Hakan Güldağ
Çin’den iyi haberler gelmeye başladı. 31 Aralık günü Dünya Sağlık Örgütü’ne ‘salgın’ bildiriminde bulunan Çin, geçen haftadan itibaren koranavirüsün yaygınlaşmasını kontrol altına almaya başlamış görünüyor.
Keza Güney Kore ve Tayvan’da da koronavirüsün etkileri sınırlandı.
Avrupa ve Amerika’da ise salgın henüz ‘tepe’ noktasına ulaşmadı. Can almaya devam ediyor. Vaka sayısında da artış var. Alınan isabetli tedbirler nedeniyle koronavirüse geç yakalanan Türkiye’de de İtalya ve İspanya gibi ülkelerle karşılaştırıldığında görece daha az olmasına rağmen maalesef can kayıpları arttı.
Dünyanın bu bela ile bir müddet daha uğraşacağı ortada...
Bu süreçte, herkesin üstüne düşeni yapması gerekiyor. Ekonominin aktörlerinin de...
Şirketler, her zaman teknolojik ortamdaki değişime uyum sağlamak durumunda kalmıyor. Bazen krizler ve felaketler şirketleri aniden değişen ortama uyum sağlamaya zorluyor.
***
Peki, ellerinde olmayan koşullardaki ani değişim ortaya çıktığında yöneticiler ne yapabilir?
Yöneticilere, ‘telaşa, paniğe kapılmak sizi giderek yıpratır ve geri dönülmez bir noktaya doğru sürükleyebilir’ demenin ötesinde ne önerebiliriz?
Hemen söyleyelim: Öncelikle zihinde, sonra uygulamada esneklik sağlamak.
Söze Çin ile girdik. Yaklaşık 2 bin 500 yıl öncesinden bir bilge adamın, Çinli filozof Lao Tzu’nun sözüyle devam edelim:
“Esnekliğin direnci yendiği, herkes tarafından bilinen ama uygulanamayan bir gerçektir” diyor Tzu.
Doğrusu, normal ya da istikrarlı diyebileceğimiz dönemlerde sağlam ilkeler ve kurallar işe yarıyor. Ama değişim, özellikle de ani değişim dönemlerinde güvenebileceğimiz kaya gibi sağlam kurallardan çok, su gibi akan ve engelleri aşan esnek yaklaşımlar.
***
Sakın yanlış anlaşılmasın...
Esneklik, ikide bir yön değiştirmek ve her gün farklı hareket etmek değildir. Buna tutarsızlık denir ve bu türden tutarsızlıklar nedeniyle çizdiğiniz zikzaklar, sorunları aşmanızı sağlamaz, sadece zaman kaybına yol açar.
Üstelik durmadan eğilip bükülen bir yönetim tarzı kimlik duygusunu da ciddi şekilde zedeler.
‘Peki, o zaman esnek düşünceden ne kastediyorsun’ derseniz, farklı ihtimalleri, yöntemleri ve araçları zihinde harman etmeyi kastediyorum.
Bu harmanı yapabilen yöneticiler çözüm zenginliğine daha kolay ulaşabilir. Esneklik uyum ve çözüm için yeni araçların kullanılmasına imkan verir. Katı bir düşünce yapısına sahip yönetici ise bildiği bir-iki çözüm yolu olumsuz sonuç verdiğinde çaresiz kalır.
***
Biraz daha açayım:
Esneklik, kritik dönemlerde yönetimin kalitesini yükseltebiliyor. Tabii gerçekçi bir şekilde uygulanırsa...
Esnekliği gerçekçi bir şekilde uygulayan yönetici, adımlarını atarken orta vadedeki nihai hedefini hep göz önünde tutar. Esnek düşünen beyinler, çıkmaz sokağı algıladığında hemen geri döner ve yeni alternatifleri dener.
Bu da yönetimde ‘alet’ zenginliğini beraberinde getirir.
Yönetimde esnekliğin değerini artıran diğer bir olgu da ekonomide ve iş hayatında belirsizliğin dozunun artması... Karmaşıklığın ve belirsizliğin arttığı bir dönemde çözüme giden en kısa ve etkili yol da yine esnek düşünceden geçiyor.
Esnek düşünce yapısı, üretim ve pazarlama sürecinin değişen koşullara göre yeniden düzenlenmesini kolaylaştırır.
YÖNETİMDE ESNEKLİĞİN AVANTAJLARI
İşletmecilik ve yönetimde uzman isimlerin çalışmalarına bakarsak, zor ve hızlı değişim dönemlerinde yönetimde esneklik sağlamanın yararlarını şöyle özetlemek mümkün:
Aceleci olmadan acele edebilme: Yönetimde esnekliğin en önemli yararı karar alma ve uygulamada kendini gösterir. Esnek yöneticilerin hızı artar. Esneklikle karar almave uygulama hızını yükseltebilen şirketler, gelişmeler karşısında telaşa kapılmadan, aceleciliğe düşmeden acele edebilir. Tepki süresini kısaltır.
Yeni koşullara hızlı uyum: Başka yöneticiler eski reçetelerle yeni sorunları çözmeye uğraşa dursun, esnek düşünebilen yönetici daha kısa sürede sorunların üstesinden gelebilir. Esneklik, ekonomik ve sosyalortam değiştiğinde yöneticinin kullandığı yöntem ve araçların da değiştirilmesine imkan verir.
Alternatif üretimi ve geniş manevra alanı: Özellikle belirsizlik dönemlerinde esneklik sayesinde yönetici, daha fazla yönetim aracını, daha geniş bir hareket alanı içinde kullanabilir. Esnek bir zihne sahip olanlar kritik dönemlerde alternatif yöntemleri ve yeni çözüm yollarını daha verimli şekilde geliştirebilir.
Yenilikçi çözümlere yatkınlık: Düşünce yapısı katı olan, çözüm için tek bir yol olduğuna inananlar karşısında, esnek düşünebilme kabiliyetlerini geliştiren ve bir alışkanlığa dönüştüren yöneticiler, araştırma, geliştirmeve mevcut ürünleri farklılaştırma konusunda diğer yöneticilere göre hep bir adım önde olur.
Güçlü ve etkin risk yönetimi: Esnek düşünce ve yönetim yapısı, yöneticiyi geleceğin risklerine karşı daha donanımlı ve hazırlıklı yapar. Kriz, gerçek boyutuyla algılandığı ve tüm hazırlıklar iyi yapıldığı takdirde, yerel ve alt yönetim birimleri, gerekli müdahaleyi zamanında ve en etkili şekilde yapar.
EN AZ HASAR, HATTA KAZANÇ
Şimdipek çok uzman, koronavirüs tehdidine ve sonrasına ilişkin hem hükümetlere hem de şirketlere strateji geliştirmelerini tavsiye ediyor.
Aslına bakarsanız strateji kavramının özünde de esneklik var. Sonuçta, hedefe ulaşmak için kullanılan araçların geliştirilmesi ve tam zamanında kullanılması ancak esneklikle mümkün olabiliyor. Stratejik bir temele dayanan esneklik ise hem hedefe daha az maliyetle ve daha kısa zamanda ulaşmaya imkan veriyor hem de hatalardan dönülmesini kolaylaştırıyor.
Kısacası, zor bir dönemden geçiyoruz. Her zor dönemde olduğu gibi esneklik, bu dönemlerin en az hasarla hatta kazançla atlatılmasını sağlayabilir. İhtiyacımız olanancak hemen kavuşamayacağımız istikrar ile elimizde olmayan ani değişim arasındaki dengeyi ancak esnekliğe önem veren bir yönetim anlayışı gerçekleştirebilir.
Aklınızda bulunsun...
20 Mart 2020 Cuma