Uluslararası değerlendirme kuruluşlarının yaptıkları analizlere bakıldığında, Afrika’da turizm ciddi gelişmeler kaydediyor. Dünyaya kıyasla kıta, yüzde 7’lik gelişme hızıyla öne geçmiş durumda. Turizmin çok yönlülüğü dikkate alındığında, 21. yüzyılın en talihli coğrafyası olarak ibrenin buraya hızlıca döndüğünü iddia etmek, artık abartılı bir öngörü değil.
Farklı kıtalardaki Afrika asıllı diasporanın ait oldukları toprakları görme arzuları, en nadir safari imkânları sunan Serengetti ekosistemi içinde vakit geçirme, 30 bin km’ye yakın sahilleri içinde dünyada benzeri az bulunan plajlarının kullanılır duruma getirilmesi gibi etkenler, Çinliler başta olmak üzere diğer Asyalıları ve Avrupalıları aşırı cezbediyor.
Seyahat etmek, insanlık tarihinin en vazgeçilmez uğraşılarındandı. Bunun günümüz ekonomisinin en büyük etkenleri arasına girmesi, 20. yüzyılda başarıldı. Öyle ki, uluslararası her türlü etkileşimin de odak noktasında yer aldı. Öncesinde tüccarların yaptıkları kervan yollarındaki yük taşıma, deniz yoluyla belli limanlar arasında taşımacılıkla sınırlı idi. Yeni coğrafyalar arasında tanınma artıkça farklı noktalar arasında gidiş gelişler de arttı. Özellikle seyyahların gezilerine bağlı kaleme aldıkları notlar, bilinmeyen yerler hakkında hep merak uyandırıyordu. Sayıları binleri geçmeyen bu uğraşılar öylesine arttı ki, artık kimse bir kıyıda köşede kalmıyordu. Mutlaka rahat edeceği konaklama, yeme-içme mekanları, yerel pazarlar hep dışarıdan gelenler düşünülerek yerlerini aldı. Afrika coğrafyası bir bütün olarak bu anlamda büyük etkileşimlerin kapılarını biraz yavaş araladı. Covid-19 öncesinde dünya ekonomisinde turizmin katkısının yüzde 10 seviyelerine ulaştığı biliniyordu. Ulaşımın neredeyse her alanda tüm kıtalarda durma seviyesine geldiği zamanlarda bile yüzde 5.5 gibi bir oranda kalabilmesi, bu alanın ne kadar hayati önem taşıdığının ispatı.
SEKTÖRÜN İSTİKAMETİ
Dünya Bankası’nın 2011 yılında Afrika’da turizm sektörü konusunda yayınladığı rapor, aslında turizmin yeni istikametinin bu kıtaya doğru yöneldiğini gösteriyordu. Turizm, artık ekonominin en önemli kaldıracına dönüşmüş ve bu coğrafya da her alanda yatırım için yeni fırsatların kapılarını aralamıştı. Afrikalı devlet adamları için en önemli hususlardan biri, yeni istihdam alanları açmak ve yeni kuşakların çalışmaları için onlara iş bulmaktı. 2030’lu yılların başında Afrika’da turizm sektöründe 33 milyona yakın insana istihdam sağlanması planlanıyor. Bu da özellikle kalifiye personel için şimdiden lise ve üniversite seviyesinde gençliğin yetiştirilmesine bağlı.
Gerekli eğitimi alacak gençler bu ihtiyacı karşılayacak. Üniversitelerimiz bu anlamda özellikle turizmi ilgilendiren her alanda hem kendi gençlerimizi hem de Afrikalı gençleri eğiterek bu sürece katkılarını artırabilir. Dünyada her 10 kişiden biri turizmle ilgili bir iş kolunda çalışırken, bu oran Afrika’da 7 kişide 1 kişi gibi daha fazla bir imkân sunuyor.
LÜKS OTELLER
Ekonominin tüm çarkları içinde turizmi diğerlerinden ayrıştırmak mümkün değil. Bu sektörde varlık gösteren ülkelerde inşaat, ulaşım, tekstil, iletişim, finans, yerel pazarlar hepsi adeta bir makinanın çarkları gibi birbirlerini yakından etkiliyordu. Turizm, birçok sektörden farklı olarak daha çok yabancı yatırımlara bağlı gelişiyor. Kıta ülkelerinin birçoğunda yok denecek kadar az uluslararası etkileşim vardı. Özellikle ekonomik kalkınmasını bir türlü tamamlayamayan ülkelerde turizm sanayinden bahsetmek mümkün değildi. 2000’li yıllar, Afrika için gerçek anlamda bir milat oldu. Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi, 1992’de ülkesine yapılan ekonomik ambargonun gevşediği yıllarda Sudan’ın başkenti Hartum’da, Mali’nin başkenti Bamako’da, Çad’ın başkenti Encemine’de, Uganda’nın başkenti Kampala’da 5 yıldızlı oteller inşa etti. Hatta Nijer’in kuzeyinde çöl şehri Agadez’de veya Mali’nin kuzeyindeki Timbuktu’da bu ülkelere gelen devlet adamları dahil önemli misafirlerin ağırlanacağı özel konutlar yaptırdı. Oteli bulunmayan ülkelere iş adamlarının gitmediği bilinen bir gerçekti. O halde bu alana el atarak 20’den fazla Afrika ülkesinde uluslararası otellerin kullanımı için büyük bir etkileşim başlattı ve bunda başarılı da olundu. Bugün Afrika’nın herhangi bir başkentinde, dünyanın herhangi bir ülkesinde bulunan en lüks otel zincirinin bazen birkaç otelini görmek mümkün.
ÇEKİCİLİKLER
Şimdilerde turistler Afrika’daki kültürel mirasları da merak ediyor. Özellikle geçmişte hep cazip olan Mısır medeniyeti ve Kuzey Afrika’daki kalıntılar yanında kıtanın yeni fark edilen tarihi mekanları da ilgi çekiyor. İş dünyasının kıtadaki imkânları yerinde görüp keşfetme, farklı kıtalardaki Afrika asıllı diasporanın ait oldukları toprakları görme arzuları, belki de dünyada en nadir safari imkânları sunan Serengetti ekosistemi içinde vakit geçirme, 30 bin km’ye yakın sahilleri içinde dünyada benzeri az bulunan plajlarının kullanılır duruma getirilmesi, hayvan ve bitki örtüsü bakımından tabii ortamların en nadir noktalarının hâlâ varlığını koruduğu mekânların çokluğu, özellikle Çinliler başta olmak üzere diğer Asyalıları ve Avrupalıları aşırı cezbediyor.
SORUNLAR-FIRSATLAR
Bir anda büyük bir ekonomik çarka dönüşen Afrika turizminin, aşması gereken çok engeli bulunuyor. Özellikle temel altyapı imkânlarının yetersiz kalması, her ne kadar bugünün sektörünü menfi etkilese de bu sahada yatırım yapanlara yeni fırsatlar sunuyor. İnşaat firmaları giderek artan meşhur otel zincirlerinin yeni projelerini elde etmek için adeta yarışıyor. Kıtanın turizm imkânlarının pazarlanması henüz istenilen seviyede değil ve bunun reklam sektörü için ciddi fırsatlar sunması engel olduğu kadar yeni iş alanlarını da sahaya çekmesi demek. Özel sektör olmadan turizmde başarıyı elde edemeyeceğini anlayan her ülke ciddi hamleler yapıyor. Yatırımcıların Afrika’da turizmi canlandırmaları için yeterli kredi bulma konusunda ciddi engelleri var. Bu aşılmadan uluslararası otel zincirlerinin kıtada yakın gelecekteki yatırımlarını gerçekleştirmeleri kolay değil. Ülkelerin vergi düzenlemelerini güncellemeleri gerekiyor.
BAŞARAN ÜLKELER
Fas, Mısır, Güney Afrika ve Tunus’un turizmdeki başarısı, Afrika’da bu ülkeleri artık yıllık 10 milyonu aşan turist sayıları ile öne çıkarıyor. Kenya, Etiyopya, Nijerya ve Tanzanya gibi hem kendi nüfusları hem de sundukları imkanlarla bu sahada dünyada markalaşan otellerle Afrika turizmine milyonlarca yeni müşteri kazandıranlar dikkatlerden kaçmıyor. Ruanda’nın son yıllarda gösterdiği aşırı hassasiyetleri ile başkenti Kigali’nin en temiz şehir seçilmesi ve turistlere sunduğu yeni imkânlar, gelecek için umutları daha da artırıyor. Afrika denilince genelde akla isimleri gelen ülkeler yanında belki isimleri söylendiğinde onlarda mı bu kıtada denen ada ülkeleri var. Bunların bazılarında turizm gelirleri ülkelerin GSYİH’lerinin yüzde 50’den fazlasını sağlıyor. Hint Okyanusu’nun Afrika kıyılarına yakın Seyşeller Adası, bu anlamda dünya genelinden çok sayıda turist çeken bir ada ülkesi. Bunu aynı bölgedeki Moritus ve Reunion adaları izliyor. Belki bu anlamda en model ülkelerden biri, Atlas Okyanusu’nun Senegal sahiline 600 km mesafedeki Yeşil Burun Adaları dediğimiz Kabo Verde Adaları olarak gösteriliyor.
9 adasında toplam 700 bin kadar bir nüfusa sahip olan bu ülkenin özellikle Sal Adası, çok önemli turist çeken yerlerden biri. Yapılan ciddi yatırımlarla yakın gelecekte Afrika’nın Maldivleri olarak bilinecek.
TÜRK FİRMALARI ÇOK BAŞARILI
Şimdilerde 100 milyona yakın havayolu yolcu kapasitesini yakalayan Afrika ülkeleri, artık bunların her türlü turistik ihtiyacı için gerekli yatırımları önemsiyor. Dünya genelinde 188 bin otel ve 18 milyona yakın oda imkânının olduğu bir dönemde Afrikalıların bu sahada alacağı epeyce mesafe var. Belki bu da kıtayı cazip hale getiriyor. Son 20 yılda Afrika’daki birçok marka otelin inşasını üstlenen Türk firmalar, bu anlamda çok başarılı olmalarının yanında işlettikleri otellerle de kendilerinden söz ettiriyorlar. Ülkemizde bu sektör için gerekli her türlü malzemenin üretilmesi ve kıtaya giderek artan bir seviyede pazarlanması, ticari ilişkilerimizi de ciddi oranda artırıyor. Otelcilik ve özellikle yönetim konusunda yetişmiş çok sayıda insanımız bu kıtanın farklı ülkelerinde iş buluyor. 42 ülkede 60’ı aşan noktaya tarifeli yolcu seferleri yanında kargo hizmetleri de düzenleyen THY, bu karşılıklı etkileşimde Afrika turizmine doğrudan ve dolaylı büyük katkı sağlıyor.
COVİD-19 YAVAŞLATTI
Afrika’da orta sınıfın giderek büyümesi, genç nüfusun hızla artması, kıta ülkeleri arasında dünyanın en çok üyesi bulunan serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesi, yerel ve bölgesel turizmin artması ve tabiatla iç içe milli park alanlarının turizme yönelik gezi programları devreye sokulması ile turizm, Afrikalılar için lüks bir alan olmaktan çıktı. Her şeyden önce bir geçim kapısına dönüştü.
Yerel ürünlerin pazarlanmasını kolaylaştırdı. Birçok iş kolunda yeni istihdam alanları açtı. Sadece turizmden yararlananlara hizmet eden Afrikalılar yerine bizzat bu imkânı kendileri de kullananların sayısı artık onlarca milyonla ifade edilir hale geldi. 55 milyar dolarlık turizm gelirleri her ne kadar dünya genelindeki payın henüz yüzde 5’i kadar da olsa bu, büyük yatırımcılar için başka kıtalarda gelişmesini durağanlaştıran turizm sektörünün yeni istikametini bu coğrafyaya yöneltiyor. Belki binlerce otelden oluşan büyük otel zincirlerinin her birinin Afrika’da şu an birkaç yüzü bulan otel sayıları çok hızlı artıyor.
09 Ocak 2023 Pazartesi