç Kongre Merkezi’nde, 140. yıl adına düzenlenen ödül törenine, şehir dışında ve yollarda olduğum için katılamasam da kimi vakit duble yollarda, kimi zaman otoyollarda ve Kuzey Marmara otoyolunda arı gibi çalışan TIR’ları gördükçe, büyüyen ve gelişen Türkiye’nin fotoğrafıyla, İTO’nun çalışmalarını harmanlayarak yol alıyordum.
***
Bir ülkenin kalkınmasındaki en belirgin özellik, yollarıdır. Son 20 yılda yapılan otoyollar, kuzeyden güneye, doğudan batıya insana ve kalkınmaya hizmet eden araçlarla arı gibi çalışıyordu.
Bu hakikat, sadece hafta sonu yollarda gördüklerimden ibaret değil elbet. Son iki aydır Anadolu’nun pek çok yöresine gidip geldikçe, bütün yolların İstanbul’a çıktığını gördükçe mutlu olmamak, övünmemek, gurur duymamak mümkün değildi.
***
İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in, ödül töreninde yaptığı konuşmada, İTO’nun, 140 yılın birikimiyle ülkemizin en büyük, dünyanın ise en büyük Odalarından biri olduğunu ifade ederek, “Biz ‘ama’sız, ‘fakat’sız bir şekilde, yerli ve milli ekonomiyi sarsılmaz bir düsturla inşa edenlerle beraber yürümeye devam edeceğiz” sözünü duyunca, yukarıya aldığım dörtlük aklıma geldi.
İTO’nun ve tabii Türkiye’nin güçlenebilmesi için adımları adımlarına uyan insanlarla yürünmesi elbette önemlidir. Ülkemiz kalkınmasına dair atılan her adım, 80 milyon nüfusumuzun yarını için son derece hayatidir.
Son 20 yılda ülkemizin nereden nereye geldiğini elbet aklıselim her insanımız biliyor ve bu gelişme, adımları birbirine uyan insanlarla mümkün olmuştur.
Bugün 693 bin üyesiyle İstanbul iş dünyasının çatı kuruluşu olan İTO; küçük, orta ve büyük ölçekli şirketlerimizin, işletmelerimizin, firmalarımızın ve binlerce çalışanıyla üretenlerimizin evi olma hassasiyetini sürdürüyor.
İTO’nun önemli başarılarından biri de ithal mallar yerine yerli üretimi ve ihracatı artırmayı hedeflemesi ve hedefini aşmasıdır. Tarımdan sanayi ve teknolojik ürünlere kadar son yıllarda ciddi bir ihracat artışı mevcuttur ve çok sevindiricidir.
Yine İTO’nun öne çıkan değerlerinden biri de kültür ve kültür ekonomisini bir arada yürütmesidir. Toplumsal kalkınmanın kültür ayağı oldukça mühimdir. İnsanın ve işin gelişmesi elbette kültürel bir birikime dayalıdır. Bu birikimi bir kenarda tutmak yerine, işler ve bilinir hale getirmek, kültür ekonomisini işler hale getirmek demektir.
***
Bugün İTO’nun, kayıtlı 700 bin işletme ve işletmelerin 1.5 milyonu aşkın sahibi ve ortağı ile ülkemizin birinci, dünyanın ise en büyük Odalarından biri olarak 140 yıllık birikimini çok iyi irdeleyen ve harekete geçiren Şekib Avdagiç’in, ödül merasiminde yaptığı konuşmada vurguladığı şu ifadeler önemliydi: “Türkiye ekonomisini yeni bir eşiğe taşıyan, 21. yüzyılı ‘Türk yüzyılı’ yapmanın yerli ve milli bir üretimle mümkün olduğu bilinciyle Türk özel sektörünü yepyeni bir ufka taşıyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında durmayı milli bir ödev olarak kabul ediyorum.”
Evet, bu gerçeği görmek için sadece karayollarındaki TIR ve kamyonlarla birlikte, Türk Hava Yolları yolcu sayısı ve kargo taşımacılığının yanı sıra deniz yolları ve limanlara bakmak yeterlidir vesselam.
30 Eylül 2022 Cuma