tatil-sepeti
Prof. Dr. Ahmet KAVAS

Prof. Dr. Ahmet KAVAS

Diğer Yazıları


OECD’nin Kalkınma Yardımları Komitesi üyeleri, her yıl gelişmekte olan ülkelere ikili veya çok taraflı resmi kalkınma yardımı yapıyor. Ancak bu yardımların yerel kalkınmaya faydası ve askeri darbelere etkisi tartışılıyor. 2000’li yıllarda donör ülke statüsüne geçen Türkiye ise birçok kurum üzerinden Afrika’da varlığını ve desteğini gösteriyor. 


Afrika dendiği zaman akla ilk gelen konulardan biri, ‘yardım alan kıta’ olmasıdır. Yardımı yapan ülkeler de genelde bu devasa coğrafyanın özellikle yer altı kaynaklarını aşırı şekilde tüketenlerdir. Birkaç asırdır geçerliliğini koruyan bu dengenin özel bir uğraşı ile ortaya çıktığına dair kitaplar ve makaleler dahi yazılıyor. Walter Rodney’in Türkçe’ye de tercüme edilen ‘Avrupa Afrika’yı Nasıl Geri Bıraktı’ veya Dambisa Moyo’nun ‘Dead Aid’, yani ‘Ölü Yardım’ kitabı sadece bunlar arasında dikkati çekenler.

 

YARDIM RAPORU

 

İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) bünyesinde 31 üye devletin bulunduğu Kalkınma Yardımları Komitesi (DAC), her yıl dünya genelinde gelişmekte olan ülkelere yapılan ikili ve çok taraflı Resmi Kalkınma Yardımları’nı (RKY) konu alan bir rapor yayınlıyor. 1969 yılında başlayan uygulamanın yeni raporu, 11 Nisan 2024’te yayınlandı.

 

Uluslararası yardımlar sadece Afrika ülkelerine yapılmıyor. 1990’lı yıllarda ülkeler gelişmiş, gelişmekte olan ve üçüncü dünya ülkeleri diye üçe ayrılırdı. Özellikle üçüncü isimlendirme aşırı derecede dışlayıcı bir ifadeydi, neyse ki, 2000’li yıllarda unutulması sağlandı. Fakat Dambisa Moyo’nun dediği gibi bu yardımlar acaba ülkelerin geleceğine müspet katkı mı sağladı yoksa onların geleceğini mi kararttı, bu konu hep tartışıldı. 

 

Kendisi Guyanalı olan Walter Rodney’in birçok uygulamaları örnek göstererek verdiği bilgilere göre, bunlar Afrika’da uygulandığı gibi geri kalmanın sebebini mi teşkil etti? 

 

YERLİ Mİ, YABANCI MI?

 

Kalkınma, kıtanın içinde kendi insanı ve kaynaklarıyla gerçekleşecek olursa mümkün. Halen her biri milyar doları aşan iş hacmine sahip 350 kıta yerlisi şirketten bahsediliyor. Bu arada Fransa, Almanya gibi Nijerya’ya aşırı ilgi duyuyor, hatta son 10 yılda bu ülkedeki yatırımlarını iki katına çıkardı. 100 civarındaki Fransız şirketi sayesinde bu ülkenin ikinci büyük finans ortağı oldu.


Yatırımların hep diğer kıtalardan gelmesi, kıta yerlisi şirketlerin ise diğer coğrafyalardaki yatırım miktarının sadece yüzde 3.5 seviyesinde kalması, bir eleştiri konusu. Afrikalı şirketlerin diğer kıtalardaki yatırım oranlarını artırması gerekiyor. Zira yatırım için önemli olan cezbedici özellik.

 

Sahraaltı Afrika’da kalkınma hızının 2023’te yüzde 3.4 hesaplanmasının ardından, 2024’te yüzde 3.8’e ve 2025’te yüzde 4 seviyesine yükseleceğine dair tahminler, gelecek için umut vaat ediyor. Dahası 2024-2028 yılları arasında bölgedeki düşük gelirli ülkelerin brüt finansman ihtiyacının yıllık GSYH’sinin yüzde 6’sı oranıyla 70 milyar seviyesine ulaşarak önemli fırsatlar sunacağı öngörülüyor.

 

223 MİLYAR DOLAR  

 

Nisan ayında OECD tarafından yayınlanan rapora göre, geçen yıl 31 Kalkınma Yardımı Komitesi üyesi ülke, çeşitli kıtalardaki gelişmekte olan ülkelere 223.7 milyar dolar Resmi Kalkınma Yardımı yaptı. 2022 yılına göre Afrika’ya yapılanlarda yüzde 2 (gerçekte yüzde 1.8) oranında küçük bir artış görüldü. Gerçi son 5 yılda sürekli artış söz konusu. Bunların içinde insani yardımlar yüzde 4.8 artışla 25.9 milyar dolar seviyesine ulaşarak dikkat çekiyor.

 

Geçen yıl ilk defa yapılan Resmi Kalkınma Yardımları içinde Afrika’ya ayrılan miktar 42 milyar dolara ulaştı. Bunun 36 milyar doları Sahraaltı Afrika ülkelerine verildi. 2022’de bu miktar 30 milyar dolardı. Bu artışın sebebi, küresel seviyedeki artışla alakalı. 

 

EN ÇOK YARDIM YAPANLAR

 

En çok Resmi Kalkınma Yardımı yapan ülkeler sıralamasında ABD (66.04 milyar dolar), Almanya (36.68 milyar dolar), Avrupa Birliği (26.93 milyar dolar), Japonya (19.6 milyar dolar) ve İngiltere (19.1 milyar dolar) ilk beş büyük donör. 2022’de dördüncü olan Fransa ise geçen yıl 15.4 milyar dolarla altıncı sırada yer aldı.

 

FRANSA’NIN İLGİSİ 

 

Bu donör (yardım yapan) ülkeler içinde bilhassa Fransa’nın odaklandığı bölge, Sahraaltı Afrika ülkeleri. Fransa, 2021’de iki taraflı Resmi Kalkınma Yardımlarının yüzde 36’sını bu bölgeye ayırmıştı. Ancak 2022’dekine kıyasla yüzde 11’lik bir düşüş yaşandı. Fransızların yüzde 62’sinin, alışılagelen paradigmanın değişmesini istemesi de bunda etkili oldu. Fransızlar, kamu kalkınma yardımlarında özel sektöre daha fazla görev verilmesini istiyor. Yine de yüzde 38 oranındaki kısmı özel fonlarla finanse edilmesini istemiyor.

 

SOĞUK SAVAŞ POLİTİKASI

 

Soğuk Savaş dönemindeki çok kutuplu dünya düzeninin yavaş yavaş Afrika’da tekrar kendine zemin hazırladığı bir süreçten geçiliyor. Başarılı darbelerin yüzde 83’ünde Resmi Kalkınma Yardımlarının azalması bunu gösteriyor. Bölgede, son yıllarda, Soğuk Savaş dönemi siyasetine benzeyen şekilde Resmi Kalkınma Yardımının yüzde 67 oranında kesildiği kayıtlara geçti. Böylece darbe yaşayan bölge ülkeleri havuç ve sopa siyaseti arasında tercihe zorlanıyor. Bilinen bir gerçek varsa bu darbeler bölgedeki jeostratejik ve ekonomik çıkarların çatıştığı küresel bağlamdan kopuk gelişmeler değil. Sadece başarılı bir darbenin yaşandığı yılın bir yıl öncesinde ve bir yıl sonrasındaki Resmi Kalkınma Yardımlarının akışı bile yaşanan süreci anlamayı kolaylaştırıyor. 

 

HEM KOMŞULARA HEM UZAKLARA

 

Bu arada donörler, sadece Batılı ülkeler değil. Çin, Rusya, Türkiye ve Körfez Arap ülkeleri de kalkınmaya, ciddi tutarda yardımlarla destek sağlıyor.

 

Türkiye, 2000’ler öncesinde OECD tarafından Resmi Kalkınma Yardımları sağlanan ülkeler arasındaydı. Ancak 2000’li yıllarda donör ülke oldu. Türkiye, yaptığı kalkınma yardımlarında Orta Doğu ve Afrika ülkelerine öncelik veriyor. Ancak Türkiye Haiti, Myanmar ve Filipinler dahil Resmi Kalkınma Yardımları yanında kredi ve borç vererek, özel yatırımcıları teşvik ederek ve sivil toplum kuruluşları üzerinden sağladığı desteklerle dünyanın sayılı ülkeleri arasındaki yerini almış durumda. Hatta Türkiye, gayri safi milli hasıla dikkate alındığında, yardım tutarıyla Almanya ve Japonya’nın da önüne geçti. 

 

OECD Kalkınma Yardımları Komitesi (DAC) üyesi olmayan ülkeler içinde sadece Çin, Türkiye’yi geçti. Bu gelişmede Türk dış politikasındaki değişimin katkısı çok büyük oldu. Türkiye, 2014 yılında da DAC üyesi ülkeler sıralamasında 10. sırada yer aldı. DAC üyesi ülkelerin 2013’teki 134 milyar dolarlık yardımın, o ülkelerin milli gelirlerine oranı yüzde 0.3’tü. Türkiye ise yüzde 0.42 seviyesine ulaşmıştı. 2013’teki toplam 4 milyar 347 milyon dolar kalkınma yardımının 3 milyar 307 milyon doları genelde iki taraflı Resmi Kalkınma Yardımı oldu. Afrika Birliği’ne (AfB) 2005 yılında gözlemci üye olan Türkiye, gözlemci üyelik kapsamında veya kıtadaki bazı bütünleşme hareketlerinin faaliyetlerine çok taraflı Resmi Kalkınma Yardımı yapıyor. Ankara, çevresindeki ülkelerin yanı sıra Afrika’da artan insani ve kalkınma yardımlarıyla dünya basınının da gündeminde yer alıyor. 

 

DARBELERDEN ÖNCE FONLAR AZALIYOR

 

1950-2023 yılları arasında 73 yılda 97 ülkede gerçekleşen askeri darbelerden 245’i başarılı oldu. Bunların yüzde 44’ü Afrika’da, yüzde 29’u ise Latin Amerika ülkelerinde yapıldı. Son 5 yılda Sahraaltı Afrika’da Sudan, Mali, Burkina Faso, Gine, Nijer ve Gabon gibi ülkelerde gerçekleşen ve neredeyse hepsi başarılı olan darbelerle bölgedeki Resmi Kalkınma Yardımları arasında alaka kuruluyor. Darbe öncesinde yardımların azalmasının hazırlayıcı etken olduğu, sonrasında ise herhangi bir kısıtlama olmadığı dile getiriliyor. 

 

KENDİ BAŞINA VE KENDİ İNSANIYLA

 

Türkiye, Afrika ülkelerinin kırsal kesimine su kuyuları, sağlık taramaları, gıda dağıtımı ve çok sayıda kamu binasının inşasına destek veriyor. 41 Afrika ülkesindeki 60’tan fazla noktaya sefer düzenleyen Türk Havayolları (THY), hemen hemen her ülke için iş konseyi kuran DEİK, 60 binden fazla Afrikalı öğrenciye üniversitelerde öğrenim imkanı veren YÖK, uluslararası liselerde binlerce öğrenciye okuma fırsatı veren Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer kurumların hedefi, Afrika’nın bir an evvel hak ettiği kalkınma hamlelerini kendi başına ve kendi insanıyla gerçekleştirmesi. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi