Afrika Kalkınma Bankası, bu devasa coğrafyanın herhangi bir yerinde yatırım yapmak için ortaklık kuracak olanların kapısını ilk çalacağı yerlerin başında geliyor. 25 Mayıs 1963 tarihinde Afrika Birliği Teşkilatı kurulurken en büyük amacı, henüz toprakları istila edilmiş bölgelerin bir an evvel bağımsızlıklarını elde etmesiydi. Ancak kurdukları yeni devletlerin maddi açıdan da ayakta kalmaları gerekiyordu. Henüz bağımsızlık süreçlerinin en zorlu yıllarında bazı devlet adamlarının öncülüğünde ve yerli genç iktisatçıların da girişimleriyle Liberya’nın bir köyünde 1958 yılında toplanıp Afrika Kalkınma Bankası’nın kurulması yönünde karar alındı. Bu sürecin tamamlanması yaklaşık 6 yıl sürdü ve 10 Eylül 1964 tarihinde, 23 Afrika ülkesinin 250 milyon dolar sermaye koyduğu bu banka, Fildişi Sahili’nin Abidjan şehrinde faaliyete geçti.
SERMAYESİ 318 MİLYAR $
Afrika Kalkınma Bankası, aradan geçen 60 yılda; 318 milyar dolar sermaye ve 2 bin çalışanıyla devasa bir finans kurumu olarak çalışmalarını sürdürüyor. 1967-2022 yılları arasında destek verdiği tüm projelerin sayısı 6 bin 575’e ulaştı. Kıtanın bağımsız 54 ülkesi yanında diğer kıtalardan da 27 ülke, bu bankanın üyesi. Bunlar arasında 2013 yılında 26’ncı üye ülke olarak yer alan Türkiye, böylece kıta genelindeki büyük yatırımlar için iş dünyamıza da yeni imkanlar sağladı. 27 Mayıs 2024 günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de 59’uncu olağan yıllık toplantısı yapıldı ve 82 ülkeden toplam 3 bin kişi katıldı. 21. yüzyıl Afrikası için büyük başarıların ve kazanımların yaşandığı bir sürece girildi. Tarihin tanıklık ettiği en ağır sömürgeciliğin 20. yüzyılın ilk yarısındaki tortuları, bağımsızlık sonrasında da yeni sömürgecilik kılıfı altında devam etmişti. Öyle ki; 1960-2000 yılları arasında Afrikalıların adeta her konuda atacağı adımın engellendiği dönemler görüldü. Bunlardan büyük ders alan yöneticilerin en büyük desteği, kurdukları Afrika Kalkınma Bankası oldu. Önlerinde Asya Kalkınma Bankası gibi büyük bir örnek vardı. Afrika, gelişme hızıyla Asya’dan sonra ikinci sırada geliyorsa, bunda tüm kıta ülkelerinin bu ortak bankalarının çalışmalarının tesirini gösterdiği söylenebilir.
YÜZDE 5’LİK BÜYÜME
Afrika genelinde 2024’te yüzde 3.7’lik bir kalkınma hızı yakalayan kıtanın bunu 2025 yılında yüzde 4.3 seviyesine çıkaracağı tahmin ediliyor. Dünya genelinde beklentinin yüzde 3.2 olacağı öngörüsüne göre, bu kıtanın Asya’yı takip etmesi tesadüflere bağlı değil. Hatta 17 Afrika ülkesinde kalkınma hızının 2024 sonu itibariyle yüzde 5’in üzerine çıkacağı düşünülüyor. Kıta içi bölgelerden Doğu Afrika karayolları, demiryolları ve köprüler gibi ağır altyapılarla, bilime ve iyi yönetime verilen değerle hafif yatırımlar ve üretime öncelik veren yatırımlarla Afrika’nın görünen çehresini en hızlı değiştiren bölgesi. 2023’teki yüzde 1.5’lik seviye, 2024’te yüzde 4.1’e çıktı. 2025’te ise yüzde 5.7 olacağı tahmin ediliyor. Bunu 2025’te yüzde 4.7 ile Orta Afrika Bölgesi, yüzde 4.4’lük hızlı gelişme tahminiyle Batı Afrika, yüzde 4.2 ile de Kuzey Afrika ve yüzde 2.7’lik büyümeyle Güney Afrika bölgesinin takip edeceği öngörülüyor. Hatta 2025 yılında 24 Afrika ülkesinin yüzde 5’in üzerinde kalkınma hızını yakalayacağı tahmin ediliyor.
GÜNEY AFRİKA ÖNDE
2024’te yaşanan tüm gelişmelere rağmen kıtanın güçlü ekonomileri sıralamasında büyük bir değişiklik görülmedi. Güney Afrika 373 milyar dolarlık Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’yla birinci sırada iken, onu 347 milyar dolarla Mısır, 267 milyar dolarla Cezayir, 253 milyar dolarla Nijerya ve 205 milyar dolarla da Etiyopya takip ederek, ilk 5 ülke olarak kalmaya devam etti. Bunların içinde farklı alanlardaki ekonomisi, üretim sanayi alanları, maden ihracatı, ziraat ve turizmi ile en sanayileşmiş ülke Güney Afrika. Bu ekonomik güç, aynı zamanda savunma ve askeri imkânlara sahip olmada da bu ülkeleri öne çıkarıyor. Global Fire Power’a göre dünya sıralamasında değerlendirilen 145 ülke arasında ilk 5 sırayı ABD, Rusya, Çin, Hindistan ve Güney Kore alıyor. Afrika’da ise Mısır 15, Cezayir 26, Güney Afrika 33, Nijerya 39, Etiyopya ise 49’uncu olarak kıtada en güçlü ordulara sahip ülkelerin ilk sıralarına yerleşiyor.
AFRİKA KENDİ DERECELENDİRME KURULUŞUNU KURACAK
Afrika Kalkınma Bankası, uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından yakından takip edilerek, 2021’de AAA ile ödüllendirildi. Ülkelerin B veya C derecesi aldığı bir zamanda bu banka 60 yıllık tecrübesinin mükâfatını gördü. Yakın gelecekte kendi derecelendirme kuruluşlarıyla da kıta genelinde faaliyet gösterilecek. Belirlediği ilk
5 çalışma alanı arasında Afrika’yı aydınlatmak, Afrika’ya enerji sağlamak, Afrika’yı beslemek, Afrika’yı bütünleştirmek ve Afrika’yı sanayileştirmek yer alıyor. Her bir çalışmayla en az 500 milyon insana temas edilmesi amaçlanıyor. Dünya Bankası’nın Afrika’ya kötümser yaklaşımı da aslında Afrika Kalkınma Bankası sayesinde epeyce bertaraf edilebildi. Zira kıtanın Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın dörtte birinin tarıma dayalı olması ve 10 yıldır bankanın başında Nijeryalı eski Tarım Bakanı Akinwumi Adesina’nın olması sayesinde çok büyük yatırımlar gerçekleşti. Covid’in verdiği zararlar yanında 2021 yılında gelişmiş ülkelerin Özel Çekim Haklarından kıtaya 33 milyar dolar aktarılması da önemli bir karardı. Yine Afrika genelinde başlatılan Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması büyük ilgi gördü ve birçok ülke bunu uygulamaya başladı. Kıta içi ticaretin seviyesini giderek artırdı. En büyük beklenti, Afrika Kalkınma Bankası’nın her türlü yatırım için son derece dakik çalışan bir yapıya kavuşup projelerin onaylanma süreçlerinin
5 yıl gibi uzun sürelere yayılmadan derhal başlamaya odaklanması. Diğer bir özelliği de 1972’de kurulan Afrika Kalkınma Fonu ve 1976’da kurulan Nijerya Özel Fonu ile birlikte bu üçlü finans kuruluşunun, Afrika’nın finans ihtiyaçlarına önemli oranda cevap vermesi.
ZENGİN YERALTI KAYNAKLARI PAZARDA ETKİNLİĞİNİ ARTIRDI
Afrika ile zirve diplomasisini 1973 yılında başlatan Fransa’yı, 1993 yılında Japonya takip etti. Avrupa Birliği ve 2000’de Çin ile devam eden ve Türkiye’nin 2008, 2014 ve 2021’de 3’üncüsünü gerçekleştirdiği Afrika devlet adamları ile zirve toplantılarını Rusya ve Hindistan da önemsiyor ve uyguluyor. İsrail’in 2017 yılında diğer ülkeler gibi bu tür etkinliğe ev sahipliği yapma isteği, Afrikalı muhataplarınca kabul görmedi. ABD, 2014’te Barack Obama dönemi dışında bir daha Afrika ülkeleri ile zirve toplantısı düzenlemedi. Batı medyasında Afrikalı liderlerin topluca herhangi bir ülkede yapılan zirveleri eleştiren tavırları karşısında yapılan çok taraflı zirve diplomasisi toplantıları, Afrika’nın yeni ortaklıklar kurmalarını sağladı. Zirvelerle büyük yatırımlar da arttı. Bu toplantılar sayesinde zengin yeraltı kaynakları ve bunların uluslararası pazarlardaki etkinliği daha belirgin hale geldi. Rekabet arenası haline gelen Afrika, artık sömürgeci yaklaşımların yerine daha eşit şartlarda muhataplarıyla ortak masa etrafında kendi geleceklerine de karar verme imkanı buluyor. Bugün Afrika ülkelerinde sömürge orduları yerine karşılıklı savunma işbirliği anlaşmaları çerçevesinde Çin, Rusya, ABD, Türkiye, Japonya gibi ülkeler askeri anlamda farklı faaliyetlerde bulunuyor. Cibuti, bu anlamda birçok ülke için vazgeçilemez bir üs haline geldi. Türkiye’nin Somali’deki kendine has uygulamaları ise farklı bir tecrübenin yaşanmasına, kendi kendine yeten kıta ülke ordularının şekillenmesine vesile oluyor.
04 Kasım 2024 Pazartesi