Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

İlki 1998’de, son turizm şurası ise 2002’de rahmetli Mustafa Taşer zamanında yapılmış. Demek ki ilk şuradan bugüne tam 15 yıl geçmiş. Bundan şunu anlıyoruz ki turizm şuraları kültür şurası gibi bir geleneğe sahip değil. Zaten olması da gerekmiyor. Çünkü turizmin geliştirilmesi dönemlik ilerlemelere bağlı olamaz. Turizm, diken üzerinde bir sektör olduğu için sürekli gözetim altında tutulması gerekir. Bu yüzden de turizm şuralarının belirli periyodlarla değil kriz dönemlerinde yapılması daha doğru bir yaklaşım. İşte, tanıtımlarda da kullanıldığı gibi Şura, bir kriz dönemini aşma arefesinde vetam zamanındayapıldı, doğru da oldu, iyi de oldu.

Şura’nın açılış töreni Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilmiş, Cumhurbaşkanının onur konuğu ve ev sahipliğinde yapılmıştır. Cumhurbaşkanı konuşmasında; turizmin sağlık turizmi, kongre turizmi, kültür turizmi, gastronomi turizmi gibi çeşitlerinin geliştirilmesi gerektiğini, son yıllarda Anadolu şehirlerinin bu alanda yapmış olduğu gayretli çalışmalarını takdir etmiş, özellikle Gaziantep’in UNESCO’nun Yaratıcı Kentler Ağına dâhil olmasından duyduğu memnuniyeti vurgulamıştır. Turizmdeki verilerin geçen yıla oranla yüzde 40 artış gösterdiğini, dünya turizm pastasından turist sayısı bakımından yüzde 2.5 oranında bir pay aldığımızı ancak turizm gelirleri bakımından aldığımız payın yüzde 1.5 oranında olduğunu belirterek Şura’dan bu aradaki farkın kapatılmasına yönelik politika oluşturacak önerilerin getirilmesi yönünde beklentilerinin olduğunu belirtmiştir.

Program öğleden sonra çok doğru ve işlevsel bir Bakanlar Oturumu ile başlamıştır. Turizmin işbirliği boyutlarında doğrudan ilgili Bakanlar;T.C. Orman Ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu; millî parkların turizme kazandırılması ile ilgili yapılan başarılı çalışmaları, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan; turizm yatırımlarında destinasyon bazlı alan yönetim planlarının yapılması gerektiğini, Sağlık Bakanı Ahmet Demircan; sağlık turizminin geliştirilmesine yönelik alt yapı çalışmalarının hızlandırılacağını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu; yeni gerçekleştirilen İŞKUR Genel Kurulu’nda turizm sektöründeki nitelikli istihdamın öncelikli olarak artırılacağını, Maliye Bakanı Naci Ağbal; Şûra kararlarının 2018 Bakanlık bütçesinin oluşturulmasına ışık tutacağına, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; 2017’deki turizm rakamlarının iyileşmesinde güvenlik politikalarının da etkisi olduğunu ve Karadeniz yaylalarındaki betonlaşmanın önüne geçeceklerini ve son olarak Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Ahmet Arslan; ulaşım altyapısının geliştirilerek turizme katkı yapılacağını belirtmiştir. Bilmemiz gerekir ki iyi yönetildiği taktirde Bakanların turizmin geliştirilmesine yönelik vurguları ve işe sahiplenmeleri son derece yararlı sonuçlar doğuracaktır.

Turizm sektörünün ülkemizde stratejik olarak konumlandırılması ve bu çerçevede sahiplenilmesi son derece önem taşımaktadır. Bilindiği üzere artık dünyanın gidişatı tek düze değildir. Her ülkede büyük terör olayları olabiliyor ve iletişim teknolojilerinin yaygın kullanımı ile bunun yankısı anında bütün dünyada duyulabiliyor. Bu da doğal olarak ilk turizm sektörünü etkiliyor. Bizim coğrafya ise bu açıdan tam da turizmin karakterine uygun olarak diken üzerinde bir coğrafya. Dolayısıyla biz daha çabuk etkileniyoruz. Bu açılardan turizm politikaları ve yönetimi çok dinamik olarak sürdürülmelidir. Örneğin turizmin hem tür olarak hem de pazar olarak çeşitlendirilmesi, hızlı ve mobil halde tutulması gerekir. Daralan bir pazarın alternatifi başka pazarları acilen devreye sokabilmektir. Aynı zamanda sağlık turizminde olduğu üzere kurumlar arası işbirliğini üst seviyede koordine edebilmektir.

Bakanlık açısından Kültür ve Turizm şuralarını birlikte değerlendirdiğimizde şu sonuçlar ortaya çıkıyor;

  • Öncelikle; Bakanlığın isminde artık daraltıcı bir tartışma yaşanmayacaktır. Kültüre de turizme de isim olarak sahip çıkıyoruz mesajı verilmiştir.
  • Şuralar, Bakanlık yönetimine Bakanlığın her boyutu ile ilgili her türlü değişikliği yapmanın zeminini, bilgisini ve hakkını vermektedir. Artık yapısal operasyonlar yapmamak için hiç bir gerekçe yoktur.
  • Şura’nın ev sahipliğini Cumhurbaşkanının yapmasının anlamı; devlet en üst düzeyde Şura’ya ve onun kararlarına sahip çıkacağı şeklindedir. Bu da uygulama açısından son derece önem taşır.
  • Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, bu bilgi üretiminin getirdiği zengin ortam sayesinde Bakanlıkta her türlü yapısal ve içerik genişliği operasyonları yapabilecektir. Önemli olan Bakanlığın hem mali olarak hem de muhteva ve yapısal açıdan güçlü bir konuma getirilmesidir.

07 Kasım 2017 Salı