Avrupa’nın önümüzdeki yıllarda doğalgaza bağımlılığını özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarıyla azaltma hedefiyle yurt dışı gaz talebinin yüzde 30 oranında düşmesi bekleniyor. Fakat bu hedefin henüz gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Bu nedenle Avrupa’nın kısa vadede Rus doğalgazına olan bağımlılığını Afrika ile azaltmayı tercih etmesi söz konusu.
Dünya genelinde enerjiye olan talep her geçen gün tahminlerin de ötesinde artıyor. Petrol ve doğalgazın giderek en önemli kaynaklar arasında yer alması, Afrika’yı Avrupa, Asya ve ABD için adeta vazgeçilmez bir merkez kıtaya dönüştürüyor. Uluslararası enerji şirketleri bir an evvel herhangi bir coğrafyada çıkacak ve en köklü ilişkileri sarsan gerginlikler karşısında yeni çözüm yolları üretmek zorunda kalıyor. Rusya’nın 2022 Şubat ayında Ukrayna’ya savaş ilanı, olabilecek en kötü ihtimaldi ve bir anda tüm dengeleri sarstı. Yüksek maliyeti sebebiyle bir türlü hayatiyet kazanamayan Afrika’nın hidrokarbür boru hatlarıyla ilgili çalışmalar hızlı bir şekilde yeniden gündeme getirildi. Bunlar içinde Nijerya’nın Wari şehrindeki doğalgazını Büyük Sahra Çölü üzerinden veya Batı Afrika sahillerinden İspanya’ya kadar ulaştırılacak boru hattı ciddi ciddi hayata geçirilecek görünüyor.
Avrupa’nın önümüzdeki yıllarda doğalgaza bağımlılığını özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarıyla azaltma çalışmaları sayesinde taleplerinde yüzde 30’luk bir azalma yaşanacağı tahmin ediliyor. Fakat bunun henüz uygulaması mümkün görünmüyor ve mutlaka Rus doğalgazına bağımlılığı Afrika ile azaltmak, en kısa ve hızlı tercihe dönüştü. Zaten mevcut ihtiyacının yüzde 60’ını bu kıtadan temin ediyor.
ORTADOĞU’DA TÜKETİM FAZLA
Doğalgazda Katar, ABD ve Avustralya’nın önemli üreticiler olduğu günümüzde Afrika ülkeleri de bu alanda kendilerinden söz ettirmeye başladı. 2020’de dünya doğalgaz kaynaklarının hacmi 188 trilyon metreküpü aştı. Sadece 2021’de üretim 4 milyar metreküpü geçti. Enerji dışında taşımacılık, ziraat, soğutma ve ısınma için elektrik ihtiyacı gibi pek çok alanda 4 kat arttı. Tüm ülkeler dahil edildiğinde sadece yüzde 6.5’lik nüfus oranına sahip ABD, 750 milyar metreküp ve Rusya 400 milyar metreküp gibi neredeyse üçte birlik kısmını tüketiyor. Çin ve İran’da da tüketim oldukça fazla. Ortadoğu ülkelerinde doğalgaz tüketimi nüfusa oranla yüksek. Örneğin Katar’da kişi başına 50 bin metreküp iken Fransa’da sadece 600 metreküp.
YÜZDE 40’I İHRAÇ
Afrika’da doğalgaz dendiğinde ilk akla gelen ülkeler kıtanın kuzeyindeki Cezayir, Libya, Tunus ve Mısır, enerjilerinin yarısını bu kaynaktan elde ediyor. Sahra Altı Afrika’da ise doğalgaz sahalarını devreye alan ülkeler Nijerya’dan sonra Moritanya, Senegal, Mozambik, Tanzanya, Etiyopya ve Angola. Kıta genelinde 19 ülkede doğalgaz üretiliyor. Özellikle doğalgazdan elektrik üretimi gittikçe önemseniyor ve 2000’de 9, 2010’da 15 ve 2018’de 18 ülke elektrik ihtiyacını bu yolla karşılıyordu. 20 yıl içinde yüzde 25 olan doğalgazdan elektrik üretimi yüzde 40 seviyesini gördü. Yine henüz 30 Afrika ülkesi elektrik üretirken, 2021 öncesinde tüm üretimin yüzde 70’i Kuzey Afrika’da, yüzde 23’ü Batı Afrika’da, yüzde 3’ü Güney Afrika bölgesinde ve yüzde 3’ü de Orta Afrika bölgesinden çıkarılıyordu. Cezayir, Mısır ve Nijerya yüzde 87’lik orana sahipken bunlar dahil diğer 5 ülkeyle toplam üretimleri yüzde 98 seviyesinde. Yeni doğalgaz sahalarının devreye alınmasıyla kıtanın dünya piyasasındaki payı yüzde 8’i geçti. Elde edilen gazın yüzde 40’ı ihraç ediliyor.
Aynı zamanda kendi ihtiyaçları için artan talepler sebebiyle 2012-2022 yılları arasında Afrikalıların tüketimi üretimlerinden daha fazla oldu.
ORTAK İMZA
Doğalgazın petrol yanında giderek değer kazanmasıyla birlikte bunların nasıl taşınacağı konusu gündeme geldi. Bu konuda öncülük yine Cezayir’in oldu ve Fas üzerinden İspanya’ya, oradan da tüm Avrupa ülkelerine gönderilmek üzere 1050 kilometrelik Mağrip-Avrupa doğalgaz boru hattı devreye sokuldu. Doğalgaz, her bir ülkenin kendi kullanımı amacıyla kıta içinde veya ihracı için iki şekilde taşınabilirdi. Birincisi, LNG denen likit gaza çevrilip satın alan ülkelere doğalgaz taşıyan tankerlerle pazarlamak ya da gazoduc denen boru hatları ile göndermekti. Nijerya doğalgazının 1980’lerde önem kazanması üzerine özellikle Cezayir, 4 bin 128 km’lik kısaca NIGAL veya Trans-Saharan Gas-Pipeline (TSGP), yani Büyük Sahra’yı güneyden kuzeye geçecek hattı planladı. İlk anlaşma iki ülke arasında 3 Temmuz 2009’da sağlandı. 2017’de bu bağlantıyı sağlayarak bu boru hattıyla Nijer üzerinden bunu Akdeniz’e, oradan da GASLI adını verdiği boru hattıyla Sardunya adasına bağlanıp peşinden İtalya’ya geçirecek ve Avrupa piyasasına sürebilecek. Bu projenin maliyeti takriben 35 milyar dolar olarak kabul ediliyor ve gerçekleştiğinde yıllık 30 milyar metreküp doğalgaz taşınacağı belirtiliyor.
Bu hattın işletmesinin yüzde 90’ı Cezayir petrol ve doğalgaz şirketi Sonatrach ve Nijerya Milli Petrol Şirketi’nde (NNPC) olacak. Ancak Nijerya’nın en büyük sıkıntılarından biri güvenlik endişesi. Bir diğer konu da özellikle bu ilk teşebbüsün bir türlü uygulamaya konulamaması sebebiyle 2016 yılı sonrasında Fas Krallığı’nın Nijerya ile yeni bir doğalgaz boru hattı projesini gündeme getirmesi. Cezayir ise bu niyetini her ortamda dile getirdi. 2022’de yeni bir yol haritası belirlenerek ortak bir metin hazırlandı. Bu anlaşmanın imzalanmasında Ukrayna-Rusya Savaşı etkili oldu.
MOZAMBİK 2 TRİLYON METREKÜPLE İLK SIRADA
Afrika doğalgazı kıtanın kendi ihtiyacından çok Avrupa ve Asya’da başta Hindistan olmak üzere birçok ülkenin iştahını kabartıyor. Senegal ve Moritanya arasındaki Atlas Okyanusu bölgesindeki doğalgaz kaynağı ve Mozambik ile Tanzanya açıklarındaki Hint Okyanusu doğalgaz kaynağı ile ilgili tahminler doğru çıkarsa Afrika’nın bu kaynağa en fazla sahip ülkeler sıralaması yeniden yapılacak.
Buna göre Mozambik 2 trilyon 307 milyar, Senegal 778.7 milyar, Moritanya 574.8 milyar, Tanzanya 512.5 milyar, Cezayir 192.6 milyar, Mısır 192.6 milyar, Nijerya 155 milyar, Angola 143.6 milyar, Libya 102.2 milyar, Güney Afrika 96.3 milyar, Etiyopya 42.5 milyar ve Fas’ın ise 39.4 milyar metreküplük bir kaynağa sahip.
BU AY TAMAMLANMASI BEKLENİYOR
Batı Afrika Ekonomik Topluluğu üyesi 13 ülkenin ortaklaşa benimsedikleri ve Batı Afrika Doğalgaz Boru Hattı (West African Gas Pipeline), Mağrip-Avrupa Doğalgaz Boru Hattı ya da Afrika-Atlantik Doğalgaz Boru Hattı da denen Nijerya-Fas doğalgaz boru hattı. Hattın Nijerya’daki doğalgaz sahasından başlayıp sahil boyunca kuzeye doğru ilerleyecek ve genelde kara tarafında, bazen de Atlas Okyanusu’na inerek su altından döşenecek hattın uzunluğunun 5 bin 660 kilometre ile 6 bin 500 kilometre arasında değişeceği tahmin ediliyor. Her ne kadar Cezayir-Nijerya hattından neredeyse 2 bin kilometre uzun olsa da maliyetinin 20-25 milyar dolar arasında tahmin edilmesi, Batı Afrika Ekonomik Birliği üye ülkelerinin tamamına yakınının projede yer alması gerçekleşme ihtimalini artırıyor. Her iki doğalgaz hattının Nijerya’yı Cezayir ya da Fas, hatta her ikisi üzerinden Avrupa’ya bağlama teşebbüsü büyük maliyetler gerektirse de artık bu konuda özellikle Fas Krallığı ile karşılıklı anlaşmalar 2024 Aralık ayı içinde tamamlanacak görünüyor. 2022 yılında Senegal-Moritanya ortak deniz sahasında bulunan doğalgazın çok yüksek kapasiteli olması ve bu hatta bağlanmasıyla birlikte hem tüm bölge hem de Avrupa ülkeleri Rusya doğalgazı karşısında başka çıkış yollarına da kavuşacak.
200 MİLYAR DOLARLIK MALİYET
Nijerya-Cezayir veya Nijerya-Fas doğalgaz boru hattının yapılmasına karar verilmesinden sonra bölgede büyük bir ekonomik canlılık yaşanacak, binlerce insana istihdam sağlanacak. Bu doğalgaz boru hatları yanında Doğu Afrika bölgesinde de yenilerinin yapımı başlananlar dahil toplam 26 bin kilometrelik çalışmalar Afrika’nın geleceği için büyük katkı sağlıyor. Afrika doğalgazının Avrupa için boru hatları ile özellikle Hindistan ve diğer ülkeler için ise sıvılaştırılmış hale gelmesi için 60 farklı gaz sahasında altyapı çalışmaları gerekiyor. Halen yapım aşaması devam edenler ve gelecek yıllar için planlananlarla birlikte 103 milyar dolarlık bir harcama gerekiyor. Birçok ülkede şu anda hem boru hatları hem de likit gaz dönüştürme altyapıları için 200 milyar dolara yakın bir maliyete ulaşacak yatırımların başlatılması ciddi beklentilere sebep oluyor.
09 Aralık 2024 Pazartesi