Bu hafta İstanbul sandığından, Anadolu Yakası’ndaki ilk Türk kalkanı yahut pençesi olarak bilinen Anadoluhisarı çıktı. Bilindiği gibi İstanbul’un fethini ilk müjdeleyen Peygamberimizdir. Bu hadis-i Şerife nail olabilmek için Eyüp Sultan Hz’leri 90 yaşında Medine’den İstanbul’a gelir. Müjdenin ne zaman gerçekleşeceği ve kime nasip olacağını ise Hacı Bayram-ı Veli söyler.
Fatih Sultan Mehmed’in fethine kadar İstanbul defalarca kuşatılır. İlk kuşatma Selçuklularla başlar, Osmanlı’ya geçişte ise Ertuğrul, Osman, Orhan, I. Murad Hüdavendigar, Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet ve II. Murad’a kadar her birinin hedefinde İstanbul’un fethi vardır ama fetih, Fatih Sultan Mehmed’e nasip olur.
İşte bu fethe hisarlık eden ilk kale, Anadoluhisarı’dır. Tarihi kaynaklara göre Anadoluhisarı, I. Murad Hüdavendigar’ın oğlu Yıldırım Bayezid tarafından 1395’te İstanbul kuşatmasına hazırlık için yapılır. Tahminen 7 bin metrekarelik alan üzerine inşa edilen hisar, Boğazın karşısındaki Rumelihisarı’nın yapıldığı yakanın en dar noktasına inşa edilir, aradaki mesafenin ise 660 metre olduğu söylenir.
Anadoluhisarı’nın isimlerinden birisi Gözlüce Hisar’dır. Boğaz kontrolü açısından önemli görevler ifa ettiği için Gözlüce Hisar denilmiştir. İstanbul’un fethinden sonra Yenice Kale, Akça Kale, Yenice Hisar, Güzelce Hisar olarak da anılır.
Anadoluhisarı, İstanbul’un fethine giden yoldaki köprülerin ilkidir ve ‘Osmanlı askeri kale’ mimarisinin önemli örneklerindendir. Bugün elbet Anadoluhisarı’nın uzun yıllar ayakta durduğu muhteşem halini göremeyebiliriz, şimdi ortasından yol geçmektedir. Çevresini besleyen ve destekleyen pek çok Osmanlı eserinin yok olduğu veya yerine yeni yapıların inşa edildiği hisarın ilk yapılışı, kaynaklarda şöyle tarif edilir: Göksu Deresi’nin Boğaziçi’ne döküldüğü yamaca doğru inşa edilen Anadoluhisarı, denizden yaklaşık 6 metre yüksekte ve 25 metre yüksekliğinde, dört katlı asıl kule ve etrafını saran surları ile Boğaziçi ve Rumelihisarı’na hâkim konumda inşa edilmiştir.
İnsanların kader planında çok garip olaylar meydana gelir bazen. Bu olaylardan birisi de hisarı inşa ettiren Yıldırım Bayezid için söylenir. Tarihçilerin kaydına göre, 1402’de Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilen Yıldırım Bayezid, oğlu Süleyman Çelebi tarafından bir müddet bu hisarda koruma altına alınır.
İstanbul’un fethi ve fetih sonrası şehrin yeniden kurulması, dünya tarihi içerisindeki önemini hiçbir devirde kaybetmemiştir. Fethin esas sebeplerinden sayılan kültürel-sosyal-ekonomi tarihimizin tapusu olan ve Osmanlı kalelerinin çevresinde kurulan Osmanlı mahalleleridir. Osmanlı medeniyetinin numunelerinin ilk görüldüğü yerler burasıdır.
Mesela Üsküdar için İstanbul’un fethini gören şehir denilir. Anadoluhisarı’nı da ikinci sıraya almak gerekir. Çünkü İstanbul’un fethi buradan seyredilir ve destek verilir.
Niyetimiz Anadoluhisarı’nı anlatmaktı. Bu yüzden çeşmelerine, suyollarına, camilerine, tekkelerine, zaviyelerine, mekteplerine, şifahanelerine giremedik. Anadoluhisarı denilince gözdelerinden olan Küçüksu, Göksu, Kandilli ve Kanlıca’yı anmamak olmazdı.
Buralar da kurulduğu yıllardan itibaren tam bir Türk Mahallesidir. Kuruluşları fetihten öncesine dayamaktadır. Mektebi, nişangâhı, bostanları, mescidi, namazgâhı, su kuyularıyla devri Osmani mahalle kültürünün önemli örneklerindendir.
Sözü sonu:
Anadoluhisarı’nı ve adı geçen yerleri görmek isteyenler için en iyi zaman dilimi, Pazar sabah erken saatlerdir. Diğer gün ve saatlerde kalabalık yüzünden tadına varamayabilirsiniz.