Türkiye ekonomisi 2019’da siyasi, dış politik ve jeopolitik gelişmelerin önemli ölçüde etkisi altında kalmaya devam edecek. Bununla birlikte ana belirleyici yeni ekonomi programı uygulamaları olacak. Yeni ekonomi programı dengelenme, disiplin ve dönüşüm aşamalarını içeriyor, 2019’da dengelenme ve mali disiplini öne çıkarıyor. Ancak programın bu haliyle sürdürülmesi reel sektör için çok olumlu olmayacak.
1 – 2019’DA YENİ EKONOMİ PROGRAMI SÜRDÜRÜLECEK
Bu hedefler doğrultusunda hazırlanan yeni ekonomi programı, Türkiye ekonomisi için ana yol gösterici olacak. Hükümet, hazırladığı Yeni Ekonomi Programı ile öncelikle ekonomide dengelenmeyi hedefliyor ve bu amaçla ekonomik büyümeyi 2019’da kontrollü olarak yavaşlatmayı planlıyor. Bu çerçevede 2019 için yüzde 2.3 ekonomik büyüme beklentisi bulunuyor. 2019’da toplam tüketim harcamalarında büyümenin yüzde 3.7’den yüzde 1.9’a ineceği öngörülüyor. Yatırım harcamalarında ise 2018’deki yüzde 1.8 büyüme ardından 2019’da kamu yatırımlarındaki daralma ile toplam yatırım harcamaları yüzde 3.2 küçülecek.
2 - ENFLASYON VE DIŞ TİCARET AÇIĞINDA GERİLEME HEDEFLENİYOR
Yeni Ekonomi Programı, 2019 yılsonu enflasyon hedefini yüzde 15.9 olarak belirledi. Kamuda sağlanacak mali disiplin ile bütçe açığı ve milli gelire oranı kontrol altında ve göreceli düşük kalacak. 2019’da tüm pazarlarımızdaki ekonomik büyümenin yavaşlayacak olması ile petrol ve emtia fiyatlarındaki durağanlaşma beklentileri çerçevesinde ihracat artışı da yavaşlayacak. İthalatta ise çok sınırlı bir artış öngörülüyor. Böylece dış ticaret açığı ve cari açıkta gerileme 2019’da da sürecek.
3 - MERKEZ BANKASI SIKI PARA POLİTİKASINI SÜRDÜRECEK
Merkez Bankası para politikası 2019’da enflasyonu ve finansal istikrarı gözetecek. Bu çerçevede daha sıkı likidite olanakları ile kredi büyümesi daha da yavaşlayacak. Enflasyonda 2019’da aşağı yönlü bir eğilim görünüyor ve döviz kurları ile faizler de buna bağlı olarak gerileyebilecek.
4 - EKONOMİDE DENGELENME KALICI KÜÇÜLMEYE DÖNEBİLİR
Yeni Ekonomi Programı, 2019’da ekonomide dengelenmeyi ve kontrollü bir ekonomik yavaşlamayı öngörüyor. Ancak diğer yandan reel kesimin artan maliyetlerine ilave olarak borç sorunları ağırlaşırken, reel kesim yeni kredi de bulamıyor. Ayrıca daralan iç talep ve zorlaşan dış talep bileşimi reel kesimde hasarın ağırlaşmasına neden olacak gibi görünüyor. Reel kesimde hasarın ağırlaşması ister istemez bankacılık sektörüne de bulaşacak. Böyle bir ortamda uygulanan yeni ekonomi programı ekonomide dengelemeden çok sert ve kalıcı olma olasılığı yüksek bir küçülme getirebilecek. Böyle bir ortamda Türk Lirası hızla değer kaybederken, faizler ve enflasyon da yeniden yükselmeye başlayacak.
5 - DIŞ KAYNAĞA, BORÇLARIN YAPILANDIRILMASINA VE YENİ PROGRAMA İHTİYAÇ VAR
Yeni Ekonomi Programı’nın sadece bu içeriği ile sürdürülmesi halinde 2019’da reel kesimde ve ekonomide kuvvetli bir küçülme yaşanması kaçınılmaz. Ekonomide temel ihtiyaç reel kesim borçlarının yeniden yapılandırılması, bankaların sermaye yapılarının güçlendirilmesi ve taze bir dış kaynak girişinin sağlanmasıdır. Ve de bunları içerecek yeni bir ekonomi programının hazırlanarak uygulanması. Yeni ekonomi programı iç talebi makul seviyede tutarak reel kesimin borçlarını ödemesine olanak vermeli. Yeni dış kaynak da ilave kredi genişlemesini desteklemeli.
Son Söz: Reel kesimin sıkıntılarını öncelemeyen bir program ekonominin sorunlarını çözemez.