Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 16 Haziran 2025 tarihinde sevk edilen bir kanun teklifi ile vergiye ilişkin bir hayli yeni düzenleme geliyor. Kanun teklifinin genel gerekçesinde; “Kayıt dışılıkla mücadele edilmesi, vergi adaletinin güçlendirilmesi, indirim ve istisnaların sınırlandırılması, dolaysız vergilerin vergi gelirleri içindeki payının artırılması, ihtilafların önlenmesi ve hukuki belirliliğin artırılması hedeflerine hizmet etmek üzere ilgili kanunlarda düzenleme yapılmaktadır” denilmiştir.
İçerikte ise bu amaçlara uygun diyebileceğimiz düzenlemeler olduğu gibi farklı gerekçelerle de olsa tersi düzenlemeler de bulunuyor.
Düzenlemede neler var?
Düzenlemede vergiye ilişkin hükümleri özetlemeye çalışalım.
Bazı ÖTV oranlarında güncelleme yapılıyor
Hibrit otomobillere ilişkin değer esası ve enflasyonun sonucu olarak fiyat aşınması nedeniyle en üst oranda ÖTV alınır hale gelen araçların ÖTV oranlarında iyileştirme yapılıyor. Buna göre; motor silindir hacmi 1800 cc ve değeri ve 1 milyon TL’yi aşmayan binek otomobillerin ÖTV oranı yüzde 80, motor silindir hacmi 2500 cc’yi geçmeyenlerin yüzde 150 olarak yeniden belirleniyor.
Araç sınıfı kamyonet olarak geçen, ancak daha ziyade binek otomobil gibi kullanılan arazi taşıtlarının ÖTV oranı yüzde 10’dan yüzde 50 ye çıkarılıyor. Bu yapılırken azami yüklü ağırlık 3 bin 500 kilogramı geçmeyenler denilmesi, gelecekte bu araçlarda küçük bir uyarlama yapılması sonucuna yol açabilir mi, bunu zaman gösterecek.
Diğer düzenlemeler
* Serbest bölgelere ilişkin vergi istisnasının kapsamı serbest bölge içi satışlar ve serbest bölgeler arası satışları da kapsayacak şekilde genişletiliyor. Burada özellikle serbest bölgeler arası satışlar kısmı uygulamada sıkıntı doğurma riski taşıyor.
* Ar-Ge ve tasarım indirimi kapsamında ücretleri uygulanan gelir ve damga vergisi istisnası brüt asgari ücretin 40 katıyla sınırlanıyor.
* ÖTV Kanunu’na ekli I sayılı listede yer alan ve daha ziyade petrol ürünleri olarak tanımlayabileceğimiz ürünler için ithalatta teminata bağlanan ÖTV tutarları vergi güvenliği amacıyla KDV matrahına dahil ediliyor.
Teşvik belgesine bağlı yatırımlara ilişkin düzenleme
Yatırım teşvik belgesine bağlanan yatırımlarda uygulanan indirimli gelir ve kurumlar vergisi uygulaması yüzde 60 oranı ile sınırlanıyor. Esasen bu kısım itibarıyla yeni teşvik düzenlemeleri ile paralellik sağlanıyor. Burada yenilik ve sınırlama olarak getirilen düzenlemeler bulunuyor. Bunlar:
* Devreden yatırıma katkı tutarının en fazla 10 yıl süre ile kullanılabilmesi,
* Kazanç bulunduğu halde devreden yatırıma katkı tutarının kullanımının kaldırılması,
* İşletme döneminde yatırıma katkı tutarının yarısının dört yıl süreyle kurumun diğer kazançlarından da indirimine imkan sağlanması,
* Bu tutarı yüzde 100’e kadar artırma ve sıfıra kadar indirme konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmesi,
* Cumhurbaşkanına ayrıca 6745 sayılı Kanun kapsamındaki proje bazlı yatırımlar için süreleri ve oranları artırma yetkisi verilmesidir.
Yatırım indirimine ilişkin indirimli gelir ve kurumlar vergisi uygulaması kanunun yayımı tarihinden sonra teşvik belgesine bağlanan yatırımlar için geçerli olmak üzere yapılıyor. Böylece kazanılmış haklar bakımından Anayasal sıkıntı olması engellenmeye çalışıldı.
Kanunun genel gerekçesinde dolaylı vergileri artan payına karşılık doğrudan vergilerin payının artırılması başlığı altında görebildiğimiz düzenleme yatırım indirimi ve Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde uygulanan ücretlere ilişkin gelir vergisi stopaj istisnasında yapılan sınırlama olarak ilk etapta gözümüze çarptı. Buna karşılık ağırlıklı savunma sanayi gibi bazı kurumlara sağlanan ÖTV ve KDV istisna düzenlemeleri ise öteden beri kamunun bir cebinden diğer cebine diye düşünebileceğimiz bazı vergi istisnaları, paranın zaman değeri ve muhtemelen uygulamada olası kayıp kaçağın engellenmesi amacıyla olsa gerek artırılıyor.