Hüseyin Öztürk
Şimdilerde artık yüksek binalardan ve şehrin büyümesinden eski görkemleri pek kalmasa da 8500 yıllık şehrin Anadolu ve Avrupa yakasında, birbirlerine selam veren iki gözde eser vardır.
Üsküdar’daki ‘Mihr-ü Mah Sultan Camii’ ile Edirnekapı’da aynı ismi taşıyan ‘Mihr-ü Mah Sultan Camii’, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihr-ü Mah Sultan adına Mimar Sinan’a inşa ettirilmiştir. Sadece cami değil elbet. İkisi de yapıldığında devasa külliyeden ibaretmiş.
Önce Mihr-ü Mah Sultan’ın hangi isminin doğru olduğuna bakarak camiler hakkındaki seyahatimizi sürdürelim.
Mihr-ü Mah Sultan’ın doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte tarihe kayıt düşenler, 1522 olduğunu belirtirler. Adı çeşitli kaynaklarda ‘Mihmah’, ‘Mihrimah’ diye geçse de vakainüvislere göre ‘Mihr-ü Mah’ olduğu ifade edilir.
***
Kanuni Sultan Süleyman’ın hayattaki tek kızı olan Mihr-ü Mah Sultan, Diyarbakır Beylerbeyi Rüstem Paşa ile evlenmiştir.
Mihr-ü Mah Sultan’ın hayratlarına geçmeden önce ciddi tarihi kaynaklarda asla yer almayan bir yanlışı düzeltmekte fayda vardır.
Mimar Sinan’ın, Mihr-ü Mah Sultan adına yaptığı camilerin mimarisinde, Mihr-ü Mah Sultan’a aşkını anlattığı yazılır ve konuşulur.
Yine güvenilir kaynaklara göre Mimar Sinan, Mihr-ü Mah Sultanı bir ya da iki defa görmüştür ve gördüğü yaşlarda henüz Sultan buluğ çağına ermemiştir. Mimar Sinan Osmanlı ülkesini inşa etmekle yükümlü olduğu için İstanbul’da çok az bulunmuştur.
Mihr-ü Mah Sultan, hayır hasenat babından İstanbullulara bir ikramda bulunmak ister ve birisi Üsküdar’da, diğeri Edirnekapı’da iki cami yapılmasını şu dileğiyle belirtir: “Cami minarelerinin birinden güneş batarken, diğerinden ay doğsun. Ve ezanlar okunurken iki tarafta da duyulsun.”
Böyle ilginç bir istek karşısında Mimar Sinan, Anadolu ve Avrupa yakasında günlerce araştırma yaparak iki caminin yerini belirler.
Önce Üsküdar’daki Mihr-ü Mah Sultan Camii’ni, bütün külliyesiyle birlikte inşa eder. Osmanlı mimarisinde külliyesi olmayan cami çok azdır. Edirnekapı’daki camiyi de 18 yıl sonra yine külliyesiyle birlikte inşa eder.
***
Peki, Mihr-ü Mah Sultan’ın dileği gerçekleşmiş midir? Güvenilir kaynaklarda ezanların duyulduğuna dair bilgiler bulunmasa da bazı vakainüvislerin hatıratlarında rastlamak mümkündür. Yalnız sultanın diğer isteği gerçekleşmiş!
Sultan’ın doğum günü olan 21 Mart’ta güneşin son ışıkları Edirnekapı Mihr-ü Mah Camii’nin minarelerine vururken, Üsküdar’dakinin minarelerine de ay doğarmış.
Diğer hususu da şu hakikatle geçelim.
Mihr-ü Mah Sultan, Rüstem Paşa ile evlendiğinde Mimar Sinan 50 yaşındadır ve evlidir. Ayrıca Edirnekapı’daki camiyi inşa ederken de 68 yaşındadır. Meselenin doğru olup olmadığını ehli insaflara bırakalım.
Üsküdar Mihr-ü Mah Sultan Camii ve külliyesi, 1540’ların ilk yıllarında başlanıp, 1547 senesinde tamamlanmış. Külliye, cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret-tabhâne ve han yanında suyolları, çeşme, hazne ve helâ gibi tesislerden oluşmaktaymış.
***
Edirnekapı Mihr-ü Mah Sultan Camii: İnşasına 1562’de başlanmış ve üç yıl gibi kısa sürede tamamlanarak 1565’te ibadete açılmış. Burada da yine Üsküdar’daki gibi insanların sadece ibadet için değil; sağlıktan, kültüre, kültürden eğitim ve ticarete kadar sosyal hayatın bütününe hitap eden eserler tesis edilmiş.
Tabi tarihi eserler yazarak ve konuşarak anlaşılmaktan ziyade; gezilerek, görülerek anlaşılması gereklidir. Ayrıca iki tarihi eser arasında İstanbul’un diğer tüm tarihine yolculuk etmek mümkündür.