PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da, Dışişleri Bakanlığımızın yönetiminde başarılı geçen bir Afrika Zirvesi yapıldı. Biz Bakanlık olarak tabii ki işin eğitim tarafı ile ilgilendik. Bakanımız Mahmut Özer’in başkanlığında misafir eğitim bakanlarının tümü ile hem toplu hem de özel görüşmeler yapıldı. Birçok konuda işbirliği imkanları ortaya çıktı. Afrika, bizim açımızdan gönlümüzün kaydığı bir coğrafyadır.
Sömürgeci zihniyetten bıkan insanların yaşadığı ülkeler grubudur. Paylaşmayı, işbirliğini, birlikte kazanmayı, gönülden olmanın merkeze alındığı bir işbirliğini pek yaşayamamış halkların coğrafyasıdır. Türk devletinin misyon kuruluşları ile tanışmayı müteakip bu değerlerin hakikiliğini gören insanlar topluluğudur Afrika.
GÖNÜL COĞRAFYASINA ÖNDERLİK
Bir bütün olarak Afrika ile devamlılığı olabilecek bir işbirliği geliştireceksek bunun mutlaka eğitim boyutundan olması gerekir. Koca kıtanın hem dönüşümü hem de kalkınması açısından bu boyut stratejik bir mahiyet taşır. Bu nedenle eğitim çalışmalarının ayrıntılı bir şekilde planlanması gerekir. Ülkemizin ‘mesleki eğitim’ tecrübesini, ihtiyaç duyan ülkelerin hizmetine sunma yaklaşımı, ülkemizin siyaset geleneğine de uyuyor. Günümüzde özellikle Afrika’nın birçok ülkesi meslek eğitimine şiddetle ihtiyaç duyuyor. Fakat misyonerlik ve sömürge anlayışında olan ülkeler, yıllarca bu topraklarda eğitim işini sadece elit eğitimi ile sınırladı. Bundan da kasıt; kendilerine bağlı bir yönetici elit çıkarmak ve bunu kendi amaçları doğrultusunda kullanarak sömürge anlayışlarına devamlılık kazandırmaktı. FETÖ’nün yaptığı da aslında bunun benzer bir versiyonu idi. Gerçekte ise ihtiyaç duyan tüm gönül coğrafyamıza ülkemizin mesleki eğitim tecrübesini aktarmak ve önderlik etmek, bizim kadim siyaset felsefemizle de örtüşüyor.
Sömürgecilik zihniyetinin aksine sadece maddi imkanlılara değil, asıl mahrumiyet içinde olanlara yönelmek daha doğru bir yaklaşım olur. Bunun da ilk adımı öncelikli olduğu için mesleki eğitimdir. Eğitimin bu boyutunu da dahil etmek, bize birçok açıdan avantaj getirir. Ülkemiz mesleki ve teknik eğitim alanında; edindiği birikim ve tecrübesi, ahilik teşkilatı ve kültürüne dayanan geçmişi ile güçlü bir eğitim geleneğine sahip. Ortaöğretimde mesleki ve teknik Anadolu liseleri, tematik meslek liseleri ile kalfa ve usta yetiştiren mesleki eğitim merkezleri olmak üzere başarılı bir mesleki eğitim imkânı sunuluyor.
Mesleki eğitim alanında edinilmiş bu tecrübenin uluslararası paylaşımı, muhakkak ki alandaki bilgi ve birikime katkı sağlayacak. Türkiye, mevcut dış politika yaklaşımı ve sahip olduğu diplomatik misyon ağı ile daha adil bir küresel sistemin tesisi, ülkeler arası işbirliği ve dayanışmayı amaçlıyor. Bu amaçla Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) ve Türkiye Maarif Vakfı (TMV) gibi uluslararası kuruluşlarıyla da farklı alanlarda açılım sağlıyor.
25 ÜLKEDE 20 BİN ÖĞRENCİ
Bu bağlamda uluslararası platformlarda gerçekleştirilecek işbirliği çalışmaları ve uluslararası kuruluşları eliyle Türkiye’nin mesleki eğitim alanındaki tecrübesini ihtiyaç duyan ülkelerin istifadesine sunmak, ilk etapta bir insanlık borcu olarak görülmeli. Bu nedenle Türkiye’nin 2005 yılında gözlemci ülke, 2008 yılında stratejik ortak olarak ilan edildiği Afrika Birliği ülkeleriyle gerçekleştireceği mesleki eğitim tecrübe paylaşımı, ilgili coğrafya ülkeleri ile gerçekleştirilen eğitim, kültür ve ekonomik işbirliği alanlarına da büyük katkı sağlayacak.
Bu tecrübe aktarımı, ülkemizin yurt dışındaki eğitim teşkilatı olan Maarif Vakfının Okulları aracılığı ile yapılmalı. Maarif Vakfı, bu misyonla Türkiye’nin bu alandaki tecrübesini ihtiyaç duyan diğer ülkelere taşıyarak ve meslek eğitimine girerek küresel bir işlev yüklenebilir. Meslek eğitiminde elde edilecek başarı ise Maarif Okullarının hem ülkeler nezdinde daha rasyonel bir karşılığının olmasını getirir hem de gönül coğrafyası inşasına ciddi bir katkı sunmuş olur. Yani bu açılım ile Maarif Vakfının diğer tüm eğitim çalışmaları ilgili devlet ve toplum nezdinde daha yüksek oranda kabul görür.
Bugün Maarif Vakfı, Afrika’nın 25 ülkesinde fiilen okulları olan ve yaklaşık 20 bin öğrencisi bulunan büyük bir eğitim kuruluşu haline geldi. Mesleki eğitim bunu daha da büyütür. Afrika ülkelerine mesleki eğitime giriş bağlamında en çok ihtiyaç duyan bir ülke belirleyip çalışmalara başlanmalı. Etiyopya, Çad veya Ruanda meslek eğitimi için giriş yapılacak ülkelerden biri olabilir. Gönül coğrafyası, işe gönlünü katabilenlerle gelişir.
31 Aralık 2021 Cuma