Giriş: 31.10.2018 - 00:00
Güncelleme: 24.10.2022 - 13:34
CAN GÜRLESEL

CAN GÜRLESEL

Türkiye’nin ekonomide yeni sanayileşmiş ülkeler arasına katılması, döviz dengesini kuracak bir sanayi ihracatına ulaşması ve orta gelir tuzağından çıkaracak bir sanayi üretim desenine sahip olabilmesi için sanayiye yönelik politikalar ve eylemler yeniden tasarlanmalı. Bu çerçevede politika öncelikleri aşağıdaki gibi şekillenmeli:

1. KENDİ ÜRETİM VE ÜRÜN TEKNOLOJİSİNE SAHİP OLMAK

Sanayileşmiş ülke statüsüne ulaşmak için gerekli olan şartların başında ülkelerin kendi üretim ve ürün teknolojisine sahip olması gelir. Türkiye’nin son iki yıldır ortaya koyduğu üretimde yerli ve milli olmak kavramı da benzer bir hedefi paylaşıyor. Ancak burada yerli ve milli üretim yapılırken eğer kullanılan üretim teknolojisi (makina parkı) yabancı ise sanayileşmiş ülke statüsüne ulaşmak yine mümkün değil. Bu nedenle yerli ve milli kavramı yerine kendi üretim ve ürün teknolojisine sahip olma hedefi daha doğru ve başta makina sanayi olmak üzere, yazılım ve elektronik sektörleri birlikte bu doğrultuda desteklenmeli.

2. ÖNCE MEVCUT SANAYİYE DESTEK

Türkiye sanayileşmiş ülke statüsüne geçiş için sanayide dönüşüm hedefliyor. Ancak bu dönüşümü yapacak olan büyük ölçüde yine mevcut sanayi olacak. Bu nedenle öncelikle son iki yıldır ekonomide yaşanan gelişmelerin mevcut sanayi firmaları üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirecek önlemler alınmalı. Bu amaçla ilk adım olarak kamunun sanayi üzerindeki düzenleyici mevzuatı sadeleştirilmeli ve kamunun sanayi üzerindeki doğrudan ve dolaylı yükleri yeniden gözden geçirilmeli. Sanayide dönüşümü sağlayacak sermaye için sanayide kaynak birikimi özendirilmeli. Mevcut sanayinin rekabet gücünü olumsuz etkileyen başta çalışma ve iş hayatı düzenlemeleri olmak üzere faktör piyasalarında iyileşme sağlanmalı.

3. TEŞVİK SİSTEMİNDE REVİZYON VE MEVCUT FİRMALARIN MODERNİZASYON YATIRIMLARININ TEŞVİKİ

Türkiye’de mevcut yatırım teşvik sistemi yeni kapasitelerin kurulması, yeni istihdam yaratılması ve bölgeler arası farklılıkların giderilmesi kriterlerini kullanıyor. Ancak bu kriterler sanayide istenen dönüşümün sağlanmasını sınırlıyor. Kaynaklar büyük ölçüde geleneksel sektörlerin teşvikine ayrılıyor. Bu nedenle sanayide teşvik kriterleri yenilenmeli, değer zincirleri ve kümelenmeler göz önüne alınarak kendi üretim ve ürün teknolojisi kullanımını öne çıkaran yatırımlar ayrıcalıklı olarak desteklenmeli. Bir diğer önemli konu ise mevcut firmaların modernizasyon yatırımlarının teşvikindeki zayıflıktır. Mevcut firmaların makina parklarında teknoloji çok hızlı değişiyor. Birkaç yılda bir verimlilik ve rekabet gücünü artıran modernizasyon yatırımlarına ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle mevcut firmaların verimlilik ve katma değer artışı getirecek modernizasyon yatırımları kapsamlı olarak desteklenmeli.

4. SANAYİ 2.0’DAN SANAYİ 4.0’A GEÇİŞ İÇİN ATLAMA TAŞI İHTİYACI

Türk sanayinde endüstriyel otomasyon, bilişim ve yazılım teknolojilerinin kullanımı ile dijitalleşme henüz Sanayi 2.0 seviyesinde. Sanayi firmaları büyük ölçüde küçük ve orta ölçekli. Firmaların ekosistemleri de Sanayi 4.0’a geçiş için yeterli değil. Sanayi 4.0 ile uyumlu alt yapı ve insan kaynakları da sınırlı. Bu nedenle sanayide 2.0’dan 4.0’a geçiş için sanayi firmalarına kapsamlı bir destek programı uygulanmalı. Bu program büyük ölçüde sistem mühendisliği, otomasyon, yazılım ve insan kaynağı alanlarında destekler içermeli.

5. KALKINMA BANKASI’NI KALKINMA BANKASI OLARAK KULLANALIM

Sanayinin önemli sıkıntılarından biri, yatırımlarını finanse edecek bir Kalkınma Bankası’nın olmaması. Bu nedenle sanayi uzun vadeli, uygun maliyetli ve kendi para biriminden yatırımlarını finanse edecek bir finansman olanağı bulamıyor. Bu çerçevede Türkiye Kalkınma Bankası’nın yeniden yapılanması gündeme geldi. Ancak mevcut düzenleme taslağındaki hali ile sanayinin dönüşümünde ihtiyaçları karşılayacak bir kalkınma bankası görülmüyor. Bu nedenle Türkiye Kalkınma Bankası gerçek anlamda yeni nesil bir endüstri bankası haline getirilmeli.

6. SANAYİCİ SERMAYESİNİ SANAYİ ARSASINA DEĞİL TEKNOLOJİYE YATIRABİLMELİ

Türkiye’de sanayinin gelişimi ve dönüşümü önünde önemli bir engel, uygun sanayi arsalarının olmaması, olanların da ticarete ve yatırıma konu edilir hale getirilmiş olmaları. Sanayiciler yeni bir yatırımda sermayesinin önemli bir bölümünü sanayi arsasına ayırmak zorunda kalıyor. Bu nedenle kamu bu alanda alt yapısı hazırlanmış sanayi arsaları üreterek uzun sürekli kiralamalar veya uzun vadeli satış seçeneklerinin yer alacağı bir sistem geliştirmeli.

Son Söz: Ekonomide kalıcı istikrar sanayide dönüşüm ile sanayide dönüşümde yeni bir anlayış ile sağlanabilir.