DR. CAN GÜRLESEL
Pandemide toplu bağışıklık yaklaşımının giderek başarılı olmasıyla 2022’ye ilişkin küresel ekonomide iyimserlik artıyordu. Şubatta zirve yapan vaka sayıları hızla azalırken, ilkbahardan itibaren dünya ekonomisi ve ticaretinde büyümenin hızlanması beklentisi bulunuyordu. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş, küresel ekonomi için de büyük belirsizlik yarattı. Türkiye ekonomisi için de yeni riskler ortaya çıktı.
1. RUSYA’NIN UKRAYNA’YI İŞGALİ İLE BAŞLAYAN SAVAŞ
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş, 21. yüzyılda insani bir drama yol açmaya başladı. Savaşın insani kayıpları çok yüksek olacaktır. Savaşın ne kadar süreceği ve nasıl gelişeceği belirsiz.
Rusya, sınırlarında NATO üyelerine ve tehditlerine izin vermeyeceğini açıkladı ve savaşı bu nedenle başlattı. Rusya, bu hedefe ulaşana kadar savaş sürecektir. Batı ülkeleri, Rusya’ya askeri bir yanıt vermeyeceklerini ve NATO’nun kendi topraklarını savunacağını ilan etti. Savaş ortamında nükleer tehdit de gündeme geliyor. Savaş nasıl sona erirse ersin yeni bir soğuk savaş dönemi yaşanacak.
2. SAVAŞIN İLK EKONOMİK ETKİLERİ
Savaş, ekonomik olarak da beklenmedik bir sürece yol açtı. Pandemide toplu bağışıklık yaklaşımı çerçevesinde iktisadi ve sosyal faaliyetlerde önümüzdeki aylardan itibaren önemli bir canlanma beklentisi bulunurken, savaş bu beklentiyi bozdu. Savaşın ekonomik etkileri hızla ortaya çıkıyor. İlk aşamada emtia ve enerji fiyatlarında sert artışlar yaşanıyor. Rusya’ya yönelik yaptırımlar, bu ülke ekonomisini ve uygulayan ülkeleri olumsuz etkileyecek. Savaşın sınırlı kalması halinde dahi küresel ekonomide yavaşlama riski giderek artıyor.
3. KÜRESEL ENFLASYON VE PARA POLİTİKALARI
Pandemi sonrası ortaya çıkan arz yanlısı gelişmeler sonucu küresel ölçekte enflasyonda artış yaşanmaya başladı.
Başta ABD ve AB olmak üzere gelişmiş ülkelerde uzun yıllardır görülmeyen yüksek enflasyonlar oluştu. Rusya-Ukrayna savaşı, enerji ve emtia fiyatlarında yol açtığı artışlar ile küresel enflasyon riskini daha da besliyor. 1973 yılı petrol fiyatları artışı sonrası yaşanan resesyon ve stagflasyon hafızalarda. Bu nedenle öncelikle ABD merkez bankası başta olmak üzere para politikasında sıkılaştırma adımları atılacak. Savaşın yavaşlatma etkisi ile para politikalarında sıkılaştırmaların ötelenmesi beklentisi gerçekçi değil.
4. DOLAR GÜÇLENİRKEN ENERJİ VE EMTİA FİYATLARI ARTIYOR
Rusya-Ukrayna savaşı para birimleri, değerli metaller ve diğer emtialar üzerinde geleneksel savaş etkilerini göstermeye başladı. Öncelikle ABD doları güvenli liman olarak değer kazanıyor. Yine altın önemli ölçüde değer kazandı. Enerji ve emtia fiyatları da arz endişesi ile yükseliyor. Savaşın sürmesi halinde bu eğilimler devam edecek. Yine gelişmiş ülkelerde tahvil faizleri güvenli yatırım aracı olarak düşüyor. Kısa vadeli faiz oranları yükseliyor. Türkiye gibi gelişen ülke para birimleri üzerinde ise savaş, değer kaybı baskısı yaratıyor.
5. TÜRKİYE EKONOMİSİNE OLASI ETKİLERİ
Türkiye ekonomisi, bölgesindeki bu savaşa oldukça kırılgan bir makro dengede yakalandı. Öncelikle uygulanan para politikası kırılgan ve yüksek enflasyona yol açıyor. Dış ticaret açığı da hızla artıyor. Türk lirasındaki değer kaybını engellemek için zorlayıcı tedbirler uygulanıyor. Türkiye’nin bu yeni politikasına ilişkin belirsizlikler nedeniyle kredi notu da düştü. Türkiye, bu koşullar içinde Rusya-Ukrayna savaşının etkileri ile karşı karşıya kaldı. Öncelikle Türkiye, iki ülkeye toplam 11 milyar dolarlık ihracat yapıyor ve bu ihracat azalacaktır. 2022’de iki ülkeden yaklaşık 10 milyon turist beklenirken, şimdiden bu hedeften uzaklaşıldı. Enerji, hububat, metaller, kimyasal ürünler, mineraller gibi ürünlerde Türkiye bu iki ülkeye bağımlı. Tedarikte sıkıntılar olacaktır. İki ülkede halen 20 milyar dolara yakın müteahhitlik işi sürüyor. Savaşın yol açtığı koşullar ile Türkiye’de enflasyon daha da artacakken, Türk lirasında değer kaybı baskısı da yükseliyor.
SON SÖZ
Önce insani olarak ve sonrasında ekonomiler için savaş bir an önce sona ermeli ve kalıcı bir barış sağlanabilmeli.
11 Mart 2022 Cuma