Hüseyin ÖZTÜRK

Hüseyin ÖZTÜRK

Diğer Yazıları



 

Gel ha gönül havalanma

Engin ol gönül engin ol

Dünya malına güvenme

Engin ol gönül engin ol.

 

Yazının başlığı ve yukarıdaki dörtlük ile yazının içinde yer alacak diğerleri, ünlü halk ozanımız Teslim Abdal’a aittir. Türk halk müziğini sevenler bu türküyü iyi bilirler.

 

Bizim türkülerimizin pek çoğu, insan hayatına yön veren nasihatler içerir. Sözlü kültür toplumu oluşumuz sebebiyle meramımızı anlatmak için şiirler en başta gelen usullerden biridir. Âşıklık geleneği ve ozanlarımız da bu kültürün önemli temsilcilerindendir.

 

Yine türkülerimizin büyük ekseriyeti, ‘insan ve hayat’ başlığı altında; aileden ticarete kadar hayatın bütününde yön verici ve yol gösterici özelliğe sahiptir. Baş tacı edilen husus ise ‘gönül, kalp, yürek, tatlı dil, hoşgörü’ bağlamında insanı insan eden unsurlardır.

 

Diğer dörtlükten birini daha paylaşalım:

 

Şu dünyanın hali böyle

Yalan yahşi geçer şöyle

Söyledikçe engin söyle

Engin ol gönül engin ol.

 

“Kim gelmiş de gitmemiş” derler ya. Gelenin gideceğini bilmeyenimiz mi vardır? Konuk olarak gelip de dönmeyen mi vardır?

 

Teslim Abdal’ın “Şu dünyanın hali böyle” dediği gibi bu dünyanın halini bilip; işimizi, aşımızı, evimizi, barkımızı, memleketimizi, milletimizi, bize ihtiyacı olsun olmasın her canlıyı candan bilip; sevmek, saymak, korumak, kollamak, sahip çıkmak varken, ne diye gönüllere, kalplere, yüreklere acı verilsin ki?

 

Sözü engin gönülden açmışken, gönül üzerine devam edelim.

 

İrfan ehli gönlü tarif ederken buyururlar ki; “Huzuru dışarıda aramayın; gönlünüzü, aklınız ve vicdanınızla bir araya getirebiliyor, kötü düşüncülerin kapısını bunlara kapatabiliyorsanız; huzura, mutluluğa yelken açıyorsunuz demektir.”

 

“Gel ha havalanma gönül” diyebildiğimizde çevremiz cıvıl cıvıl dostlarla dolacaktır. Gerçi bu sebeple bolca da suistimale uğranılabilir ama bir vakit gelir ki, o suistimalciler de kendilerinden utanır hale gelebilirler. Çünkü gönül enginliğinin karşısında durmak zordur.

 

*        *        *

 

Kişinin elinin, dilinin, yiğitliğinin, samimiyetinin, iç güzelliğinin dışına yansımasının hali, gönül zenginliğinin ve enginliğinin neticesidir.

 

Dünya malına güvenmemek, bugün var olanın yarın olmayacağına inanmak; mala, mülke, paraya teslim olmak yerine onları teslim alıp, istediğimiz gibi hükmetmek demektir. İşte o zaman başlar gönlü, gözü tok olmak ve bu tokluğun neticesi olan kanaatkâr olmak.

 

Gönül insanları, Yunus’un; “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” dediği gibi gönül zenginliğine kavuşmuş kimseler; sevgiyi, aşkı, paylaşmayı, dayanışmayı, muhabbeti, hak ve hukuku yüreğinde, kalbinde büyüten ve yaşatan kâmil insanlardır.

 

Kâmil insanlar, büyük küçük, kadın erkek demeden ve hiç fark gözetmeden herkesin gönlünü hoş tutar, güzel konuşur ve davranırlar, kırgınlıkları giderir, gönülleri sevindirirler.

 

“Şimdi elbet bunların hepsi güzel ama” dememek de mümkün değil tabii. Öyle bir asırda ve zamanda yaşıyoruz ki, “Böyle gönül insanı olmak çok zor” diyoruz.

 

Gönül türkülerimiz de zaten geçmişten bugüne bu zorluklar üzerine söylenmiş değil midir? Yine de denemekte fayda vardır diyerek, Teslim Abdal’ın hayatına dair bilgilerle sözü noktalayalım: Teslim Abdal’ın hayatı ile ilgili bilgiler kaynaklarda farklılık gösterir. Araştırmalarda, farklı yer ve zamanlarda yaşamış Teslim Abdal (lar) ve türbesi olduğu görülüyor (Denizli, Çorum, Malatya, Trakya). Bunlardan en bilineni 17. yüzyılda yaşamıştır ve asıl adı Mehmed’dir. Sultan 4. Murad döneminin bir Bektaşi büyüğü, yeniçeri ocağının halife babasıdır ve Bağdat seferine katılmıştır.

06 Şubat 2023 Pazartesi