2016 yılı yurt içinde ve yurt dışında beklenmedik gelişmelere sahne oluyor. Büyük Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı, Türkiye’de darbe girişimi, Kolombiya’da barış anlaşmasının halk tarafından reddedilmesi beklenmedik gelişmeler oldu. Son olarak da beklentilerin ve anket tahminlerinin aksine ABD’de Başkanlık seçimini Doland Trump kazandı. Trump, seçim kampanyası boyunca az sayıda konuda sınırlı görüş açıklamış olması nedeniyle belirsizlik oluşturuyor. Öncelik vererek açıklama yaptığı konularda ise radikal öneriler getirmiş olması nedeniyle endişeye neden oluyor. Trump, 20 Ocak 2017 tarihinde başkanlık görevine resmen başlayacak. O tarihe kadar Trump’ın yarattığı belirsizlik ve endişe azalarak sürecek. Bu çerçevede Trump’ın mevcut politika önceliklerini ve olası etkilerini değerlendirelim.
1. GENEL OLARAK İÇ KONULARA ÖNCELİK VERECEK
Trump seçim kampanyası boyunca ABD’nin iç konularına ağırlık verdi. Bu nedenle önceliğimiz ABD diyor ve küreselleşme önceliğine soğuk bakıyor. Örneğin iklim anlaşmalarına karşı. ABD muhtemelen Trump ile uluslararası ortak girişimlerden bir süre uzak duracak ve içeriye öncelik verecek.
2. EKONOMİDE BÜYÜMEYE AĞIRLIK VERİLECEK
Trump ekonomide büyümeye ağırlık verecek. Trump önümüzdeki 10 yıl içinde ABD ekonomisinde ortalama yıllık yüzde 3.5 büyüme hedefliyor. Trump bu amaçla geniş vergi indirimleri taahhüt etti. Yüksek gelir gruplarının gelir vergisi oranını yüzde 39.6’dan yüzde 25’e, kurumlar vergisini yüzde 15’e indirme sözü verdi. Böylece ekonominin canlanacağına inanıyor. Trump büyümenin hızlandırılması için ayrıca kamu altyapı yatırımlarını genişletecek. Son olarak da ticarette korumacılık ve yeni gümrük vergileri ile imalat sanayini yeniden canlandırmayı hedefliyor.
3. TRUMP TİCARETTE KORUMACILIĞI ARTIRACAK
Trump ABD’nin üçüncü ülkeler ile müzakere ettiği ticaret anlaşmalarına şüphe ile bakıyor. Bu anlaşmalar ile diğer ülkelerin ucuz malları geliyor ve Amerikalılar işlerini kaybediyor. Trump, bu çerçevede öncelikle Meksika ve Çin’den yapılan ithalatta gümrük vergilerini yükselteceğini açıkladı. Meksika ve Kanada ile oluşturulan Nafta’yı yeniden müzakere etmek ve ABD lehine iyileştirmek istiyor. Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) Anlaşması’nı imzalamayacaktır. Avrupa Birliği ile yürütülen TTIP müzakerelerine ise devam etmek istemiyor. Trump bu hali ile ticarette korumacılığı artıracak gibi görünüyor.
4. ÇİN, RUSYA VE İRAN İLE İLİŞKİLER
Trump, Çin’i ABD için en önemli rakip olarak görüyor. Çin’e karşı askeri kapasitesini daha çok hissettirecek. Çin’in haksız ticaret uygulamalarını soruşturmayı ve cezalandırmayı istiyor. Yine Çin’i para manipülatörü ülke olarak ilan etmeyi hedefliyor. Trump, Rusya ile ilişkilere ise önem veriyor. Muhtemelen Putin ile iyi anlaşacak ve beklenmedik işbirlikleri olabilecek. Rusya’ya Batı ambargoları kalkabilecek. İran ile yapılan nükleer anlaşmaya ise karşı olup, ambargoların yeniden uygulanmasından yanadır. Bu nedenle İran yeniden uluslararası sistemden izole edilebilecek. ABD-İran ilişkileri petrol fiyatlarını ve Ortadoğu’daki gelişmeleri de etkileyecek.
5. FED PARA POLİTİKASI VE DOLARIN GELECEĞİ
Trump, ABD’de büyüme dostu bir para politikasını savunmakta olup, faiz indirimlerine karşı olduğunu ve göreve gelir gelmez Fed Başkanı Yellen’i görevden alacağını açıklamıştı. Bu söylemlerine paralel olarak seçilmesi ile birlikte dolar diğer gelişmiş ülke para birimleri karşısında beklentilerin altında değer kaybederken, Meksika pesosu ve TL başta olmak üzere gelişen ülke para birimleri ise dolar karşısında değer kaybettiler. Fed para politikası muhtemelen Trump’ın büyüme tercihini destekleyebilecek. Ancak bir süre sonra bu büyüme enflasyon getireceği için Fed faizleri yine artırmak zorunda kalacak. Bu nedenle dolar orta vadede güçlü kalmaya devam edecek.
TÜRKİYE FARKLI DİPLOMASİ KANALLARI KULLANMALI
Trump’ın seçilmesi ile birlikte Türkiye olarak yaşadığımız ilk etki Türk Lirası’nın değer kaybetmesi ve TL faizlerin artması oldu. Türkiye, Meksika ile birlikte en çok etkilenen iki ülkeden biri. Türkiye’nin yoğun iç gündemi ve ABD ile yaşadığımız belirsizlik bunda etkili oldu. Trump’ın Türkiye ile ilgili doğrudan bir söylemi olmadı. İç konulara ağırlık verecek olan Trump için Türkiye ile ilişkiler bir süre ikincil kalacaktır. Bu nedenle Türkiye ile ABD arasındaki mevcut sıkıntıların hemen aşılması beklenmemeli. Türkiye yeni yönetimin gündemine girebilmek için farklı diplomasi kanallarını kullanmalı.
Son Söz: Trump’ın seçilmesi belirsizliği artırdı. Ancak göreve başlayacağı döneme kadar uygulayacağı politikalara ilişkin açıklamaları ve yönetime alacağı ekip belirsizlikleri azaltacak.
15 Kasım 2016 Salı