istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi
Giriş: 04.07.2025 - 09:17
Güncelleme: 04.07.2025 - 09:17
OSMAN ARIOĞLU

OSMAN ARIOĞLU

Son günlerde Euro-Dolar paritesinde Euro lehine önemli gelişme oluyor. Şu anda 1,17’nin üzerinde olan ve ara ara 1,18’li seviyelere değen Euro-Dolar paritesinin 1,20’yi geçip geçmeyeceği tartışmaları gündem olmaya başladı. Oysa, bundan birkaç ay öncesinde Euro dolar paritesinin eşitlenmesi veya dolar lehine gelişmelerin olması tartışmaları yapılıyordu. Peki ne oldu da bir anda paritede bu şekilde bir gelişme oldu.


Normalde mevcut gelişmenin tam tersinin olması beklenir. Çünkü Avrupa Merkez Bankası faiz indirimini devam ettiriyor, Amerikan Merkez Bankası tarafında ise faiz indirimleri ertelendikçe erteleniyor. Bu arada Amerikan Başkanı Trump, Merkez Bankası Başkanı’na diplomatik lisana yakışmayacak şekilde hakarete varan cümleler kuruyor. Belli ki, olan bilinçli ya da değil, sözlü yönde yönlendirmelerle Amerikan ekonomisinde enflasyonu artırmaksızın doların değerini düşürmek ve bu sayede Amerikan mallarının ihracat imkanlarını göreceli olarak artırmak ve de yine turizm anlamında da Amerika’yı cazibe merkezi olmaya devam ettirmek. Tabir yerindeyse, Amerika bir taşla birden fazla kuş vurma imkanı buluyor. Bu sayede faiz indirimi yapmak suretiyle enflasyonun canlanması olmadan sözlü yönlendirme ile doların değerini diğer para birimlerine göre düşürme imkanı buluyor.


AB BUNA SEYİRCİ Mİ OLACAK?

Bu gelişmeler önümüzdeki dönemde Avrupa Birliği’ni biraz daha zora sokabilecek durumlara neden olabilir. Çünkü Avrupa Birliği ile Amerikan ekonomilerini kıyasladığımızda aslında normal şartlarda daha dinamik ve büyüme imkanı olan ekonomi Amerikan ekonomisi olduğu halde, para birimleri tam tersi bir seyir gösteriyor. Bu durumda Avrupa Birliği’nin özellikle Amerika karşısında biraz daha dezavantajlı duruma düşmesine neden olabilecek bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle Avrupa Birliği’nin bu gidişi en azından durdurmaya yönelik bir politika geliştirmesini bekleyebiliriz.


TÜRKİYE’YE ETKİSİ NASIL?

Şu anki gelişme genel itibari ile Türkiye ihracatı bakımından olumlu sonuç veren bir durumu ortaya çıkarmıştır. Çünkü bizim ihracat ve ithalat yapımıza baktığımızda; daha ziyade ihracatımızın önemli bölümünün Euro cinsinden, buna karşılık ithalatımızın daha çok dolar bazında olduğunu biliyoruz. Buna göre, son zamanlardaki kur gelişmelerinden olumsuz etkilendiği ifade edilen ihracatçımızın, paritedeki bu gelişmeden olumlu şekilde istifade edebilmesi mümkün olacaktır. Ülkemizde her şeye rağmen en önemli destek gören, örnek olarak Eximbank kaynaklarından olabildiğince daha düşük maliyetli finansman imkanı kullanabilen ihracatımız, enflasyonla mücadele politikası çerçevesinde kurun, enflasyon ve özellikle faizlerin gerisinde gelişme göstermesinden daha az olumsuz etki hissedecektir.


BU GELİŞMELER SÜRECEK Mİ?

Bu durum ne kadar daha böyle devam eder diye baktığımızda; elbette net bir şey söylemek mümkün değil. Bu biraz da Avrupa Birliği’nin tavrına bağlı olacaktır. Bu ay içerisinde Türkiye Merkez Bankası dışında Avrupa Birliği Merkez Bankası ve FED de faiz kararı açıklayacak. Muhtemeldir ki; satın alındığı şekilde fed faiz indiriminde bulunmayacak, ancak Avrupa Merkez Bankası faiz indirimi gelebilecektir. Türkiye Merkez Bankası’nın ise haziran ayı enflasyon gelişmelerine de bağlı olarak 250-300 baz puan civarında bir faiz indirimi yapması doğal olacaktır. Esasen içeride ve dış konjonktürde farklı bir gelişme olmaması durumunda, Türkiye’de gecikmiş olan faiz indirimlerinin temmuz ayından itibaren başlanmış olması normal sonuç olacaktır.


Yazının başlığındaki konuya dönecek olursak; paritenin 1,20’li seviyelere doğru devam edip etmeyeceği daha ziyade Avrupa Birliği’nin tavrına da bağlı olacaktır. Ancak normal beklenti ve görülen; paritedeki bu dalgalanmanın iki yönlü olarak bir süre daha devam etmesidir.