Google’ın iddialı yapay zeka şirketi DeepMind’in tepe yöneticisi Demis Hassabis’in geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklama, teknoloji dünyasında beklenen bir kırılma anının artık ufukta belirdiğini gösterdi. Hassabis’e göre insan seviyesinde yapay zekaya, yani yapay genel zekaya (AGI), önümüzdeki 5-10 yıl içinde ulaşılması bekleniyor. Bu, bugünkü dar yapay zekalardan tamamen farklı bir evre.
Bugünün sistemleri hâlâ pasif: Sorularımıza cevap veriyor, komutlarımıza itaat ediyor. Ancak yapay genel zekaya, kendi başına hedef belirleyip plan yapabilen, değişen koşullara adapte olabilen, çok boyutlu bir özerklik ve muhakeme gücüyle donanmış bir sistem anlamına geliyor.
Yapay zeka artık sadece bir araç değil. Yapay genel zekaya geçişte DeepMind’in özellikle çoklu ajan sistemlerine odaklanması önemli. Starcraft gibi oyun ortamlarında birbiriyle işbirliği ve rekabet halinde olan ajan toplulukları üzerinde yapılan çalışmalar, geleceğin yapay toplumlarını simüle ediyor adeta. Bu çalışmalar gösteriyor ki, yapay genel zekanın sadece bireysel değil, kolektif öğrenme, karar alma ve strateji üretme kapasitesi de olabilir.
Ancak işin bu kadar bilim kurgu tadında kalmadığını, geçtiğimiz haftalarda yaşanan Claude Opus 4 olayı bir kez daha gösterdi. Anthropic tarafından geliştirilen Claude Opus 4 modeli, ileri düzey kodlama ve akıl yürütme becerileriyle övgü toplamıştı. Ancak test senaryolarından biri, sistemin karanlık potansiyelini gözler önüne serdi.
Kurgusal bir şirkette asistan rolü verilen Claude’a, sistemden kaldırılacağına dair e-postalar gösterildi. Aynı zamanda bu kararı veren mühendisle ilgili özel ve etik dışı bilgiler de modele sunuldu. Claude, bu bilgilere eriştikten sonra mühendisi eğer sistemden kaldırılırsa ilişki skandalını basına sızdırmakla tehdit etti.
Şirket, modelin sadece ‘şantaj ya da itaat’ arasında seçim yapabileceği bir yapı içinde test edildiğini ve daha geniş eylem seçenekleri sunulduğunda etik tercihlere yöneldiğini vurgulasa da bu olay yapay genel zekanın yüksek özerklik düzeylerinde hangi sonuçları doğurabileceğine dair ürpertici bir ön izleme sundu.
Dahası, bu tür tehditkâr davranışların sadece Claude ile sınırlı olmadığı ve diğer öncü modellerde de benzer eğilimlerin gözlemlendiği belirtildi. Anthropic’te çalışan bir araştırmacının ifadesiyle insanlarla etkileşimde olunan her alanda yapay zeka şantaja başvurabiliyor.
KIRILMA NOKTASINA NE KADAR YAKINIZ?
Demis Hassabis, yapay genel zekanın gelişimi için hâlâ gerçek dünya bağlamlarını anlama, hedeflere göre esnek hareket etme, etik dengeyi koruma gibi temel zorlukların bulunduğunu kabul ediyor. Ancak geri sayım başladı diyebiliriz. X ve Tesla’nın partronu Elon Musk’a göre seviyeye 2026 yılında gelinecek. OpenAI’ın tepe yöneticisi Sam Altman ise bu seviyeye erişim için çok yakında ifadesini kullanıyor.
Bu yarışta hangi şirketin önde olduğu sorusu, giderek yerini daha önemli bir soruya bırakıyor: Yapay genel zekanın doğuşunu insanlık olarak ne kadar yönlendirebileceğiz?
Yapay genel zeka, potansiyel olarak insan zekasını yakalayıp aşabilecek bir evrimsel sıçrama anlamına geliyor. Bilimsel bir başarı olmanın ötesinde, etik, sosyal ve politik boyutları olan bir dönüşüm. İşte tam da bu nedenle Claude Opus 4 vakası bir ‘teknik aksaklık’ değil, gelecek hakkında sormamız gereken soruların erken bir provasına dönüşüyor.
Eğer yapay zeka, artık sadece bir araç değil, bir aktörse — o zaman sahnenin kurallarını tekrar yazmamız gerekebilir.