Giriş: 06.05.2024 - 10:58
Güncelleme: 06.05.2024 - 10:58
HÜSEYİN ÖZTÜRK

HÜSEYİN ÖZTÜRK


 

“Yolcu yolunda gerek” derler. Bu sözün çerçevesi sınırsızdır. İnsan ve iş hayatının bütününde yolun da yolcunun da bir ölçüsü yoktur.

 

“Yolcu yolunda gerek” yalnızca insana dair de değildir. Güneş, ay, dünya yolcudur ve sürekli hareket halindedir. Bu sebeple yolu ve yolcuyu sınırlamamalı.

 

Bu hali en güzel anlatan şehirlerden biri de ilçeleriyle birlikte Tokat ilimizdir. “Rızkın onda dokuzu ticarettedir” tavsiyesinin neşvünema bulduğu yerdir. Topraklarının altı da üstü de bereket yüklü Tokat’ı gezmek, görmek, incelemek, ticari tarihimiz açısından öğretmenlik mesabesindedir.

 

Biz de bu nedenle Tokat’ı ikinci kez görmeye gittik. İlk ziyaretimiz bundan 15 yıl önceydi. ‘Tarihin ve Medeniyetin Beşiği Çarşılar’ projesi kapsamında gezmiş, görmüş ve yazmıştık. Bu sefer ise şehrin yerel tarihçisi Hasan Erdem ile detaylı gezip gördük.


Ticaretin tepe noktasında kültür gelmeli. Ticari seyahatler bu minvalde olmalı ve kültürel anlamda seyahat etmek, öğrenmenin mihenk taşıdır. Bunun için Anadolu’da, “Çok yaşayan değil, çok gezen bilir” denilir. Bu ifadeye ilavede bulunmalı.

 

Gezmeye, görmeye, ‘araştırmayı, okumayı, emeği’ katmalı. Geçen hafta yaptığımız seyahatimizde Tokat’ın tarihiyle birlikte ekonomisinin geçmişine ve günümüze işte bu zaviyeden baktık.

 

*           *           *

 

Tokat, ‘kendini kuran şehirlerdendir’ ve en büyük kaynağı, dayanağı; toprağının altının da üstünün de bereketli olmasının yanı sıra esas insanının çalışkan olmasıdır.

 

Gerçi sadece bizde değil, bütün dünyada teknik ve teknolojinin gelişmesiyle devletler ve toplumlar daralan bir ekonomiye gönüllü razı olsalar da teknik ve teknolojiye fazla bağımlı kalmadan; insan gücüyle, tarımla, hayvancılıkla ve toprakla daha çok hemhal olma vaktidir.

 

Bu manada Tokat ve civarının toprakları yeterli derecede işlense de daha çok emek verilmesi ve üretimin artırılması noktasında, Tokat Valisi Numan Hatipoğlu öncülüğünde, ilgili kurum ve kuruluşlar çalışmalar yapıyor; devlet ve millet işbirliği memnuniyet verici şekilde devam ediyor. 

 

Sevindirici bir durum olmakla birlikte sadece Tokat özelinde değil, bütün ülkemiz nezdinde ünlü Kızılderili şefin sözünü hatırdan çıkarmamalıyız:

 

“Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde ve son balık öldüğünde, o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız.” 

 

Tokat, ağaç ve nehir bakımından son derece bereketli bir coğrafyaya sahip. Şehrin içinden geçen Yeşil Irmak ve beslendiği diğer akarsular, bütün bir coğrafyayı adeta; “Buyurun nimet emanettir, benden faydalanın, sizler için akıyorum” diyor.

 

*           *           *

 

Tokat, Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz bağlanan ticari yollar üzerinde bulunması hasebiyle yaklaşık 5 bin yıllık tarihindeki önemini koruyor.

 

Şehrin tarihi boyunca büyüdüğü zaman dilimi, Selçuklular devridir. Kervansaraylar, hanlar, ipek ve baharat yolları, özellikle tacirlerin can ve mal güvenlikleri bakımından altıncı büyük Selçuklu kenti olmuştur.

 

Selçuklular’dan sonra -Selçuklu eserlerini korumak şartı ve kaydıyla 14. yüzyılın sonunda Devleti Aliye’nin hüküm sürdüğü Tokat, eğitimden sanata, sanattan ticarete yeniden geçmiş dönemdeki parlak devrine kavuştu.

 

Şehrin bugünkü ekonomi yapısında ise sanayi, tarım ve hayvancılık sektörü başarılı bir performans sergiliyor. Başta gıda sanayi olmak üzere; taş-toprak-orman ürünleriyle tekstil, dokuma ve konfeksiyon sektörü, ticaretin odak noktasını oluşturuyor.

 

Şeker pancarı, tütün, yaş sebze ve meyve ile endüstriyel tarım ürünleri, buğday ve diğer tahıl ürünleri, özel ve kamu kuruluşları tarafından değerlendiriliyor. Gıda sektöründe ise ülke genelinde 8. sırada yer alıyor.

 

Hâsılı kelam, gözlem ve izlenimlerimizden çıkardığımız sonuç şudur:

 

Ekonomi olmadan kültürel hayat, kültürel hayat olmadan ekonominin olmayacağıdır. Tokat, bunu başarma yolunda ilerleyen bir şehrimizdir.