Teknik düzeyde öteden beri tartışılan ancak bir türlü hayata geçirilememiş olan ve dünyada bazı ülkelerde ve özellikle bazı doğu Avrupa ülkelerinde masa altı teşvikler olarak uygulanan bir teşvik sistemi Türk teşvik sistemi arasına katılıyor. Teşvik sisteminde bir nevi devrim niteliğinde olan ve Sayın Başbakan Binali Yıldırım’ın kamuoyuna ‘artık konfeksiyon usulü değil terzi usulü teşvikler vereceğiz’ diye tanıttığı bu uygulama hakikaten yatırım ve istihdam potansiyelimize büyük katkılar sağlayabilecek niteliktedir. Önemli olan bu uygulamanın ölçek ekonomisine, teknolojiye, ülke kalkınmasına ve milli gelirin artırılmasına katkı sağlayacak şekilde uygulamaya konulmasıdır.
Bunun için kanun tasarısında yer alan genel çerçevenin alınacak bir YPK düzenlemesi ve Bakanlar Kurulu Kararı ile çerçevesinin biraz daha netleştirilmesidir.
En önemli konu hangi büyüklükteki projelerin bu teşvik kapsamında olacağının genel hatları ile belirlenmesi ve işin uygulamada sıkıntıya ve sekteye girmemesinin sağlanmasıdır. Başvuruda bulunan projelerin fizibilitesi, yatırım ve istihdama veya ihracata sağlayacağı katkılara ilişkin tahminler ile iyi planlanmış projelerin başvuru yapmasının sağlanması suretiyle Türkiye’nin teknoloji yatırımları için bir cazibe merkezi olmasının sağlanması ve bir an önce son birkaç yıldır ekonomi gündeminin en önemli konularının başında gelen orta gelir tuzağı tartışmalarının sonlandırıldığı, yeniden 2023 yılı 20 bin dolar milli gelir hedefinin yakınsanabileceği bir geleceğin inşa edilmesidir.
Bunun için gerekli olan ilk adım atılmıştır. Şimdi sıra devamının getirilmesindedir. Bu teşvikin Sayın Başbakanın veciz anlatımı ile Türk yatırımcıya tanıtımı en iyi şekilde yapılmıştır. Aynı tanıtımın yabancı yatırımcılar için de yapılmasını sağlayabilecek birikim ve beceri sahibi insan kaynağımız mevcuttur.
Şimdi getirilen teşvik sisteminin yasada yer alan ana hatlarını kamuoyu bilgisine sunalım. Desteklenecek projelerin taşıması gereken özellikler:
- Ülkemizin mevcut veya gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçlarını karşılama,
- Arz güvenliğini sağlama,
- Dışa bağımlılığını azaltma,
- Teknolojik dönüşümü sağlama,
- Yenilikçi olma,
- Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek olma.
Destekler:
- Kurumlar vergisi oranının yüzde 100’e kadar indirimli uygulanması, yatırıma katkı oranının yüzde 200’e kadar belirlenebilmesi ve yatırımın işletmeye geçtiği dönemler için 10 hesap dönemine kadar kurumlar vergisi istisnası getirilebilmesi,
- Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 80. maddesinde yer alan gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlandırılması,
- Gümrük vergisi muafiyeti tanınabilmesi,
- Yatırımın Hazine taşınmazı üzerinde yapılması halinde, belirlenecek yatırımcı lehine doğrudan, hasılat payı alınmaksızın, 49 yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı tesisi veya kullanma izni verilmesi ve yatırımın tamamlanması ve öngörülen istihdamın 5 yıl sağlanması şartıyla Hazine taşınmazının talep edilmesi halinde bedelsiz devredilmesi,
- Prime esas kazanç alt sınırına bağlı kalınmaksızın 10 yıla kadar sigorta primi işveren hissesinin karşılanması,
- İşletme döneminde yatırıma ilişkin enerji tüketim harcamalarının yüzde 50’sine kadarının en fazla 10 yıla kadar karşılanması,
- Sabit yatırım tutarının finansmanında kullanılan yatırım kredisi için 10 yıla kadar faiz veya kâr payı desteği ya da hibe desteği sağlanması,
- Yatırım için özel önem taşıyan belirlenen sayıda her bir nitelikli personel için 5 yılı geçmemek üzere, asgari ücretin aylık brüt tutarının 20 katına kadar ücret desteği verilmesi,
- Yatırım tutarının yüzde 49’unu geçmemek üzere ve edinilen payların 10 yıl içerisinde halka arz veya yatırımcıya satış şartıyla yatırıma ortak olunması.
22 Ağustos 2016 Pazartesi