tatil-sepeti
Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Getiğimiz hafta başında Türkiye ekonomisinde ikinci çeyrek büyüme oranları açıklandı. İlk çeyrekteki yüzde 7.4 büyüme ardından ikinci çeyrekte de büyüme yüzde 5.2 olarak gerçekleşti. Böylece yılın ilk yarısında büyüme dinamikleri iyi çalıştı. Ancak yaz aylarından itibaren döviz kurları ve faiz oranlarındaki öngörülemeyen artışlar ekonomiyi ve özellikle reel sektörü olumsuz etkilemeye başladı. Bu nedenle başarılı büyüme verilerine rağmen önceliğimizi sıkıntı yaşayan reel sektöre vermeliyiz.

1. BÜYÜME DİNAMİĞİNİN TEMELİNDE REEL SEKTÖR YER ALIYOR

Türkiye’nin 2017 yılı ile 2018 yılında gösterdiği hızlı ekonomik büyümenin temelinde reel sektör bulunuyor. Reel sektör, özellikle üretim ve ihracat tarafında gösterdiği sıçrama ile ekonomik büyümeyi hızlandırıyor. Yılın ikinci çeyreğinde yaşanan birçok sıkıntıya rağmen göreceli hızlı büyüme yine reel sektördeki gelişmeden kaynaklandı. Sanayi ikinci çeyrekte yüzde 4.3, hizmetler sektörü ise yüzde 8.0 büyüdü. Turizm sektörünün hizmetlere katkısı hissediliyor. Türkiye sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme için reel sektörün bu dinamizmini mutlaka korumalı.

2. REEL SEKTÖRÜN DÖVİZ KAZANDIRICI FAALİYETLERİ BÜYÜMEYİ SÜRÜKLÜYOR

Yılın ikinci çeyreğinde reel sektörün mal ve hizmet ihracatı yüzde 4.5 büyürken, mal ve hizmet ithalatı büyümesi yüzde 0.3’de kaldı. Reel sektör zorlu ikinci çeyrek koşullarında mal ve hizmet ihracatını artırmayı başardı. Ayrıca ithal ikamesi ile ithalatın da aşağı çekilmesine katkı sağladı. Böylece mal ve hizmet ihracatı ile ithalatı arasındaki fark ile oluşan net mal ve hizmet ihracatı büyümeye 1.5 puan katkı sağladı. Reel sektörün hem döviz kazandırıcı faaliyetlere devam edebilmesi hem de ekonomik büyümeye katkı sağlaması için mali açıdan sağlam olması gerekiyor.

3. REEL SEKTÖRÜN MAKİNE YATIRIMLARI

Reel sektörün dinamiklerinin çalışması için mal ve hizmet üretim kapasitesini artırması gerekiyor.
2017 yılında artan kapasite kullanım oranları sonrası 2018 yılına girerken özellikle yeni kapasite ve makine yatırımlarının artacağı ümidi vardı. İlk çeyrekte makine yatırımları yüzde 6.4 büyüme gösterdi. Ancak 2018 yılının ikinci çeyreğinde makine yatırımlarında büyüme yüzde 0.6 oldu. Makine yatırımları ikinci çeyrekte reel olarak hemen aynı kaldı. Üçüncü ve dördüncü çeyreklerde ise yüksek faizler ve döviz kurları nedeniyle makine yatırımları muhtemelen küçülecek. Böylece reel sektörün kapasite olarak büyümesi yine yarıda kalacak.

4. BANKALARIN KREDİ İŞTAHI AZALDI

Bankaların iktisadi faaliyetlere yönelik kredi verme iştahı ile firmaların kredi kullanma isteği de yüzde 35’lere gelen kredi faizleri ile en aza indi. Bankalar oldukça temkinli davranıyor. Bu arada artan döviz kurları kullanılan döviz kredilerinin TL olarak şişmesi sonucu teminat açıkları oluşturuyor. Firmaların mevcut koşullarda ilave teminat verme gücü oldukça düşük. İhracatta ve yurtiçinde sağlıklı fiyat tespit etme olanağı da azaldı. Bu nedenle yurtiçi ve yurtdışı siparişlerin karşılanma oranları da düşüyor.

5. ORTA VADELİ PLAN ÖNEMLİ

Piyasaların ve firmaların çalışmasının yeniden normale dönmesi gerekiyor. Firmalar tamamen kendilerini koruma güdüsü ile hareket ediyor. Bu nedenle Orta Vadeli Plan hazırlıkları içinde veya paralel olarak reel sektörün mali yapısını güçlendirecek ve piyasalara güven verecek önlemlere mutlaka yer verilmeli.

Son Söz: Reel sektör piyasalardaki donukluğa en fazla birkaç hafta daha dayanabilir.

18 Eylül 2018 Salı