HÜSEYİN ÖZTÜRK
Eskiler, “Doğruluğun fazilet olabilmesi için kötü huy sahibi olmamak lazım gelir. Aldatanlar, öncelikle kendilerini aldatmış olurlar. Aldananın hakkı, aldatandan bir şekilde çıkar ve aldatan bu hakkı mutlaka öder” derler. Hayat hikâyeleri böyle hakikatlerle doludur.
Bizim insan merkezli medeniyetimizin uzun ömürlü olmasının sebebi; eğitim, bilim, sanat ve ticarette adil olmamızdandır. Osmanlı Devleti kurulurken ticari hayata çok dikkat edilmiş ve üretim-tüketim ilkelerini bütünüyle Ahilik sistemi belirlemiştir.
Bugün bu sisteme o kadar çok ihtiyacımız var diyerek sözü sürdürelim: Osmanlı, kendisinden yardım isteyen ülkelerin hepsine öncelikle eğitim götürmüş, sonra ticari kuralları öğretmiştir. Ticari medeniyetimizin temelini Ahilik teşkilatı atmıştır.
Ticarette esas olan sadece para kazanmak değildir. Esas gayelerden biri de diğer ülkeler ve milletler üzerinde hâkimiyet kurabilmek; kültürel, sosyal, siyasal ve ekonomik güçlerini, o milletlere benimsetmek, sevdirmek ve yaşatabilmektir.
Bu hususta da yine ticaret erbabları yahut onlara yol gösteren bilgiler buyururlar ki:
“Rızık için hareket etmek ve talep etmek şarttır. Yalnız hareket ve talep, kolay yoldan para kazanmak, aldatmak, fırsatçılık ve başkalarının haklarını gasp etme üzerine olmamalıdır. Durgun sular bozulur fakat akarsu temiz ve güzel olur, şifa dağıtır. Hiçbir aslan ininde yatarak avlanamaz. Ok yayından atılmazsa, hedefe varabilir mi? Güneş yörüngesinde hareketsiz dursaydı, hayat olur muydu? İnsanlar yaşayabilir miydi? Yerinde, yatağında duran altın topraktan farksız değil midir? Çıkarmadan, işlemeden, terlemeden hangi ekmek hak edilmiş olur ve helal olur?”
* * *
Efendim, bu tespitleri kâfi sayıp sözü uzatmadan, bizi biz yapan ve bir dönem dünya insanlığına örnek gösterilen Ahilik kurallarını, uygulanması temennisiyle paylaşalım:
- İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak!
- İşinde, evinde ve hayatının bütününde doğru, güvenilir ve inanılır olmak!
- Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak! Sözünü bilmek, sözünde durmak!
- Hizmette herhangi bir ayrıma gitmemek, herkesi bir bilmek!
- Yaptığı iyilikten karşılık beklememek ve imada bulunmamak!
- Güler yüzlü, tatlı dilli olmak, öfkeyi kovmak ve hataları yüze vurmamak!
- Dostluğa önem vermek, kötülük yapanlara ve düşünenlere iyilikte bulunarak art niyetlerine ve eylemlerine mani olmak!
- Anaya ve ataya hürmet etmek! Komşulara, muhtaçlara yardım ve iyilik etmek!
- Dedikodudan uzak durmak ve yanaşmamak!
- İnsanların işlerini yürekten, riyasız ve beklentisiz bir şekilde yapmak!
- Emanete asla hıyanetlik etmemek!
- Sabır ehli olmak, ikram ve kerem sahibi olmak! Sır sahibi olmak ve saklamak!
- Kimsenin gelmesini beklemeden ona gitmek, akraba ve dost ziyaretlerinde bulunmak!
- Özü, sözü, dışı, içi bir olmak, kötü fiil ve sözlerden uzak kalmak!
- Geçimini, barınmasını, üstlendiği kimseleri gözetleyip korumak ve kollamak!
* * *
Buraya kadar olan kısım hepimiz için geçerli tavsiyelerdi. Şimdi de ticari hayata dair esnaf-tüccar-usta-kalfa-çırak ve alışverişle uğraşan tüm insanlarımız için tavsiyelere bakalım:
- Hileli ve çürük olan her türlü ürünü satmaktan sakınmalı ve uzak durmalı!
- Müşteriden asla fazla para alınmamalı ve fırsatçılık yapılmamalı!
- Bir başkasının imal ettiği veya başka yerden aldığı ürünleri taklit etmemeli!
- Yaş ve kuru hiçbir nimet noksan tartılmamalı, terazi ve kantarlar kontrol edilmeli!
- Hırsızlık başta olmak üzere sahte ve kalitesi düşük hiçbir şey satılmamalı ve üretilmemeli!
Sözü, Yunus Emre ile hitama erdirelim: “Herkesler doğrudur, sen doğru isen. Bulunmaz doğruluk, sen eğri isen.”
14 Aralık 2022 Çarşamba