Türkiye’nin hızlı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlaması ile orta gelir tuzağından çıkışı için sanayileşmesini tamamlaması, bunun için de sanayinin ve sanayi şirketlerinin ortalamanın üzerinde performans göstermesi gerekiyor. İSO 500 büyük kuruluş çalışması bu konuda önemli bulgular içeriyor.
1. EKONOMİK BÜYÜMENİN ALTINDA PERFORMANS
2015 yılında ekonomi yüzde 4, imalat sanayi yüzde 3.8 büyüdü. 2014 yılı hariç son dört yıldır imalat sanayinin ekonominin altında büyüdüğü görülüyor. 2014’ün aksine imalat sanayi büyümesi 2015 yılında tekrar ekonomik büyümenin altında kaldı. Türkiye, gelişmiş bir ülke olabilmek için sanayileşme faaliyetlerini sürdürüyor.
1998 yılına kadar da imalat sanayi Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payını kabul edilebilir seviyeler olan yüzde 23-24’lere kadar çıkarmayı başardı. Fakat bu yıldan itibaren imalat sanayinin milli gelir içindeki payı sürekli düştü ve 2009 yılından bu yana da yüzde 15’ler seviyesine gerileyerek burada durağanlaştı.
2. ÜRETİMDEN SATIŞLARI REEL OLARAK ARTMAMIŞ
2015 yılında İSO 500’ü oluşturan sanayi şirketlerinin 2014 yılında 421.2 milyar lira olan üretimden net satışları 2015 yılında yüzde 7 oranında artarak 450.5 milyar TL olarak gerçekleşti. 2015 yılında gerçekleşen enflasyon ve milli gelir deflatörü verileri karşılaştırıldığında üretimden satışlar reel olarak artmadı. Sanayi şirketlerinin en önemli büyüme unsuru olan satışlarındaki sınırlanma sağlıklı değildir.
3. ESAS FAALİYETLERİNE VE FAALİYET KÂRINA DAHA ÇOK ODAKLANMIŞ
İlk 500 sanayi şirketinin esas faaliyetlerinden elde ettiği kârı 2014 yılına göre ciddi bir şekilde arttı. 2014 yılında 30 milyar 457 milyon lira olan faaliyet kârı yüzde 44.9’luk bir artışla 44 milyar 144 milyon liraya çıkarıldı. Faaliyet kârının net satışlara oranı da son yılların en yüksek düzeyi olan yüzde 8.7’ye ulaştı. Sanayi şirketleri esas faaliyetlerine odaklanarak faaliyet kârlarını önemli ölçüde artırdı. Faaliyet kârlarındaki artışın bir diğer nedeni de dünyadaki deflasyonist ortam ile girdi maliyetlerinin düşmesi oldu.
4. FİNANSMAN GİDERLERİNDE ÖNEMLİ ARTIŞ YAŞANDI
İlk 500 büyük sanayi şirketinin finansman giderleri 2015 yılında önemli ölçüde yükseldi. Sanayicilerin önemli ölçüde arttırdığı faaliyet karlarının büyük bir bölümü finansman giderine gitti. Finansman giderleri bir önceki yıla göre yüzde 75.1 arttı ve ilk 500 sanayi şirketi elde ettiği 44 milyar kârın 28 milyar lirasını, yani yüzde 63.4’ünü finansman gideri olarak kaybetti. 2015 yılında finansman giderlerindeki bu artışın esas nedeni döviz kurlarındaki artış ile yüksek döviz borçlarının yarattığı finansman maliyetleridir.
5.BORÇ/ÖZKAYNAK DENGESİ BOZULUYOR
İSO 500 büyük sanayi kuruluşunun özkaynaklarının toplam varlıklar içindeki payı 2015’te de yüzde 39.9’a kadar indi. Toplam borçların toplam varlıklar içindeki payı ise 2015 yılında ise yüzde 60.1’e yükseldi. Kârlardaki yavaşlama, oluşturulan kârların finansman giderleriyle erimesi sonucu sınırlanan iç kaynak, özkaynakların payının azalmasına, buna karşın borçlanma ihtiyacının da artmasına yol açıyor. Bu durum 2015 yılında sanayi kuruluşlarının büyümelerini yine borçlanma ile ve görece olarak daha sağlıksız bir şekilde finanse etmiş olduklarını gösteriyor.
6.KULLANILAN MALİ BORÇLAR ÜRETİM KAPASİTESİ (DURAN VARLIK)
Dünya ortalamasında yüzde 66 olan duran varlıkların aktiflere oranı İSO 500’de yüzde 46 ile 20 puan aşağıda bulunuyor. Dünyada özel sektörün kullandığı krediler daha çok yatırımlara, yani duran varlıklara giderken Türkiye’de ise alacak ve stok ağırlıklı işletme sermayesine gidiyor. Bu da finansmanın kullanımı veya değerlendirilmesi noktasında da bir nitelik sorunu olduğunu ortaya koyuyor.
Son Söz; sanayi kuruluşları için daha etkin ve farklı bir finansman ortamına ihtiyaç artıyor.