tatil-sepeti
Hüseyin ÖZTÜRK

Hüseyin ÖZTÜRK

Diğer Yazıları

 

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;

Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;

O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;

Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale

Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;

Vatanım da vatanım.../İstanbul/İstanbul...

 

Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Canım İstanbul’ şiirinin bir bölümüyle başladık ‘Armağan İstanbul’a’. Dünyanın gözbebeği İstanbul, sadece üzerinde yaşayan bizler için değil, bütün dünya insanlığının sevdiği ve görmek istediği bir şehirdir.

 

Bundan 570 yıl önce (29 Mayıs 1453) Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilen İstanbul’un kuruluş tarihi, 8 bin 500 yıl öncesine dayanır ve ilk kurulduğu mekânın ise yine Fatih Sultan Mehmet’in inşa ettirdiği Topkapı Sarayı’nın bulunduğu tepe olduğu belirtilir.

Nice kavimlere, topluluklara, medeniyetlere ev sahipliği yapmış İstanbul, fiziki olarak gerçekten de dünyanın gıpta ettiği bir coğrafyaya sahiptir. Bu sebeple kuruluşundan itibaren sürekli fetihlerle geçmiş bir geçmişe sahiptir.

 

Son fetih ise 29 Mayıs 1453 yılında Osmanlılara, Fatih Sultan Mehmet’e nasip olmuştur. 570 yıldır bizim hâkimiyetimizde bulunan İstanbul, fetihten kısa süre sonra şehrin imar edilmesiyle dünya insanlığının nazarı dikkatini çekmiştir.

 

Bu sebeple; 570 yıldır ekonomi başta olmak üzere İstanbul hâlâ toplumların, devletlerin turizm ve kültürel açıdan görmesi-yaşaması-çalışması-tatil yapması gereken şehir olma özelliğini sürdürmektedir.

 

Napolyon’un; “Dünya bir şehir olsaydı, başkenti İstanbul olurdu” sözünün hâlâ geçerliliğini koruduğu İstanbul bugün, dünya ticaretinin merkezi konumuna yükselmesiyle uluslararası ticaret ve turizmin başkentidir.

 

Sözün burasında bir İstanbul aşığı olan ve bu aşkından asla vazgeçmeyen şairimiz-edebiyatçımız Yahya Kemal’in; ‘Bir Başka Tepeden’ isimli şiirine yer verelim.

 

*        *        *

 

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!

Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!

Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,

Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.

Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada

Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

 

Yahya Kemal İstanbul’u bu dizelerle anlattıktan sonra söze son vermiyor elbet ve İstanbul’u anlatmaya devam ediyor: 

“İnsanların gözleri tabiatı görmek için açıldığı vakit, İstanbul, bütün şehirler içerisinde birinci derecede göründü ve Avrupa’nın en yüksek şairlerinin gözlerini kamaştırdı ve en güzide ruhlu seyyahlarının muhayyilesine yerleşti.”

 

İstanbul, dünya şehirlerini gezen-gören-yazan bütün seyyahların özlemi olmuştur. Fetih’ten önceki ve sonraki İstanbul’u hatıratlarına, seyahatnamelerine kaydederek insanlığa sunan seyyahlar, İstanbul’u anlatırken duygularını samimiyetle dile getirmiş ve ‘benzer bir şehir görmedik’ diye bitirmişlerdir.

 

Seyyahların bu notlarını yine Yahya Kemal adeta şu ifadelerle belgeler:

 

“İstanbul’un fethi ve fatihi olan millet tarafından kuruluşu hem birbirine bağlı hem de birbirinden ayrı iki bahistir. Beşeriyetin muhayyilesine (hayal etmesine) bir büyü tesiriyle aksetmiş olan fetih, hâlâ tarihin başlıca bir vakıası sayılır.

 

O zamandan beri, devirler boyunca Türk İstanbul gözleri en ziyade kamaştırmış ve gönüllere en ziyade yerleşmiş bir şehirdir. Türkiye Türklerinin yeryüzünde başka bir eseri olmasaydı; tek başına, yalnız bu eser şeref namına yeterdi.”

 

*        *        *

 

Elhasıl: İstanbul bize armağan edilmekle birlikte emanet edilmiştir. Emanete sahip çıkılması dileğiyle fethin 570’inci yılı kutlu olsun. 

22 Mayıs 2023 Pazartesi