tatil-sepeti
tatil-sepeti
Giriş: 27.06.2018 - 00:00
Güncelleme: 24.10.2022 - 13:15
CAN GÜRLESEL

CAN GÜRLESEL

24 Haziran tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinin sonuçlarından bağımsız olarak seçim sonrası için ekonomide önemli önceliklerimiz bulunuyor.

1. ENFLASYONİST HIZLI BÜYÜMEDEN SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYE GEÇİŞ

Potansiyeli ve ihtiyaçları dikkate alındığında Türkiye ekonomisinin yıllık yüzde 6-7 büyümesi gerekiyor. Ancak bu büyüme sağlanırken fiyat istikrarı ile finansal istikrar da korunabilmeli. Ekonomide son bir yılda sağlanan desteklerle hızlı, ancak enflasyonist bir büyüme yaşanıyor. Bu nedenle büyümede sürdürülebilir ve istikrarı koruyan bir modele geçilmesi gerekiyor.

2. MALİ DİSİPLİNE YENİDEN GERİ DÖNÜŞ

2016 yılı Temmuz ayında yaşanan olaylar sonrasında alınan önlemler ve verilen destekler ile birlikte ekonomide çarkların yeniden döndürülmesi sağlanmıştı. Ancak çarklar çalıştıktan sonra bu genişletici önlemlerin sürdürülmesi ve buna ilave olarak geniş kapsamlı mali afların uygulanması hem piyasa dinamiklerini bozuyor hem de mali disiplinden uzaklaşılıyor. Bu nedenle daha sıkı bir mali politikaya dönüş zamanı gelmiş gibi görünüyor.

3. BOZULAN BİLANÇOLARI NEDENİYLE REEL SEKTÖR DESTEKLENMELİ

Döviz kurları ile faiz oranlarında yaşanan beklenmedik ve hızlı artışlar nedeniyle reel sektörde döviz pozisyon açığı olan, döviz borçlusu ve kısa vadeli yüksek TL mali borçları bulunan reel sektör firmalarının mali yapıları olumsuz etkilendi. Bu nedenle seçimler sonrasında bu firmaların mali borçları bir program çerçevesinde ve kurallı olarak yeniden yapılandırılmalı. Yeniden yapılandırmada bankalar için gerekli olacak sermaye katkıları da göz önüne alınmalı.

4. ENFLASYON İLE YENİDEN MÜCADELE

Türkiye’de fiyat istikrarı kayboldu. Fiyat davranışları önemli ölçüde bozuldu. Seçim sonrasında da birikmiş olan fiyat artışları hayata geçecektir. Bu çerçevede Merkez Bankası’nın bağımsızlığı kalıcı olarak tesis edilerek enflasyonla ciddi bir mücadeleye yeniden başlanması gerekiyor. Merkez Bankası 2011 yılına kadar uygulanan enflasyon hedeflemesi politikasına geri dönmeli.

5. KÜRESEL GELİŞMELERİN ETKİLERİNİN İYİ ALGILANMASI

Türkiye 2016 Temmuz olayları sonrası belki de haklı olarak ekonomisinde yaşanan gelişmeleri kendine özgü ve dış mihraklar kaynaklı olarak algılama eğilimine girdi. Ancak burada iki önemli konu gözetilmeli. İlk olarak olası dış müdahaleler ile ekonominin doğası gereği ortaya çıkan sonuçlar iyi ayırt edilmeli. İkinci olarak ise küresel ekonomideki gelişmeler yakından izlenmeli ve olası etkilere karşı önceden hazır olunmalı. Örneğin ABD Merkez Bankası’nın 2013 yılı Mayıs ayında duyurduğu sıkılaşma ve normalleşme sürecine Türkiye daha iyi hazırlanarak ayak uydurabilmeliydi.

6. TÜRK LİRASI’NA GÜVEN

Türk Lirası’nda 2015 yılından bu yana önemli bir değer kaybı eğilimi yaşanıyor. Değer kaybının nedenleri doğru teşhis edilmeli.
TC Merkez Bankası Türk Lirası’nı uzun süredir savunmasız bıraktı ve sadece o da çok gecikmeli olarak 4-5 puan faiz artışları yapıyor. TC Merkez Bankası öncelikle Türk Lirası’nda yeniden güveni ve istikrarı sağlamalı. Türk Lirası’nda güven kaybı sürdükçe ekonomide istikrarı sağlamak mümkün olamayacak.

7. YATIRIM VE İŞ ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ

Türkiye hem yerli hem de yabancı yatırımcılar ve girişimciler için yatırım ve iş ortamında iyileşme sağlamalı.
Bu çerçevede mümkün olduğu anda olağanüstü halin kaldırılması başta olmak üzere, hukuk alanındaki iyileştirmeler özellikle etkili olacaktır.

Son Söz: Seçim sonuçlarından çok seçim sonrası uygulanacak ekonomi politikaları belirleyici olacak; ya ekonomide güven ve istikrarı yeniden sağlayacağız ya da ekonomide yaşanabilecek sıkıntılara katlanmak zorunda kalacağız.