ABD’de başkanlık seçimlerini Trump’ın kazanması ile birlikte dolar lehine, gelişen ülkeler aleyhine beklenmedik bir rüzgar esmeye başlamıştı. Bunun nedeni Trump ve yeni yönetimin ABD ekonomisi için oluşturduğu aşırı iyimserlikti. Buna bağlı olarak gelişen ülkeler üzerinde önemli sermaye çıkışları olacağı beklentisi ile kuvvetli bir baskı oluşmuştu. Ancak yeni yılın ilk 4 ayı ve ABD’de yeni yönetimin ilk 100 günü geride kaldı ve Trump rüzgarı azalmaya başladı. Gelişen ülkeler de giderek rahatlamaya başladı.
1 - TRUMP NASIL VE NEDEN RÜZGAR ESTİRMİŞTİ
Trump’ın seçilmesi halinde ABD doları ve ABD ekonomisi için seçim öncesi senaryolar oldukça olumsuzdu. Ancak Trump’ın seçilmesi ile birlikte küresel mali piyasalar beklenti senaryolarının oldukça aksine hareket ettiler. Trump ile birlikte vergi indirimleri, kamu alt yapı yatırımları, sanayi teşvikleri taahhütlerine bağlı olarak daha yüksek büyüme, daha yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak ABD Merkez Bankası Fed için daha çok faiz artışı beklentisi oluştu. Dolar rekor seviyede güçlendi. Gelişen ülkelerden sermaye çıkışları ile para birimlerinde değer kayıpları başladı. Ancak Trump ilk 100 günde taahhütlerinde önemli sıkıntılar ile karşılaştı ve yarattığı rüzgar da azalmaya başladı.
2 - TRUMP YÖNETİMİ EKONOMİDE BEKLENEN ADIMLARI HENÜZ ATAMADI
Trump yönetiminin ilk 100 günü geride kaldı. Ancak ekonomide dişe dokunur bir reform veya eylem hayata geçirilemedi. Öncelikle Obama’nın sağlık sigortası reformuna son verilmesi hedefleniyordu. Ancak Trump kendi partisi içinden de muhalefet ile karşılaştı ve sağlık sigortası uygulamasını kaldıramadı. Trump vergilerde hızlı bir indirim vaat etmişti. Ancak ilk 100 günün sonunda ayrıntılı bir vergi planı açıklanmadı. Alt yapı yatırımları için 1 trilyon dolar harcama yapılacağı açıklandı. Ancak bununla da ilgili olarak bir plan ve uygulama henüz yok. Bunlara bağlı olarak ABD için daha hızlı büyüme, daha yüksek enflasyon ve daha çok faiz artırımı beklentileri de zayıflamaya başladı.
3 - FED FAİZ ARTIŞLARI DAHA SINIRLI KALABİLİR
Trump rüzgarı ile birlikte ABD Merkez Bankası Fed’den 2017’de en az 3 veya 4 faiz artışı bekleniyordu. Nitekim Fed martta yılın ilk faiz artışını yaptı ve faizleri yüzde 0.75-1.00 aralığına yükseltti. Mart ayı toplantısında Fed üyeleri enflasyon ve faiz beklentilerini de yükseltmişti. Ancak Trump uygulamalarının gecikmesi ile birlikte büyüme ve enflasyon gerçekleşmeleri Fed beklentilerinin altında kalmaya başladı. Buna bağlı olarak Fed’in 2017’de 2 veya en fazla 3 faiz artışı yapabileceği beklentisi oluşmaya başladı. Bu beklenti dolarda gevşemeye yol açarken, gelişen ülkeler üzerindeki baskıyı da hafifletiyor.
4 - GELİŞEN ÜLKELER RAHATLIYOR
Gelişen ülkeler yeni yıla sermaye çıkışları ve para birimlerinde değer kaybı baskısı ile başlamıştı. Ancak Trump rüzgarının azalması ve beklentilerin farklılaşması ile birlikte gelişen ülkelere yeniden sermaye girişleri başladı. Gelişen ülkelerin para birimleri de daha istikrarlı hale geliyor. Gelişen ülkeler üzerindeki baskının azalması bu ülkelerdeki büyüme dinamiklerini de olumlu etkileyecek. Buna bağlı olarak gelişen ülkelerde ortalama büyümenin 2017’de yüzde 4.5’e kadar yükseleceği bekleniyor.
5 - TÜRKİYE İÇİN DE KÜRESEL MALİ KOŞULLAR DAHA OLUMLU
Trump rüzgarının azalması Türkiye için de daha uygun küresel mali koşullar oluşturuyor. Türkiye’ye de sermaye girişleri yaşanıyor. Türk Lirası’nda göreceli bir değerlenme yaşanıyor. Referandum sonrası mevcut siyasi, dış politik ve jeopolitik riskler göz önüne alındığında küresel mali koşullar Türkiye için en azından dışarıdan kaynaklanabilecek ekonomik riskleri azaltıyor.
Son Söz: Küresel koşullar daha uygun. İçeride normalleşmeyi sağlarsak ve ekonomide reformlara hız verirsek kalıcı toparlanmaya ulaşabiliriz.
09 Mayıs 2017 Salı