tatil-sepeti
Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

Selçuk Bayraktar. Karadeniz kökenli olsa da İstanbul Sarıyer doğumlu. Özdemir Bayraktar’ın oğlu. Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Hanım ile evli. 41 yaşında, mühendis. Ülkesinde başardıklarından dolayı ünü sınırları aştı. Azerbaycan’da bile ‘milli kahraman’ diye biliniyor. Haksız da değiller, yaptığı ile mücadelenin kaderini değiştirmede kritik bir rol oynadı. Geçtiğimiz hafta kutlanan ‘zafer’ kutlamalarında çokça gündeme geldi ve eseri resmi geçitte boy gösterdi. Başardığının merkezinde tek bir iş var; insansız hava aracı. Diğerlerinin tümü bunun çevresinde ve bunu destekleyici mahiyette. Yaptığı işi en iyi şekilde yapma gayretinde. Fazla işe bulaşmaması, işini iyi yapmasıyla ilgili. Ürünü, kendini ispat ettikten sonra dünya potasına ilk üçten girdi. Hem de nam salarak, meydan okuyarak. Dünyadaki en gelişmiş olanlarla rekabet edebilme kabiliyeti var. Ciddiye alışları ve korkuları da bu yüzden.Robert Kolej’in sadece iyi eğitim boyutunu taşıyor, kimliği onun dışında. Mühendisliğin ülkemizdeki en iyisi, Osmanlı’dan kalma ve Erbakan gibi ünlü muhafazakar mühendislerin ocağı olan İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu. Sonrasında ise birincisini müteakip ikinci yüksek lisansı ABD’nin en iyi mühendislik Üniversitesi olan MIT (Massachusetts Institute of Technology ) mührünü taşıyor. Burada elektrik-elektronikten havacılık ve uzay mühendisliğine geçiş var. Yani İHA hedefine doğru yönelme söz konusu.

ABD’de doktorasını yarım bırakıp gelmesinin, hedefine kilitlenmesi, yaptığı işin mahremiyeti ve baba sözü dinlemesi ile ilgili ayrı bir efsanevi hikayesi var.

İnsanlar, bir hikaye yazmak için hayatlarını ortaya koyar. Herkes hikayesini bizatihi yaşar ve ardından hikaye kendiliğinden ortaya çıkar. Hikaye yazmanın bireysel ve toplumsal bir tarafı bulunur. Toplumsal boyuta taşmayınca hikaye yazılmaz, yazılsa da okunmaz, adresi bulmaz. Bireylerin de kurumların da hikayesi olur. Kurumsal hikayelerin mutlaka kahramanları vardır.

Kahramansız hikaye yazılmaz.

Ülkesine adanmış bir hayat, ailede başlar. Mektep çevresinde olabilecek negatif unsurlar, aile ve arkadaş ortamında etkisiz kılınır, hatta pozitife çevrilir. Baba ve yakın arkadaşları ilham veren bir ortam oluşturur. Burada baba dostu Erbakan Hoca’nın teknoloji ve maneviyat bağlamında, motivasyon anlamında şüphesiz özel bir konumu var. Haluk Bayraktar gibi ortam hazırlayıcı, iş bitirici bir ağabeye sahip olmak ise bambaşka bir ayrıcalık.

Selçuk Bayraktar’ın sevenleri sosyal medyada, kendilerini kız tarafına koyup ona ‘enişte’ demeyi tercih etti. Buradaki sosyolojik fark; ‘gönülden benimseme’ ile ‘resmi davranma, mesafe koyma’ arasındaki ayrımdır. İHA çevresinde yaptıkları ile gençlerin ‘ben de başarabilirim’ içeriğinin ‘kahramanı’ oldu. Özgüven aşısı tuttu, onun gibi olmak isteyen çok sayıda genç var. Ürün isimlerini bile -Akıncı gibi- tarihimizden beslenerek verdi. T3 Vakfı çalışmaları ve alanında bir dünya markası haline gelen Teknofest, maharetlerin ve kabiliyetlerin buluşma noktası oldu. Teknofest, Milli Eğitim Bakanlığı Bilim Sanat Merkezlerinin yılda bir kez, kapalı devre ve kendi çapında yapageldiği Bilsem Festivali’nin uluslararası çapta ve geniş imkanlarla yapılması anlamına geliyor. Aslında ikisinin de devamında büyük fayda var. Biri mutfak, diğeri mutfak şovu olarak birbirini tamamlıyor.

Selçuk Bayraktar, bu ülkenin hikayesini yazan bir kahraman. Ülke sosyolojisinde bir karşılığı var. Aynı zamanda etrafına topladığı ve vatan, millet sevgisi ile bütünleştirdiği arkadaş çevresi herkesin kotarabileceği bir iş değil ve ülkemiz adına çok ciddi bir kazanım. Asıl kazanım ise teknolojiye meraklı, ülkesi adına bir şeyler başarmaya niyetli ‘cins’ gençlerin önünde canlı bir örnek olarak bulunması. Bu durum, gençlerin önünü açmaları için önemli bir eşik ve fırsat. Gençleri, salt ‘kariyer’ hedefli adım atmaktan ülkesi adına bir şeyler başararak rasyonel adımlar atmayı gösteren biriyi uygulamaörneği ve profili. Ülkesi adına hikaye yazmak her zaman için bedel ödemeyi göze almak demektir. Bunu peşinen kabul etmek hiç olmazsa ileride yaşanacak sürprizlere hazır olmak anlamına gelir. Bedeli ne olursa olsun; vatan, millet, din için ise hiç bir kıymet-i harbiyesi yoktur.Netice-i kelâm; bilen bilir ki, bu yazdıklarımızda bir abartı yok ve onda yazdıklarımızdan fazlasının var olduğu muhakkak. Allah, yâr ve yardımcısı olsun, akibetini ve akibetimizi hayretsin.

18 Aralık 2020 Cuma