İmece usulü, yüzyıllardır ülkemizde gelenek olarak sürdürülüyor. Sözün başında imece usulüne dair kısa bir hatırlatma yapalım.
İmece kavramı, ‘toplum, kamu’ anlamına geliyor. ‘Amme’ kelimesinin dilimizde ‘ce’ ilavesi almasıyla ‘ammece’ olduktan sonra zamanla ‘imece’ haline dönüşmüştür. İmecenin tarihi, Oğuzların İslam’ı kabul etmesiyle başlar. Gerçi daha ileri tarihlerde, farklı isimler altında uygulandığı söylense de bizim topraklarımızda, Anadolu’nun fethiyle neşvünema bulmuştur. Ahilik kurumunun bir şubesidir. Karşılık beklemeden yapılan yardımlaşma müessesesi olan imece, günümüzde artık şehirlerde önemini yitirse de köylerde halen geçerli. İmecenin esası, para veya başka emtialar birinci planda tutulmayarak kâr amacının beklenmemesidir. Deprem bölgesinde gösterilen millet-devlet işbirliğimiz de bir nevi imece kültür ve inancının neticesidir. Bu usul, uzun süre bölgede muhafaza edilebilmeli ve yaşanır kılınabilmeli.
Buna ne kadar çok ihtiyacımız olduğu hepimizce malumdur.
* * *
Bu noktada devletimizin ilgili kurumları elbet ellerinden geleni yapıyor ama esas, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) şemsiyesi altındaki ticaret, sanayi ve diğer tüm odalarımıza da önemli görevler düşüyor. Bölgedeki yaraların sarılması ve kalkınma adına ticari sahalarda firmalar arası işbirlikleri, kayıpların telafisi, ticarethanelerin yeniden açılması için imece usulü gerekli. Bu gelenek, geçmişten günümüze uzanan kültürel mirasımız olarak, ticari hayata katılması gereken bir yardımlaşma ve paylaşma şekline dönüşebilir. Tarihimiz ve kültürel kodlarımızda önemli bir yere sahip olan imece geleneğimizin ihyası, sosyal ve ekonomik dayanışmamızı daha da güçlendirecektir. Son yüzyılda yaşanılan tüm afetlerin milletimize ve devletimize olan yükünün altından, milli birliğimiz ve dayanışmamız sayesinde kalkabildik. Medeniyetimizin temel taşlarından olan imece, vakıf kültürü ve ahilik kurumunun, sosyal ve ekonomik hayata katkıları, birliğimizin ve yardımlaşmamızın çimentosu oldu. Başka milletlerde pek görülmeyen bize has bu özelliğimizin, deprem bölgesinde ihyası için ticaret ve sanayi odalarımız, TOBB başkanlığında faaliyetler icra edebilir. İyilik her zaman iyileştirir. İmece ve ahiliğin temeli, iyilik üzerine kuruludur. Bu temeli daima canlı tutmak, milli birliğimizin ve bekamızın güçlü bir şekilde devamı için elzemdir. Varlığımızın teminatı genlerimizde olan ‘kardeş’ kültürüyle mümkündür.
* * *
Hollanda’nın üç katı büyüklüğündeki deprem bölgemizde, yakın zamanda tarım alanında dikim ve ekim başlayacak. Birkaç ay sonra da hasat mevsimi gelecek. Tarım konusunda bölgede pek çok araç, gereç, alet yok olmuş ve zarar görmüş vaziyettedir. Hatay’dan Adıyaman’a kadar olan 10 ilimiz ve onlarca ilçemiz, yüzlerce köyümüz, önemli tahıl ambarlarımızdandır. Ve buralarda tarım yapacak insanlarımızın da pek çoğu konteynerlerde yahut çadırlarda yaşıyor. Bu insanlarımızı, yaşadıkları acılardan bir nebze olsun uzaklaştırmak için topraklarıyla buluşturmalı, iş gücü, tecrübe, bilgi ve birikimlerinden istifade edilmeli. Ayrıca sosyal ve psikolojik açıdan pek çok faydası olacağı gibi elbet ekonomiye de katkısı olacak. Tabii sadece tarım değil, sanayi ve teknoloji bakımından da bölgede pek çok araç gerece ihtiyaç var. Bu ihtiyaçlar şu günlerde çok görülmeyebilir ama ilerleyen vakitlerde peyderpey karşımıza çıkacak.
* * *
Velhasıl: Ülkemizin her yöresinde insan ile toprak arasında büyük bir manevi bağ var. Topraklarımızın bereketli olduğuna inanırız. Bu sebeple sanayi ve teknolojide ne kadar gelişirsek gelişelim, karnımızın toprakla hemhal olunca doyacağına inanırız. Dünya üzerinde ekmeğini bölüşen tek millet biziz. Bu anlayışımız imece kültürünün bir gereğidir. Ekmeğimizi paylaşabilmek için ekmeğimizi üretmemiz gerekir vesselam.
06 Mart 2023 Pazartesi