İstanbul’un orta yerinde 2000 metrekarelik bir alanda muhteşem bir tarih sergileniyor.
İstanbulluların ve özellikle iş insanlarımızın belki günde birkaç defa geçtiği, Beşiktaş’taki Barbaros Hayreddin Paşa’ya, Sinan Paşa Camii’ne, Deniz Müzesi’ne ve Dolmabahçe Sarayı’na komşu olan Saray Koleksiyonları Müzesi, tarihe yolculuk etmek isteyenler için mükemmel bir görsel medeniyet sunuyor.
Geçtiğimiz günlerde müzeyi Milli Saraylar İdaresi Başkanı Dr. Yasin Yıldız ile temaşa ettik ve şu bilgileri aldık:
Dolmabahçe Sarayı depolarında kapalı olarak bulunan ve sarayın tefriş edilmiş mekânlarında ziyaretçilerimizin görebilme imkânı olmayan objelerin, modern bir depoda toplanması ve korunması amacıyla, Matbah-ı Âmire (Dolmabahçe Saray Mutfakları) binalarında 2006’da bir depo-müze oluşturulmasına karar verildi.
Proje kapsamında, ilk etapta 20 bin civarında objenin bu mekâna aktarılmasıyla oluşturulan depo-müze, ziyaretçilere açık hale getirildi. Ancak yeterli düzeyde sergileme düzeneğinin olmaması nedeniyle, büyük oranda depolama ünitelerinde yer alan koleksiyonlardan örneklerin sergilenebileceği; bünyesinde müze, sanat galerisi ve depoların yer alacağı Saray Koleksiyonları Müzesi projesi hayata geçirildi.
Bu proje kapsamına öncelikli olarak Matbah-ı Âmire yapı grubunun daha önce ofis ve depo olarak kullanılan alanları da dâhil olmak üzere, tümü restorasyona alınarak, 2000 metrekarelik alanın tamamı, Saray Koleksiyonları Müzesi bünyesine dâhil edildi.
Sergi düzenlemesinde kullanılmak ve mümkün olduğunca fazla objeyi ziyaretçilerimizle buluşturmak için 28 adet modern müze vitrini, mutfak araçları sergileme alanı ve açık sergileme platformları oluşturuldu”.
MÜZEDE NELER VAR?
- Dolmabahçe Sarayı ile birlikte 19. yüzyıl Osmanlı saraylarında gündelik hayatta kullanılan objeler gün ışığına çıkarılmış ve ziyarete açılmış.
- Sergilenen objelerle, 19. yüzyıl gündelik saray hayatının izlerini ziyaretçilere anlatabilecek çok ilginç objeleri görmek mümkün.
- Eserlerin, Osmanlı sarayının dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettiği bir dönemin ürünlerinin olması da insanı heyecanlandırıyor.
- Koleksiyon, yalnız Dolmabahçe Sarayı’nda kullanılmış eşyalardan ibaret değil tabi. Aynalıkavak, Küçüksu, Ihlamur, Maslak Kasırları ile Beylerbeyi ve Yıldız Sarayı’nda Devlet-i Aliye’nin son 70 yıllık sürecine tanıklık etmiş eserler de sergilenmiş.
- Sergilenen objeler arasında gezinirken, hiç tahmin etmediğim bir objeye rastladım. 1910’da kullanılan sinema makinesi gibi. Diğer bazı detayları da kaydedelim.
- Şehzade ve hanım sultanlar tarafından kullanılmış kıyafetler, oyuncaklar, el işleri, padişahlar tarafından kullanılmış yazı takımları, mühürler, kitabet gereçleri.
- Meclis-i Mebusan ve ilk TBMM’de kullanılmış yazı takımı örnekleri, ilaç sandığı ve ilaçlar, romatizma şok cihazı, dişçi ünitesi, padişahlara ait gümüş tıraş takımları, valide sultanlara ait temizlik ve bakım gereçleri, porselen ve gümüş yemek takımları, ikram setleri.
- El yazması Kur’an-ı Kerimler, işlemeli seccade ve örtüler, mutfak araç ve gereçleri, Hereke halıları, Yıldız porselen ürünleri, saatler, çini sobalar, sanayi araç ve gereçleri, saray kütüphanesinden kitaplar.
- Halife Abdülmecid’e ait resim alet ve gereçleri, yağlıboya tablolar, aydınlatma araçları, dekoratif araçlar ve şamdanlardan oluşan geniş bir koleksiyon yer almakta.
- Depo kısmındaki yaklaşık 43 bin tarihîobje arasından seçilen ve tüm koleksiyonları yansıtan 5 bin eserlik bir seçki görülmeye değer.
- Giriş kısmını ve koleksiyonların sergilendiği ana bölümü gezerken, zaman tünelinden geçtiğinizi ve tarihi yaşadığınızı hissedeceksiniz.
08 Nisan 2019 Pazartesi